22 yıllık 'Dilek'

A -
A +

Bembeyaz saçları, mavi gözleriyle ünlü sinema oyuncusu Ekrem Bora'yı andırıyor Ümit Arık. 1971'de Nuran Fitoz'la evlenmiş, iki yıl sonra da kızları Dilek dünyaya gelmiş. Ama uzun sürmemiş bu evlilik ve Dilek daha 1 yaşındayken boşanmışlar. Ve 60 yıllık ömrünün 22 yılı kızına hasret geçmiş. TIR şoförü olan Ümit Arık, 15-20 günde bir kızını ziyaret eder, görüşürlermiş. Yurt dışına yaptığı uzun seyahatlerden sonra kızının yanında alırmış soluğu. 'Dilek annesinde kalmıştı boşandıktan sonra. Ama sık sık ziyaretine giderdim, baba-kız yürüyüşe çıkardık sahilde. Oturur çay içer, sohbet ederdik. En son gördüğümde 11 yaşındaydı. Bana 'baba tekrar annemle barışamaz mısınız?' diye sormuştu. Sonra ben yurt dışına gittim döndüğümde evlerinde bulmadım onları, taşındıklarını öğrendim.' diye gözyaşları içinde anlatıyor yaşadıklarını. İşte bu taşınma 22 yıllık ayrılığın başlangıcı olmuş. 'Çok aradım onları. Bursa'da dediler gittim bulamadım. Edirne'ye taşındılar dediler, gittim yok. Yıllarca aradım ama hiçbir ize rastlamadım.' Her gün gözyaşı 1990'da tekrar evlenir Ümit bey. 1992'de oğlu Alp 98'de de kızı Pelin gelir dünyaya. Çocuklarına her bakışında Dilek'e olan özlemi biraz daha büyür yüreğinde. Çaresizlikle bastırmaya çalışır hasretini. Seneler sonra eşi Şükran hanımın başvurusuyla kızını aramak için programımıza katılır. Yaşadıklarını zorlukla anlatırken en büyük desteği sürekli elini tuttuğu oğlu Alp'den alır. 'Öyle zor ki insanın yavrusunu göremeden 22 yıl geçirmesi. Nüfustan öğrendiğime göre evlenmiş üç oğlu olmuş. Hatta en büyük oğluna benim ölen kardeşimin ismini vermiş. Ünsal'ı Dilek'in annesi çok severdi.' Babasının gözyaşlarına Alp de katılıyor. 'Ablamı bulmak istiyoruz, babamın üzüntüsü artık bitsin. Sizin programınızı ne zaman izlerse ağlıyor. Birilerini sarıldığını, kavuştuğunu görünce dayanamıyor.' ? 22 yıl sonra 'baba' sesi Bugüne kadar 400'den fazla kayıp bulduğumuz programımızda bir an önce baba-kızın ayrılığını da bitirmek istiyoruz. Ümit Arık'ta kızının bir tek fotoğrafı bile yok. 'Bana çok benzerdi, zaten çocuklarımın hepsi bana benzer' diye anlatıyor Dilek'i. Biz bunları konuşurken nihayet beklediğimiz telefon geliyor .Ümit beye 'kızınız hatta' dediğimde konuşamıyor... O ve oğlu gözyaşlarına boğulurken 'babacığım, baba inanamıyorum' diyen Dilek'in sesini duyuyoruz. 22 yıl sonra ilk kez 'baba' diyen Dilek'in sesini. 'Babacığım bana küçükken seslendiğin gibi seslenir misin? Diloşum der misin?' diye soran 33 yaşında çoluk-çocuk sahibi yetişkin bir insan değil, küçük bir kız çocuğu sanki. Ümit Bey zorlukla 'Diloşum, yavrum' derken, stüdyodaki bütün konuklar gözyaşlarına eşlik ediyor. Gülmekle ağlamak arasındaki bir sesle konuşan Dilek bu kez 'baba hâlâ çok yakışıklısın' diyor. Dilek'in büyümesini, evlenmesini, anne olmasını kaçırmıştı Ümit Arık. 'İnci hanım o kadar çok aradım ki babamı yıllarca, ama bulamadım. Bu öyle zordu ki. Siz beni babama kavuşturdunuz ya Allah da size cennet kapılarını açsın' diye dua ederken, babasını görmek için sabırsızlanıyordu. Birbirlerine soracak, anlatacak çok şeyleri vardı. Ümit bey 'Dilek nerdesin, seni bir an önce görmek istiyorum' derken o babasına bir sürpriz yapıyordu. 'Baba sen üç dedin ama benim beş çocuğum var. Üç ay önce de bir kızım oldu. Kendim yalnız büyüdüğüm için çocuklarımın çok kardeşi olsun istedim.' Ablamı şimdi daha iyi anlıyorum Bir anda beş torun sahibi olan Ümit bey iyice sabırsızlanıyor. Biz de kızını torunlarıyla beraber İstanbul'a getirme sözü veriyoruz. O hafta sonu Ümit Arık ve Dilek için geçmek bilmiyor. Dilek'in bulunduğunu duyan amcaları Ankara'dan geliyor.. Stüdyoda Ümit beyin eşi Şükran hanım, çocukları Alp ve Pelin, anneanneleri ve amcalar heyecanla bu buluşmayı bekliyor. Ümit bey hafta sonu uyuyamadığını söylüyor. En heyecanlı olanlardan biri de sekiz yaşındaki kızı Pelin. Ablasını bulmanın sevincinin yanında bir de endişesini paylaşıyor. 'Babam ablamı buldu ya benim pabucum dama atılacak diye korkuyorum. Ama ablamı anlıyorum. Babam yurt dışına sefere gittiğinde uzun süre göremediğim zamanlar çok üzülüp, hasta oluyorum. Ablam 22 sene dayanmış.' Onları daha fazla bekletmiyoruz. Dilek'in içeri girmesiyle stüdyoda sevinç gözyaşları akıyor, sözler bitiyor. Baba-kız kucaklaşıyor ve uzun süre konuşamıyor. Dilek 'buna inanamıyorum Allahım' diyor. Kardeşleriyle, amcalarıyla, Şükran hanımla sarılıyorlar. Onlar hasret giderirken çocukları giriyor stüdyoya. En büyük oğlu ile kardeşi Alp aynı yaşta Dilek'in. En küçük çocuğu üç aylık Eylül bebekse anneannesinin kucağında geliyor. Eski eşiyle, çocuklarıyla, kayınbiraderleri ve Şükran hanımla kucaklaşıyor. Telefonda 'kalabalık bir sülalem olsun istiyorum' diyen Dilek'in bu isteği gerçekleşiyor. Çocukları da sanki dedelerini hep tanıyorlarmış gibi kıvrılıyorlar kucağına.' Dedemiz gerçekten de annemin dediği gibi yakışıklıymış' diyor on yaşındaki Mert. Mutluluk gözyaşları Dilek'in Suudi Arabistan'da yaşayan eşinin telefonla programa katılmasıyla tablo tamamlanıyor. Eşi babasına kavuştuğu için ne kadar mutlu olduğunu anlatıyor. Stüdyodaki atmosfer herkesi duygulandırıyor. Hep özlenen, istenen sevgi dolu tablo görülmeye değer. Ümit beyin eski eşi ve yeni eşinin birbirine gösterdiği anlayış ve saygı alkışlanıyor. Şükran hanım ısrarlarıyla eşinin kızını bulmasını sağladığı, sonrasındaki tavrıyla, Nuran hanım da kızını babasına karşı olumsuz düşüncelerle yetiştirmediği için herkese örnek oluyorlar. Nuran hanım 'Dilek'im çok üzülüyordu. Yavrum babasına kavuştu ya bundan büyük mutluluk olamaz. Bu yaptığınız nasıl büyük bir şey anlatamam. Herkese çok teşekkür ediyorum.' Derken Dilek bir sırrını paylaşıyor herkesle.'Biz de annemle beraber çok aradık babamı, ama ulaşamadık. 1999'daki büyük depremde ölmüş olabileceğini düşündüm. Bu haberi almaktan korktuğum için de aramaktan vazgeçtim. Ben babamı en son 11'nci doğum günümde görmüştüm. Asıl bugün benim doğum günüm artık. Anne-babalar çocuklarını düşünsünler lütfen. Aralarındaki küçücük şeyleri abartmasınlar. Hiç bir çocuk anne-babasız büyümesin.' Bir anda 3'ü kendinden yaşça büyük beş yeğene sahip olan küçük teyze Pelin heyecandan ne yapacağını bilemiyor. Ablası için evde hazırlıklar yapıldığını su böreklerinin açıldığını anlatıyor. 'Ben bu gece ablamla uyuyacağım. Bayram harçlığımla ona hediye alacağım' diyor. Onları hep birlikte Ümit Arık'ın evine uğurluyoruz, hiçbir anne-baba çocuklarından ayrı kalmasın diye dileyerek. Sabaha kadar yapılan sohbetlerle kaçırılan yıllarda yaşananlar anlatılıyor. Sürekli kucak kucağa oturan baba-kız kaybettikleri yılların acısını çıkarmaya çalışıyor. Ama gidenler geri gelmiyor elbet.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.