Müslüman, din kardeşini kötülememelidir!..

A -
A +
Müslümanlara kötü isim takmak veya başkasının taktığı kötü ismi söylemek de, dil ile işlenen günahlardandır...   Dilimizin âfetleri -14-Dil ile işlenen günahlardan biri de, Müslümanları seb' etmektir. Böyle olanın şahitliği dahi kabul olmaz. [Alâüddin-i Haskef]. "Seb’ etmek", kötülemek, dil uzatmak demektir. Sövmek manasına da gelir. Hadîs-i şerifte buyuruldu ki: (Eshâbımdan birini seb’ edenlere, Allahü teâlâ, melekler ve bütün insanlar lânet etsin!) [Savâik-ül-Muhrika] Peygamber Efendimiz “sallallahü aleyhi ve sellem” buyurdu ki: (Bir kimsenin ana-babasına seb’ etmesi büyük günâhlardandır.) Eshâb-ı kirâm; “Yâ Resûlallah! Bir kimse ana-babasına seb’ eder mi?” dediler. Resûlullah Efendimiz de; (Evet bir kimse başkasının babasına seb’ ederse, o da onun babasına seb’ eder. Başkasının anasına seb’ ederse, o da onun anasına seb’ eder) buyurdu. Peygamber Efendimizin ve Eshâbının yolundan ayrılmış olan yetmiş iki bozuk fırkanın hepsi, Ehl-i kıble oldukları, her ibâdeti yaptıkları halde âdil değildirler. Çünkü ya mülhid olarak îmânları gitmiştir, yâhut bid’at sâhibi olmuşlardır. Bunlar, Ehl-i sünneti seb’ ederler ki, bu da büyük günâhtır. [Abdülganî Nablüsî] Müslüman, din kardeşine  beddua da etmemelidir. Hadîs-i şerîfte, (Kendinize, evlâdınıza, kötü dua etmeyiniz. Allahın kaderine râzı olunuz. Nimetlerini arttırması için dua ediniz) ve (Ananın, babanın çocuğuna olan ve mazlûmun, zâlime olan bedduaları, reddolunmaz) buyuruldu. Bir Müslümanın kâfir olması için dua edenin kendisi kâfir olur. Zâlimden başkasına beddua etmek haramdır. Zâlime, zulmü kadar beddua etmek câiz olur. Müslümanlara kötü isim takmak veya başkasının taktığı kötü ismi söylemek de, dil ile işlenen günahlardandır. Soy adı ve müsteâr isim koymak câizdir. Hadîs-i şerîfte, (Kötü ismi olan, bunu güzel isme çevirsin!) buyuruldu. Meselâ, Âsıye ismini, Cemîle yapmalıdır. Müslümana güzel isim takmak câizdir. Çocuğuna, övücü isim koymamalıdır. İbni Âbidîn “rahime-hullahü teâlâ”, beşinci cildde buyuruyor ki: “Erkek çocuğa konulacak isimler arasında en efdal olanı, Abdüllah, sonra Abdürrahmân, sonra Muhammed, sonra Ahmed, daha sonra İbrâhîm’dir... Seyyid Abdülhakîm Arvâsî hazretleri hicrî kamerî 1362 [m. 1943] senesinde vefat edinceye kadar, İstanbul’da, Bâyezid Câmi’inde, salı, perşembe ve cumartesi günleri, ikindi namazından sonra, yirmibeş sene vaaz ve irşâd eyledi. Bir vaazında, (Veledin [Çocuğun], vâlideyni [ana-baba] üzerinde üç hakkı vardır: Doğdukta Müslümân ismi koymak. Âkıl oldukta, kitâbet, ilim ve sanat öğretmek. Bâliğ oldukta, dîni ve ahlâkı güzel bir Müslüman bulup, bununla hemen evlendirmektir) buyurdu. Kızları böyle evlendiren ana-baba, hatta her akrabâ ve ahbâblar ve hatta komşular çok sevap kazanırlar.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.