Kumar oynamak

A -
A +
Kumar oynamak, fert hayatını felç eder, sosyal hayatın bozulmasına sebep olur. Kumar oynayan, kısa yoldan haksız kazanç sağlamak ve zengin olmak peşindedir...   Dinimizin haram saydığı kazanç yolları: -2- Dünya malından çoğunun yenmesi ve kullanılması haram değildir. Helal olan şeyler sayılamayacak kadar çoktur. Ancak haramlar sayılıdır.  Yemesi, içmesi haram olan şeylerden biri de, kendileri haram olmadığı hâlde faiz, kumar, rüşvet, hırsızlık ve gasp yollarından biri ile alınan veya dinimizin emrettiği şartlarına uymadan yapılan sözleşme ile satın alınan şeyleri, yemek-içmek ve kullanmaktır. Bunları geri vermek, aldığı kimseyi bulamazsa, fakirlere sadaka olarak vermek lazımdır. Kumar ile kazanılan malı, parayı yemek ve kullanmak da haramdır. Çünkü, kumar ile ele geçen mülk olmaz. Dinimiz bunların satılmasını, satın alınmasını, yenilmesini ve kullanılmasını yasak etmiştir. Bir malı, şarta bağlayarak kazanıp mülk edinmek kumar olur. Allahü teala, Kur’an-ı kerimde Maide suresinin doksanıncı âyet-i kerimesinde, kumar oynamayı ve böyle mal kazanmayı yasaklamaktadır. Kumar, her türlü yarışlarda olduğu gibi tavla, satranç, dama taşları ve iskambil kâğıtları ile yapılan her oyunda da olur. Bunların hepsinde sözleri, tahminleri yanlış çıkanlar, tahminleri doğru çıkanlara mal para vermektedir.  Kumar oynamak, yarışmak demek değildir. Tahminde yanılıp, yanılmamak demektir. Kumarda, sonu tahmin edilen işin oyun olması, kazançlı-başarılı olması veya zararlı olması arasında fark yoktur.  Piyango da kumardır. Çünkü piyangoya katılanların hepsi, kendi numarasının çekileceğini ümit etmektedir. Bunda tahminleri doğru çıkanlar, yanlış çıkanların önceden vermiş oldukları paralardan almaktadırlar. Piyango sahipleri, bilet satarak herkesten parayı toplamakta ve kura çekerek birkaç kimseye bir miktar para dağıtmaktadır.  Kumar oynamak, fert hayatını felç eder, sosyal hayatın bozulmasına sebep olur. Kumar oynayan, kısa yoldan haksız kazanç sağlamak ve zengin olmak peşindedir. Bilmiyorlar ki, ağlayanın malı gülene hayır etmez...            *** Kumarbazın son hâlini gören birisi şöyle anlatıyor: Kapı komşumuzu devamlı kahvede görürdüm. Bir defa camiye geldiğini görmemiştim... Bir gün onu kahvehanede göremedim. Ertesi gün de göremeyince sordum. Arkadaşları, çok hasta dediler. Evine ziyaretine gittim. Çok zayıflamış, sanki birden ihtiyarlamıştı. Başında Kur’an-ı kerim okuyan büyük oğlu beni görünce: “İyi ki geldin hocam. Babam çok ağırlaştı. Konuşamıyor, fakat arada bir 'sanzotu' diye sayıklıyor” dedi. Ben de “O dediği şey nedir?” diye sordum. Onlar da, “Biz de anlamadık” dediler. Bunun üzerine, “Herhâlde bir ilaçtır. Ben hemen gidip köşedeki eczaneye bakayım” dedim. Fakat eczaneden elim boş döndüm. Eve geldiğimde herkes ağlıyordu. Büyük oğlu, “Hocam, babam öldü” dedi. Üstelik hep o ilacı sayıklayarak!” Artık önemi yok diyerek lafı değiştirdim. Çünkü eczanede bana gülmüşler ve 'sanzotu’nun iskambil oyunlarında geçen bir kelime olduğunu söylemişlerdi... Bugünkü yazımızı Sevgili Peygamberimizin bir hadis-i şerifi ile bitirelim: (Yaşadığınız gibi ölürsünüz.)
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.