İbadetlere bidat karıştırmamalıdır

A -
A +
"Âlimlerin yazılarından anlaşılıyor ki, hoparlörle ezân, kâmet okumak ve namaz kıldırmak bidattir. Bidat işlemek büyük günahtır."
 
Dinde tahrif hareketleri -22-
Fıkıh ve fetvâ kitaplarının çoğunda, meselâ "Kâdihân"da diyor ki: (Ezân okumak sünnettir. İslâm dîninin şiârından, alâmetlerinden olduğu için, bir şehirde, bir mahallede ezân terk edilirse, hükûmetin oradaki Müslümanlara zorla okutması lâzımdır. Müezzinin kıble cihetini ve namaz vakitlerini bilmesi lâzımdır. Çünkü, ezânı başından sonuna kadar kıbleye karşı okumak sünnettir. Ezân, namaz vakitlerinin ve iftâr zamanının başladığını bildirmek için okunur. Bu vakitleri bilmeyenin ve fâsıkın okuması, fitne çıkmasına sebep olur. Aklı olmayan çocuğun, sarhoşun, delinin, cünüp olanın ve kadının ezân okumaları mekruhtur. Müezzinin tekrar okuması lâzım olur. Ezân minârede veya mescidin dışında okunur. Mescidin içinde okunmaz. Telhîn ile, yani kelimeleri bozacak şekilde uzatarak tegannî yapmak mekruhtur. Arabîden başka dil ile ezân okunmaz.)
"Hindiyye"de diyor ki: (Müezzinin, sesini tâkatinden fazla yükseltmesi mekruhtur.) 
(İbni Âbidîn) “rahime-hullahü teâlâ” diyor ki: (Ezânın uzaklardan işitilmesi için, müezzinin yüksek yere çıkıp okuması sünnettir. Birkaç müezzinin, bir ezânı birlikte okumaları câizdir.)
Âlimlerin bu yazılarından anlaşılıyor ki, hoparlörle ezân, kâmet okumak ve namaz kıldırmak bidattir. Bidat işlemek büyük günahtır. Hadîs-i şerîfte, (Bid’at işleyenin hiçbir ibâdeti kabul olmaz!) buyuruldu. Hoparlörün sesi, insanın sesine çok benziyor ise de, insan sesinin kendisi değildir. Mıknatısın hareket ettirdiği parçalardan hâsıl olan sestir. Yüksek yere çıkıp ayakta duran insanın sesi değildir.
Hoparlörleri minarenin, çatının sağına, soluna, arka tarafına koyarak, sesin kıbleye doğru çıkmaması da, ayrıca günah olmaktadır. Sesin uzaklara ulaşmasına ve hoparlörün tırmalayıcı, metalik sesine ihtiyaç da yoktur. Çünkü, her mahallede mescid yapmak vâcibdir. Her mahallede ezân okunacak, her evden, mahallesinin ezânı işitilecektir. Bundan başka, (Ezân-ı cavk) da câizdir. Birkaç müezzinin, bir ezânı birlikte okumalarına, (Ezân-ı cavk) denir.
Hazin olan insan sesleri uzaklardan işitilmekte, kalplere ve ruhlara tesir etmekte, îmânları tazelemektedir. Müezzin ezânı ve imâm efendi kırâatı, câmi civârında bulunan ve câmideki cemâate işittirecek kadar tabiî sesleri ile okur. Uzaklardan işitilmesi için, kendilerini zorlamaları mekruhtur. Hoparlör kullanmaya lüzum olmadığı buradan da anlaşılmaktadır. Hülâsa, hoparlör denilen borudan çıkan ses, ezân değildir. Müezzin efendinin ağzından çıkan ses (Ezân-ı Muhammedî)dir.
Hadîs-i şerîfte buyuruldu ki: (Kıyâmet yaklaşınca, Kur’ân-ı kerîm mizmârdan okunur) Mizmâr, her nevi çalgı, düdük demektir. Hoparlör de, mizmârdır...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.