Dünya ve ahiret saadeti için...

A -
A +
Bütün işlerimizi Rabbimizin istediği gibi yapmalı, kendimizi beğenmek ve gösterişten uzak durmalıdır. Onun emir ve yasaklarını öğrenmeli ve her işimizde, ona uymalıdır.
 
 
Her insanın, dünyada ve ahırette, huzur ve saâdete kavuşması için, üç şey yapması lâzımdır:
1- Önce Müslümân olmak lâzımdır. Bir kerre (Lâ ilâhe illallah. Muhammedün resûlullah) diyen Müslüman olur. Müslüman olduğunu tanıdıklara ve meleklere bildirmek için, (Eşhedü en lâ ilâhe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abdühü ve resûlüh) demelidir.
2- Sonra ilim ve ihlas sahibi olmalıdır. Bütün işlerimizi Rabbimizin istediği gibi yapmalı, kendimizi beğenmek ve gösterişten uzak durmalıdır. Onun emir ve yasaklarını öğrenmeli ve her işimizde, ona uymalıdır. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki: 
(İlim ile yapılan az amel, ilimsiz çok amelden daha çoktur.)
(İlim, İslam’ın hayatı, imanın direğidir.)
(İlim, benim ve diğer Peygamberlerin mirasıdır. Bana mirasçı olan da, Cennette benimle beraber olur.)
3- Kalbi temizlemek ve dünyâda ve âhırette saâdete kavuşmak ve dertlerden, belâlardan, hastalıktan, düşman şerrinden ve sihir, büyü ve cin çarpmasından kurtulmak, nimetlere kavuşmak için, her Müslümânın, her gün kalp ile tevbe etmesi ve bu tevbeyi söylemesi lâzımdır. Bunu söylemeye (istigfâr) denir. Çok istigfâr okumalıdır.
İstigfâr, (Estağfirullah min külli mâ kerihallah) veya kısaca (Estağfirullah) demektir. Dinimizin emir ve yasaklarına  uyanın duaları muhakkak kabul olur. İstiğfârı ve bütün duaları, manâsını düşünmeden, temiz kalp ile söylemezse, yalnız ağız ile söylerse, hiç faydası olmaz. İstiğfârı ağız ile üç kerre söyleyince, temiz kalp ile de söylemeye başlar. Günâh işlemekle kararmış olan kalbin söylemesi için, ağız ile çok söylemek lâzımdır.
Harâm lokma yiyenin ve namaz kılmayanın kalbi simsiyâh olur. Böyle kalplerin söylemeye başlaması için, istiğfâr duasını üç kerre okumak ve sonra (67) kerre istigfâr söylemek, yani (Estağfirullah) demek lâzımdır.
Allahü teâlâ; 
(Tevbe ve istiğfâr edeni severim ve günâhını af ederim) buyuruyor.
Tevbe; günâhı işlediğine pişmân olmak, günâh işlemekten hemen vazgeçmek ve bir daha yapmamaya karar vermek ve affetmesi için Allahü teâlâya yalvarmaktır. Bu dört şeyden biri noksan olan tevbe kabul olmaz ve günâhı affedilmez. Tevbeden sonra günâhı tekrâr yaparsa, tevbesi bozulmaz, yeniden günâha girer. Bunun için, ayrıca tevbe etmesi lâzım olur. Hakîkî tevbesi yapılan günâh, muhakkak af olur. Tevbe yapılmayan günâh için, Allahü teâlâ, dilerse affeder, dilerse azap eder. [Hak Sözün Vesikaları]
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.