Kudüs'ü işgalden kurtardığımızda... -1-

A -
A +
İsrail'in, Mescid-i Aksa’da Kıble Mescidi’nde namaz kılan Filistinlilere saldırısı ilk değil sonuncu da olmaz çünkü Kudüs için bir planları var. Onlara cesaret veren ise birbirilerini yemekle meşgul ümmetin sessizliğidir!..
Kudüs ne zaman ve nasıl kurtulur? sorusunun cevabı nettir; “İçimizdeki Kudüs'ü işgalden kurtardığımızda...” Yıllar önce gazeteciler İsrail’in o günkü Başbakanı Şimon Perez’e “Kur’ân-ı kerim sizin devletinizin yıkılacağından haber veriyor...” dediklerinde Şimon Perez şu cevabı vermişti; “Kur’ân’ın bahsettiği Müslümanlar gelsin düşünürüz…”
Gelecek için bir plan, geçmiş için yeterli doğru bilgiye muhtaçtır. Bugün Kıble Mescidi'nde Müslümanlara yapılan saldırı yakın geçmişte bölgede yaşananların sonucusudur. O zaman önce düne bakalım ki neler oldu?..
On dokuzuncu yüzyılın başından itibaren, Orta Doğu’nun zenginliklerinden faydalanmak için Osmanlı Devleti’ni yıkarak Filistin’de bir Yahudi devleti kurulması, fikrini ortaya atan “İngiltere”dir.
Önce Filistin’de bir Yahudi devleti kurulması fikrini yayarak kamuoyu meydana getirildi. İngiliz hükûmeti ve Yahudiler, Herry Finch isimli bir avukata “Calling of the Jews-Yahudilerin çağrılması” adında bir kitap yazdırdılar. Londra’da yerleşen ve büyük servet sahibi olan İtalyan Yahudisi Musos Haim Montefiore da, yazdığı bir kitapda Filistin’in tarıma elverişli olduğunu anlatarak Yahudilerin Filistin’e göç etmesini teşvik etti.
1862’de  Alman Yahudisi Mûsâ Hese, “Roma ve Kudüs” isimli kitabında; Yahudi emellerinin tahakkuk edeceği günün yaklaştığını, her ne bahasına olursa olsun, Filistin’de bir Yahudi devleti kurulacağını yazdı. İngiltere hükûmeti de, konsolosluklarına gönderdiği bir emirle Filistin’deki Yahudilerin korunmasını bildirdi.
Bu sırada Hıristiyan cemiyetlerini bir salgın gibi saran Yahudi aleyhtarlığı da Yahudileri, birleşerek müstakil bir devlet kurmaya yöneltti. Kurulan “Siyonizmi sevenler cemiyeti”, Yahudilerin Filistin’e göç etmelerini teşvik etti.
1897’de kurulan “Dünyâ siyonist teşkilâtı” 27 Ağustos 1897’de İsviçre’nin Bazel şehrinde Birinci Siyonist Kongresini topladı. Kongre sonrası Avusturyalı gazeteci Yahudi Thedor Hertzel, şu notu düşmüştü: “Bugün Bazel’de Yahudi devletini kurdum. Eğer bugün bunu dünyâ kamuoyuna açıklarsam herkes beni alaya alır. Oysaki belki beş, fakat hiç şüphesiz ki, elli sene içinde herkes bu gerçeği görecektir. Yahudi devletinin mevcudiyeti manevî temellere oturtulmuştur. Bu devlet, Yahudi halkının arzu ve azmi ile kurulmuştur.”
Bu kongre ile nihai hedeflerini tespit eden Yahudiler; “Nil’den Fırat’a kadar bütün bölgeler Yahudi kolonizasyonuna açılmalıdır” tezini savunmaya başladılar.
Yahudilerin bu sinsi emellerini tespit eden ve siyonizmin tehlikesini gören İkinci Abdülhamîd Han, buna mâni olmak için Filistin’in bütün topraklarını sarayın (Osmanlı hânedânının) mülkü hâline getirdi. Filistin’de toprak satışını kesin olarak önledi.
Bunun üzerine Siyonizm teşkilâtının lideri Thedor Hertzel, İkinci Abdülhamîd Han’la görüşmesi ve ara buluculuk yapması için Polanyalı asilzade Newlinski’yi gönderdi. Abdülhamîd Han, Newlinski’ye; “Eğer Bay Hertzel, senin, benim arkadaşım olduğun gibi arkadaşın ise, ona söyle bu meselede ikinci bir adım atmasın. Ben bir karış da olsa toprak satmam. Zîrâ bu vatan bana değil milletime âittir. Milletim bu toprakları kanlarını dökerek kazanmışlar ve yine kanlarıyla mahsuldar kılmışlardır. O bizden ayrılıp uzaklaşmadan tekrar kanlarımızla örteriz. (…) Bu vatan benim değil milletimindir. Bırakalım Yahudiler milyarlarını saklasınlar. Benim imparatorluğum parçalandığı zaman onlar Filistin’i karşılıksız ele geçirebilirler. Fakat bizim cesetlerimiz taksim edilebilir. Ben canlı bir beden üzerine ameliyat yapılmasına müsaade edemem...” diye cevap verdi.
Thedor Hertzel, Sultan İkinci Abdülhamîd Han’ın Newlinski’ye verdiği cevâba rağmen fikrinden vazgeçmedi. İngiltere'nin ara buluculuk yapmasıyla defalarca İstanbul’a geldi ve hepsinde de ret cevabı aldı… (Devam edecek)
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.