Umudun peşinde 5 yıldır koşturuyor

A -
A +

Kendinizi 70 yaşlarında bir babanın yerine koymanızı isteyeceğim bugün. Geride sıkıntılar ve çalışmalarla geçen uzun yıllar bırakmış bir babanın. Hayatının son demlerinde hiç tanımadığı, bilmediği topraklarda bir umudun peşinden koşturan Alois Uhler'in... Alois Uhler'i Türkiye'ye getiren 2001'den beri haber alamadığı kızını bulma düşüncesi. Dilini, hayat şeklini bilmediği bir ülkede herkesten yardım istiyor 'Lütfen kızımı görenler varsa söylesin' diyerek.. Türkoloji okuyordu 5 yıldır umudunu yitirmeden arayışını sürdürmüş, deyim yerindeyse nesi var, nesi yok bu yolda tüketmiş... Aslında hikaye 12 Ağustos 2001'de başlıyor. Ivana Uhlirova'nın Kapıkule Sınır Kapısından Türkiye'ye girmesiyle... O günlerde 34 yaşında olan genç kadının ülkemizi ilk ziyareti değil bu. Daha önce de birkaç kez ülkemize gelen Ivana, tam bir Türkiye aşığı. O kadar ki ülkesinde ikinci üniversite olarak Türkoloji okuyor. Kaybolduğunda fakültenin son sınıfında olan Ivana, beş dilin yanı sıra iyi derecede Türkçe de biliyormuş. Baba Alois Uhler onun bu durumunu "Ivana Türkiye'yi sevmişti ve bu sebeple Türk Dili, Türk tarihi ve kültürü çalışmaya başladı. O daha önce Türkiye'yi defalarca ziyaret etmişti ve arkadaş canlısı misafirperver, iyi insanlarla tanışmıştı" diye anlatıyor. Çek Cumhuriyeti vatandaşı Ivana, Kapıkule'den üzerindeki 250-300 mark civarındaki nakit parayla girmiş Türkiye topraklarına. Sonra da otostopla Alanya'ya ulaşmış. Ailesinin ondan aldığı son haber Anamur'dan gönderdiği bir kartpostalla gelmiş. Ivana, Mersin'e doğru yol aldığını, her şeyin yolunda olduğunu ve 20 Eylül'de ülkesine döneceğini yazmış bu kartpostalda. Anne-baba bu satırları kızlarından gelen son haber olduğunu bilmeden okumuş. Annesi yataklara düştü Tercüman aracılığıyla derdini anlatmaya çalışan baba Alois Uhler, ağlamamak için kendini öylesine kasıyor ki birbirine sıkı sıkı kenetlediği ve bacaklarının arasına sıkıştırdığı ellerini kontrol etmekte zorlanıyor. O kadar ürkek, o kadar yalnız görünüyor ki! 68 yaşındaki eşinin yıllardır kızından bir haber beklediğini anlatıyor. Bu belirsizlik yüzünden eşinin hastalandığını, yataktan çıkamadığını söylüyor. Ivana, ailenin tek çocuğu. Sevdiği, merak ettiği bir ülkeyi tanımak, görmek için yola çıkan bir daha da geri dönmeyen tek evlatları. Babası yalvarıyor... Alois Uhler, herkesten yardım isterken "Ivana'nın babası size yalvarıyor. Sizin de çocuklarınız var ve bu yüzden onlardan birinin kaybolmasının ne anlama geldiğini ve ne korkunç bir acı olduğunu anlayabilirsiniz. Bizim kızımız hayatını Türkiye'ye, sizin ülkenize adamak istedi. Lütfen kötü bir adamın bunu mahvetmesine izin vermeyin. Eğer bir şey biliyorsanız veya şüpheniz varsa lütfen TGRT'ye haber verin. Eğer İvana'nın bulunmasına yardımcı olursanız ölünceye kadar size minnettar olacağız." Ivana'yı bulabilmek için her yolu denemiş ailesi. Türkiye'de dedektiflik yapan bir kişiye, onlar için çok büyük bir miktar olan 15 bin dolar ödemişler. (Aile evlerini satmış, tüm birikimlerini kızlarını bulmak için harcamış) Onun verdiği bilgiyse polisin verdikleriyle aynı olmuş. 'Ivana en son S.Ü. adlı biriyle görüşmüş, hatta evinde kalmış. Bu kişi önce kızımı tanıdığını reddetti. Sonra tesadüfen gördüğünü söyledi. Oysa Ivana ile 2000 yılından beri mektuplaştığı ortaya çıktı. Kızımın odasında da numarası vardı. Ama bu şahıs hep çelişkili ifadeler verdi. Kızımı Ayşehoca köyüne gittikten sonra bir daha görmediğini söyledi." Başbakandan yardım istediler 20 Ağustos günü Ivana'nın kaybolduğu gün. O gün Osmaniye yakınlarında Adana'dan yaklaşık 50 km uzaklıktaki Ayşehoca köyüne gitmiş Ivana. Sırt çantasını, eşyalarını bir bakkala bırakıp 5 km uzaklıktaki Anavarza kalesine doğru yola çıkmış. Köylülerden bir kaçı onu en son kaleye tırmanırken görmüş. 2 gün boyunca gelip eşyalarını almayınca da bakkal durumu Jandarmaya bildirmiş. 20 Eylül'de Ivana evine dönmeyince, ailesi Dışişleri Bakanlığıyla temasa geçmiş. Sonrasında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'dan da yardım istemişler. Bir iz, bir ses... Alois Uhler'i kızının kaybolduğu yere, Anavarza kalesine götürüyoruz... Arabadan iner inmez öyle büyük bir hızla yürümeye başlıyor ki, ekibin tamamı çok geride kalıyor. Sanki kızı 5 yıldır kalenin içinde bir yerlerde babasını bekliyor, o da daha fazla zaman kaybetmek istemiyor gibi... 70 yılın yükünü taşıyan bedeni dinçleşiyor, kaleyi adımlıyor hızla. Kızından bir iz, bir ses arıyor. Eğer dilimizi konuşabilse, yeterince yakın hissedebilse neler anlatacak kim bilir? Kızı buradaydı en son... Beş yıl önce bu kaleyi gezdi... Belki köye baktı şu yıkık surların ardından. Belki bu taşın üzerinde oturdu, dinlendi. Belki ailesini düşündü... Belki... Kızının peşinde Alois Uhler. Tek yavrusunun... Umudunun... Büyümez ki evlatlar anne-babaların gözünde. Ülkeler, milletler fark etmez ki... Ivana'sı gözbebeği. Ülkesinden kilometrelerce uzakta izini kaybettiği kızı. Ülkesine, evine eli boş dönmek istemiyor. Kelimelere dökemese de, gözleri, kasılmış çenesi anlatıyor her şeyi. Özlemini, korkuları, kafasından kovmaya çalıştığı düşünceleri. Eşinin kızını beklediğini anlatıyor, gözyaşlarını tutamıyor: 'Ona nasıl bulamadım? diyeceğim' diyerek. Para ödülü var Uhler ailesi maddi imkanları sınırlı bir aile. Yıllardır elde avuçta ne varsa kızları için harcamışlar. Baba Alois Uhler "Para motive edici bir araç. Birileri para kazanabileceğini duyarsa belki bildiklerini anlatır, şüphelerini paylaşır. Lütfen kızımın bulunmasını, bu konunun çözülmesini sağlayanlara para ödülümüzün olduğunu söyleyin" diyor son bir umutla... Alois Uhler, şimdi ülkesi Çek Cumhuriyetinde. Bir yandan eşinin sağlık problemleriyle ilgileniyor, diğer yandan da Türkiye'den gelecek bir haber bekliyor. Kimbilir, belki bu satırları okuyanlardan biri Ivana'yı bir yerlerde görmüştür. Belki; beş yıl önce Anavarza kalesinde kaybolan turist kızla ilgili bir hikaye dinlemiştir bir başkası. Ve belki bir anne-babanın gözyaşlarını dindirmeye karar vermiştir artık...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.