İlim öğrenmeden ibadet yapılamaz

A -
A +
Ehl-i sünnet itikadını ve ilmihâlini öğrenmeyen ve çocuklarına öğretmeyenler, Müslümanlıktan ayrılmak, küfür felaketine düşmek tehlikesindedir.    İbadet ve duaların kabul şartları -2- Amellerimizin, ibadetlerimizin ve dualarımızın kabul olmasının, bir şartı da ilim sahibi olmaktır. Bir amelin, ibadetin sahîh olması başkadır, kabul olması başkadır. İbadetlerin sahîh olmaları için, kendilerine mahsus şartları, farzları vardır. Bunlardan biri noksan olursa, o ibadet sahîh olmaz. O ibadet yapılmamış olur. Cezasından, azabından kurtulamaz. Sahîh olup da, kabul olmayan ibadet için azap yapılmaz ise de, o ibadetin sevabına kavuşamaz. İbadetin kabul olması için, önce sahîh olması ve bunun yanında iman, niyet, ihlas  şartlarının da bulunması da lâzımdır. Kul hakkını gözetmek de bu şartlara dâhildir. Ehl-i sünnet itikadını ve ilmihâlini öğrenmeyen ve çocuklarına öğretmeyenler, Müslümanlıktan ayrılmak, küfür felaketine düşmek tehlikesindedir. Böyle kimselerin duaları zaten kabul olmaz ki, küfürden korunabilsinler. Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” efendimiz buyurdu ki:  (İlim bulunan yerde Müslümanlık vardır. İlim bulunmayan yerde Müslümanlık kalmaz.)  Ölmemek için, yemek, içmek lâzım olduğu gibi, kâfirlere aldanmamak, dinden çıkmamak için de, dînini, îmânını öğrenmek lâzımdır. Ecdâdımız, her zaman toplanırlar, ilmihâl kitaplarını okurlar, dinlerini öğrenirlerdi. Ancak, böyle Müslüman kaldılar. İslamiyetin zevkini aldılar. Bu saadet ışığını bizlere, doğru olarak ulaştırabildiler. Bizim de Müslüman kalmamız, yavrularımızı içimizdeki ve dışımızdaki kâfirlere kaptırmamamız için, birinci ve en lüzumlu çare, her şeyden önce Ehl-i sünnet âlimlerinin hazırladığı ilmihâl kitaplarını okumak ve öğrenmektir. Çocuğunun Müslüman olmasını isteyen ana-baba, çocuğuna Kur’ân öğretmelidir. Fırsat elde iken okuyalım, öğrenelim ve çocuklarımıza, sözümüzü dinleyenlere öğretelim! Mektebe gittikten sonra öğrenmeleri güç olur. Hatta imkânsız olur. Felâket gelince, âh etmek fayda vermez. İslâm düşmanlarının, zındıkların, tatlı, yaldızlı kitaplarına, gazetelerine, mecmua, televizyon ve radyolarına ve filmlerine aldanmamalıdır. Allahü teâlâ, Resûlünü, Kur’ân-ı kerîmi teblîğ etmek, öğretmek için gönderdi. Eshâb-ı kirâm, Kur’ân-ı kerîmdeki bilgileri Resûlullahtan öğrendiler. Din âlimleri de, Eshâb-ı kirâmdan öğrendiler. Bütün Müslümanlar da, din âlimlerinden ve bunların kitaplarından öğrendiler. Hadîs-i şerîfte buyuruldu ki: (İlim öğreniniz! İlim öğrenmek ibadettir. İlim öğretene ve öğrenene cihâd sevabı vardır. İlim öğretmek, sadaka vermek gibidir. Âlimden ilim öğrenmek, teheccüd namazı kılmak gibidir.)
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.