Sağlık çalışanlarına ilave yıpranma hakkı ile daha erken emeklilik

A -
A +
  Covid-19’un sebep olduğu küresel pandemi ile bütün dünyada olduğu gibi ülkemizde de sağlık çalışanlarının; olağanüstü fedakârlıklarla hatta canları pahasına binlerce hastayı hayata döndürdüklerine hepimiz şahit olmaktayız Sağlık çalışanlarına 2018 yılında çıkarılan kanun ile 1219 Sayılı kanun, 6283 Sayılı Hemşirelik Kanunu ve 6197 sayılı Eczacılar ve Eczaneler Hakkında Kanun kapsamında sağlık meslek mensubu sayılan ve insan sağlığı için koruyucu, teşhis, tedavi ve rehabilite edici hizmetlerde çalışanlara verilen yıpranma hakkı ile bu sektörde çalışanlara 60 günlük fiilî hizmet zammı (yıpranma payı) hakkı verilerek erken emeklilikte katkılar sağlanmıştı. Şimdi de TBMM’ye verilen yeni yasa teklifi ile mevcut 60 günlük yıpranma hakkının 120 güne kadar çıkarılması öngörülmektedir. Hükûmetle aynı ittifakta yer alan parti milletvekillerince verilen ve hâlen TBMM komisyonlarında görüşülmekte olan  “5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi”nin yasalaşması hâlinde sağlık çalışanlarının elde edecekleri avantajlar bu yazımızda değerlendirilmiştir.   Yıpranma hakkının önemi   Yapılan iş ve mesleğin riskleri ve yıpratıcılığı sebebiyle bazı işlerde çalışanlar için emeklilik bakımından yıpranma (fiilî hizmet süresi zammı) hakkı uygulanmaktadır. SGK uygulamasında da yıpratıcı işlerde çalışanların hem primleri artırılarak hem de yaş düşürülerek emeklilikte avantajlı olmakta ve diğer çalışanlara göre daha erken emeklilik söz konusu olmaktadır. SGK (5510 sayılı)  Kanunu’nda 20 farklı iş/işyeri grubu için 60, 90 ve 180 gün olmak üzere üç ayrı fiilî hizmet zammı (yıpranma payı) öngörülmüştür. En son olarak 03/08/2018 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan kanunla sağlık çalışanlarına verilen 60 günlük yıpranma hakkı ile birlikte yıpranma kapsamında olan iş yerleri/işler 20’yi aşmış oldu.   COVİD-19 sağlıkçıların mesleki risklerini tüm dünyanın gözü önüne serdi   Koronavirüsü (COVİD-19) salgını bütün dünyada sağlık mensuplarının ne kadar hayati öneme sahip olduklarını bir kez daha ortaya çıkardığı gibi bu meslek mensuplarının da ne kadar büyük mesleki risklere maruz kaldıklarını alenen ortaya çıkarmıştır. TBMM komisyonlarında yer alan kanun teklifinde; Sağlık çalışanlarının yeterli imkânlarla donatılmış olması çalışmalarını yürütürken çalışma şartlarına ilişkin kaygılardan azami derecede uzak olmaları gerektiği, bunu sağlamaya dönük olarak özlük haklarının iyileştirilmesi ve benzer meslek grupları ile eşit şartlarda çalışmalarının sağlanması belirtilmiştir.   Emsallerine göre mevcut 60 gün yıpranma yetersiz   Söz konusu kanun teklifinde  2018 yılında yapılan kanun değişikliği ile insan sağlığına ilişkin işlerde çalışanların 360 günlük hizmet sürelerine 60 günlük fiilî  hizmet zammı (yıpranma payı) eklenmesi hakkının verilmiş olmakla birlikte verilen bu yıpranma hakkının, emsallerinin hatta kendilerinden daha az riskli grupların çok altında olduğu belirtilmiştir. Kanun teklifinde; örneğin basın kartı sahibi gazeteciler için 90 gün, TRT haber çalışanları için 90 gün ve infaz koruma memurları için 90 gün fiilî hizmet zammı öngörülmüş iken 6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu bakımından tehlikeli ve çok tehlikeli iş yerleri sınıflarından olan sağlık tesislerinde görev yapan sağlık çalışanları için ise sadece 60 günlük yıpranma payı hakkı verilmesinin yetersiz olduğu vurgulanmıştır.   Yoğun bakıma 120 gün yıpranma hakkı   Bahse konu kanun teklifinde sağlıkçıların diğer yıpranma kapsamındaki mesleklere göre eşitsiz olan durumlarının düzeltilmesi için bugünlerde özellikle gözetilmesi gereken bir husus olduğu tespiti yapılarak sağlık çalışanlarının 60 gün olan yıpranma haklarının;
  • Genel sağlık çalışanlarının yıpranma payının 90 güne,
  • Çok daha ağır işleri olan yoğun bakım, acil servis, ameliyathane, 112 Acil Serviste çalışan sağlık çalışanları için 120 güne
Çıkarılması öngörülmektedir. Teklifte yer alan bir diğer husus ise, sağlık çalışanları gibi fiilî hizmet zammı hakkı sahibi olan meslek gruplarından olan subay ve astsubayların öğrencilik dönemi eğitim süreleri fiilî hizmet sürelerinden sayılmakta olduğu ancak sağlık çalışanlarının böyle bir haktan mahrum olduğu, bu nedenle sağlık çalışanlarının tıp fakültesi ve sağlık lisans öğrencilik döneminin son sınıfının eğitim sürelerinin fiilî hizmet sürelerine eklenmesi benzer riskler taşıyan meslek grupları arasında adaletin sağlanması bakımından önem taşımakta olduğu hususlarına yer verilmiştir. Umarız bu kanun teklifi yasalaşır ve her şeyin en iyisine layık olan sağlık çalışanlarımız bu zorlu süreçte bir nebze de olsa rahat nefes alır...             *** “Her karanlık, kendisini sonlandıracak şafağın tohumlarını içinde taşır.” Dante Alegherie
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.