Geleceğimizin yıldızları iyi yetişmiş gençlerdir

A -
A +
Ey genç kardeşlerim! Kendini insanlığa ve İslâmiyete hizmete adayan her gencimiz, Eshâb-ı kirâmın temiz hayatlarını kendisine örnek edinmelidir. 
 
Gençlere altın öğütler -6-
Sevgili gençler! Sizler, bu milletin ve bu ümmetin tek ve son ümidi olarak, geleceğimizin yıldızları olmak mecburiyetindesiniz. Çünkü bu milletin geleceğinin teminatı, kendini iyi yetiştirmiş gençler olacaktır. Bu ümmetin altın çağı kabul edilen asr-ı saâdette/Peygamber Efendimizi görmekle şereflenmiş olanların yaşadığı devirde, Efendimizi görmekle şereflenmiş Sahâbînin her biri gökteki yıldızlar gibi oldular. Sevgili Peygamberimiz onlar için, (Eshâbım gökteki yıldızlar gibidir. Onlardan hangisine uyarsanız, hidâyete kavuşur, doğru yolu bulursunuz) buyurmuşlardı.
Ey genç kardeşlerim! Kendini insanlığa ve İslâmiyete hizmete adayan her gencimiz, Eshâb-ı kirâmın temiz hayatlarını kendisine örnek edinmelidir. Onlar gibi olan Müslüman, Allahü teâlânın emirlerine ve devletinin kanunlarına itâat eder. Emre uymamak günâh olur. Kanuna uymamak suç olur. Olgun Müslüman, günâh yapmaz ve suç işlemez. Müslüman, iyi insan demektir. Müslümanların kardeş olduklarını bilir. Vatanını, milletini ve bayrağını sever. Herkese iyilik eder. Gayrimüslimlere, turistlere, kâfirlere de hiç kötülük yapmaz. Kimseye hile, hıyânet yapmaz. Kimseyle münakaşa etmez. Herkese karşı, güler yüzlü, tatlı dilli olur. Devamlı çalışır. Din bilgilerini ve fen bilgilerini iyi öğrenir. Çocuklarına, tanıdıklarına da öğretir. Helâl kazanır. Kimsenin hakkına dokunmaz. Böyle olan Müslümanı  Allah da sever, kullar da sever.
Geleceğimizin yıldızları ve ümidi olan genç kardeşlerim! İnsanların, kendisinden nefret ettiği vahşî ve kaba kimseler olmayınız. Nâzik ve medenî kimseler  olunuz. Güzel ahlâk sahibi olan ve zamanının fen bilgilerinde yükselmiş olan Müslümana medenî denir. Fende ilerlemiş, fakat ahlâkı bozuk olana zâlim, yobaz, eşkıya ve diktatör denir. Fen ve sanatta geri ve ahlâkı bozuk olana vahşi denir.
Medeniyet, şehirler yapmak ve insanlara hizmettir. Bu da, fen ile sanat ve güzel ahlâk ile olur. Kısacası, fen ve sanatın, güzel ahlâk ile birlikte olmasına "Medeniyet" denir. Medenî insan, fen ve sanatı insanların hizmetinde kullanır.
Medeniyet, şehirleri, ülkeleri imar etmek ve bütün insanları, ruh, düşünce ve beden bakımından rahat yaşatmaktır. Bu iki gayeye ulaşmak, ancak  Allahü  teâlânın emirlerine ve yasaklarına uymakla olur. İslamiyet’ten ayrıldıkça medeniyet geriler.
Medeni bir insan, her şeyden önce, güzel ahlaklı, dürüst ve çalışkandır. Önce din terbiyesi almış, fen bilgilerini de öğrenmiştir. Sözü özü doğrudur. Âmirlerine itaat eder. Ecdâdımızın bu meziyetlerine sahip olursak, her işimizde muvaffak olur, Rabbimizin rızasını kazanırız...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.