Büyüklüğü tartışılmaz!

A -
A +

Taraftar tıklım tıklım doldurmuş stadı. Ne yaraşır bu takıma, kupalar ve Devler Ligi’ni kazanıp, Avrupa’nın en büyüğü olmak değil mi?

İşte Ali Koç başta olmak üzere bütün Fenerbahçelilerin yıllardır hayalini kurduğu rüya bu. Çok şey mi istiyorlar? Hayır ancak istemek yetmiyor; ruhunu, gücünü sahaya yansıtmalısın önce, tıpkı Ukrayna temsilcisi gibi.

Dinamo, Dinamo'dur

Lucescu gibi dünya çapında kurt biri ve Ukrayna temsilcisi Dinamo Kiew “Erkeklerimiz savaşta. Sekiz aydır ne hazırlık yapabildik ne de transfer” gibi mazeretler öne sürse de Kadıköy’e tur için gelmişti. Bunu da savunma arkasına atılan toplar ve akılcı kontratak oyunu ile gösterdi. Hele Altay’ın kurtarışları olmasa Fenerbahçe’nin hâli çok daha fenaydı. Özetle şartlar ne olursa olsun Dinamo Kiev, Dinamo Kiev’dir.

Jesus'un yanlışları...

Jesus’un sahaya sürdüğü 4-1-3-2 düzenindeki Fenerbahçe’nin başlangıç on biri ile ilgili eleştiri “İsmail’in yerinde Bruma mı yoksa Arda ve Lincoln’le mi başlasaydı” sorusu olabilir ki, doğrusu kırmızı kart her şeyi özetledi.

Oysa Bruma, Arda ve Lincoln kilitlenen oyunu açabilecek iyi birer hamle oyuncusuydu. Lakin Jesus’un risk alırken derdi istikrarlı bir takım iskeletiydi, başaramadı.

Savunmada Kim aransa da Ferdi ve Osayi çok iyi ama önde King-Valencia ikilisi, hücum gücünü forse etmiyor. İrfan direkten dönen vuruş dışında maça ağırlığını hiç koyamadı. Emre Mor hamlesi de yanlıştı.

Sonuçta Lucescu’nun fendi, Jesus’lu Fenerbahçe’yi Vitaliy Buyalkski’nin ateşlediği füze ile yaralayıp Karavayev ile Devler Ligi’nin dışına itti. Yazık; koca bir hayal daha başlamadan bitti. Putin tezahüratı hiç yakışmadı.

Maçın adamı: Lucescu

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.