Eshab-ı kiramın hepsi sadıktı...

A -
A +
Hiçbir sahâbîye, hattâ herhangi bir Müslümâna dil uzatmak câiz olmaz. Her Müslümânı ve Eshâb-ı kirâmın hepsini iyilikle yâd etmemiz emrolundu.
 
İnsanlar içinde ruhları en yüksek ve en olgun olanları Peygamberlerdir. Bunlar, hata etmekten, şaşırmaktan, gafletten, hıyanet etmekten, taassup ve inattan, nefse uymaktan ve kin bağlamaktan korunmuşlardır. Masum kimselerdir. Hiç günah işlemezler. Peygamberler, Allahü tealanın kendilerine bildirdiği şeyleri söylerler ve açıklarlar. Onların bildirdikleri din bilgileri, emirler ve yasaklar hep doğrudur. Hiçbiri bozuk değildir. Bunlara uyanlar, dünyada ve ahirette rahat ve huzur içinde yaşarlar.
Peygamberlerden sonra, insanların en yüksek ve en olgun olanları, peygamberlerin Sahabileridir. Kadın veya erkek, çocuk veya yetişkin bir Müslüman, Resulullah Efendimizi, çok az da olsa bir kere görmüşse, kör olan bir kere konuşmuşsa ve iman ile vefat etmişse, buna “Sahabi” denir. Birkaç kişi olursa “Eshab” denir.
Eshab-ı kiramın hepsi, Resulullah Efendimizin sohbetinde bulunmakla, nefislerinin isteklerinden tamamen kurtulup kin, düşmanlık gibi kötü huylardan temizlendiler. Her biri, din büyüğü ve İslam’ın gözbebeği olup, İslamiyet’i kuvvetlendirmek ve insanların en iyisine yardım etmek için bütün güçleri ile çalıştılar. İslamiyet’i yükseltmek için mallarını feda ettiler. Resulullah efendimize olan aşırı sevgileri uğrunda evlerini, evlatlarını, hanımlarını, tarlalarını, akarsularını, vatanlarını terk ve feda ettiler. Bütün bunların sevgisini, hatta canlarının sevgisini bırakıp, Resulullah’ın sevgisini seçtiler. Onunla konuşmak, Onunla beraber bulunmak şerefine kavuştular. Onun sohbeti bereketi ile çok büyük üstünlüklere eriştiler. Fizik ve kimya kanunlarının üstünde olan harikalara ve mucizelere şahit oldular. Başkalarının ancak duyabildikleri  şeyler, onlara açıkça gösterildi. Vahyin gelmesine şahit oldular, meleği görmekle şereflendiler.
Sonra gelenlerin hiçbirine nasip olmayan yakınlıklar, üstünlükler onlara ihsan edildi. Öyle yükseldiler, öyle sevildiler ki, başkalarının dağ kadar altın dağıtmakla kazandıkları dereceler, bu büyüklerin bir avuç arpa vermekle kazandıkları derecelerin yarısı kadar bile olmadı. Allahü teala, onları Kur’an-ı kerimde överek, Onlardan razı olduklarını, Onların da Allah’tan razı olduklarını bildirdi.
Eshab-ı kiramın hiçbirisi gösterişi sevmez, görünüşe bakmazdı. Hepsinin düşüncesi, kalplerini temizlemekti. Hakikate ve manaya bakarak edebi gözetirlerdi. Onların öncelikli düşünceleri ve arzuları, Resulullah’ın emirlerini yapmak ve Onu incitecek en ufak şeyden sakınmaktı. (Seadet-i Ebediyye)
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.