İmanın sahih ve makbul olmasının şartları -5-

A -
A +

Allah korkusu

 

her iyiliğin başıdır
 
 
Allahü tealadan korkanlar onun her ân gördüğünü ve bildiğini düşünerek hiç kötülük yapmaz. Onun emirlerine sarılır. Yasaklarından kaçar. Çalışırken, alışveriş ederken, kimsenin hakkını yimez. Herkese iyilik eder. Milletine, memleketine faydalı olur.
 
 
İmânımızın sahih ve makbul olması için, Allahü teâlâyı çok sevmekle beraber, ondan daima korkmalıdır. İnsanların her bakımdan en üstünü olan Muhammed aleyhisselâm, (Allahü teâlâdan en çok korkanınız ve çekineniniz, benim) buyuruyor. Allah sevgisi ve Allah aşkı, İslâmiyetin en yüksek tanıdığı bir bilgidir. Fakat, dünyâya düzen vermek için yalnız bu sevgi yeter deyip, bütün saâdetlerin başı olan Allah korkusunu küçük ve lüzûmsuz görmek, âyet-i kerîmelerden ve hadîs-i şerîflerden haberi olmamanın açık bir alâmetidir.
Kur’ân-ı kerîmin hemen her sahifesi, (Ey îmân edenler, Allahtan korkunuz!) meâlindeki emri ile, müslümânları Allah korkusuna çağırmaktadır. Hucurât sûresi, onüçüncü âyetinde meâlen, (Allah katında en kıymetliniz, ondan çok korkup sakınanınızdır) buyuruldu. (Fâtır) sûresinin yirmisekizinci âyetinde meâlen, (İlmi çok olanların, Allah korkusu çok olur) ve Rahmân sûresi kırkaltıncı âyetinde meâlen, (Rabbinin büyüklüğünden korkan kimseye iki Cennet vardır) ve (Enfâl) sûresinin ikinci ve (Hâc) sûresinin otuzbeşinci âyetlerinde meâlen, (Mü’minler onlardır ki, Allahın ismi söylendiği zaman, kalplerine korku düşer) ve (Nûr) sûresi elliikinci âyetinde meâlen, (Allahü teâlâya ve Resûlüne itâ’at edenler ve Allahdan korkan ve sakınanlar, kıyâmette kurtulanlar onlardır) buyuruldu. Bunlar, insanları Allah korkusuna teşvîk etmektedir.
Allah korkusu ve Allah sevgisi, insanları saâdet ve huzûra kavuşturan iki kanat gibidir. Peygamber efendimiz “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” buyuruyor ki: (Bir kimse, Allahtan korkarsa, herşey ondan korkar. Bir kimse Allahtan korkmazsa, herşeyden korkar olur.) Bir hadîs-i şerîfte, (Aklın çok olması, Allah korkusunun çokluğu ile belli olur) buyurdu.
Allahtan korkan bir kimse, onun emirlerini yapmağa, yasaklarından sakınmağa titizlikle çalışır. Hiç kimseye kötülük yapmaz. Kendine kötülük yapanlara sabreder. Yaptığı kusûrlara tevbe eder. Sözünün eri olur. Her iyiliği Allah için yapar. Kimsenin malına, canına, nâmûsuna göz dikmez. Çalışırken, alışveriş ederken, kimsenin hakkını yimez. Herkese iyilik eder. Şüpheli şeylerden kaçınır. Makâm sâhiplerine, zâlimlere tabasbus etmez, yaltaklanmaz. İlim ve ahlâk sâhiplerine saygı gösterir. Arkadaşlarını sever ve kendini sevdirir. Kötü kimselere nasîhat verir. Onlara uymaz. Küçüklerine merhametli ve şefkatli olur. Müsâfirlerine ikrâm eder. Kimseyi çekiştirmez. Keyfi peşinde koşmaz. Zararlı ve hattâ faydasız birşey söylemez. Kimseye sert davranmaz. Cömert olur. Malı ve mevkii herkese iyilik etmek için ister. Riyâkârlık, ikiyüzlülük yapmaz. Kendini beğenmez. Allahü teâlânın her ân gördüğünü ve bildiğini düşünerek hiç kötülük yapmaz. Onun emirlerine sarılır. Yasaklarından kaçar.
İşte, Allahtan korkanlar milletine, memleketine faydalı olur. Bütün bu yazılanlardan anlaşılıyor ki, Allah korkusu, Allahü teâlânın rızâsına, sevgisine kavuşamamak düşüncesidir. 
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.