Hiçbir şey bulunmasa bile...

A -
A +

Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu Başkanı Muhammed El Baradey, "Irak'ta şu ana kadar şüphe çekecek herhangi bir şey bulunamadığı"nı açıkladı. Halen Irak'ta çalışmalarına devam eden BM Silah Denetçileri de birkaç gün önce, Irak makamları tarafından kendilerine herhangi bir zorluk çıkarılmadığını, kendilerinin "turist gibi" her tarafa rahatlıkla gidebildiklerini, haber vermeden ve herhangi bir izne gerek duymadan istedikleri tesisi kontrol edebildiklerini beyan ettiler... Fakat Amerika aynı kanaatte değil!.. Ona göre Irak'ta kitle imha silahlarına rastlanılmaması, onların mevcut olmadığını göstermez. Ya nedir peki? Bu durum Irak'ın, mezkur silahları iyi sakladığını gösterir. Gördünüz mü!.. O halde aramaya devam. Saddam'ın sarayları da dahil her yerin altı üstüne getirilip herhangi bir yasak silah bulunmasa bile, bu gene de Irak'ın BM kararlarına uyduğunu göstermez, göstermeyecektir. Çünkü kurt, kuzuyu yemeye karar vermiştir. Onun için de dişlerini bilemeye, yani yığınak yapmaya devam etmektedir. Bu maksatla, son olarak 20 bin yedek askeri daha silah altına almaya başlamıştır. Afganistan'da, hedef El Kaide veya Taliban Yönetimi olmadığı gibi, Irak'ta da hedefin kesinlikle Saddam veya Kitle İmha Silahları olmadığı apaçık ortadadır. Çünkü daha iki buçuk yıl önce açıklanan (2000 yılı Temmuz ayı) ve hazırlanmasının on yıl sürdüğü öğrenilen, "Amerikan savunmasını yeniden şekillendirmek" başlığını taşıyan raporda, Türkiye'nin Güneydoğusu'nda büyük bir askerî üs kurma hedefi ayan beyan yer alıyor. Dikkat edin, daha 11 Eylül diye bir şey yok. El Kaide yok. Usame Bin Ladin belki de hâlâ CIA'nın muteber adamı!.. Raporu yazan altmış kişiden bazıları da (DicK Cheney-Başkan Yardımcısı, Donald Rumsfeld-Savunma Bakanı, Wolfovitz-Savunma Bakan Yardımcısı, Jebb Bush-Başkan'ın kardeşi vs.) bugünkü yönetimin elebaşıları. Yani her şey planlandığı gibi gidiyor!... Zira gördüğünüz gibi, 11 Eylül'den sonra, ABD, bugün Türkiye'ye yaptığı gibi Pakistan'a baskı yaparak onun desteğini de alarak, Afganistan'da Taliban Yönetimini devirip, yerine aynı zamanda kendi vatandaşı olan Hamit Karzai'yi oturttuğu halde bu ülkeden çıkmıyor. Ya ne yapıyor? Pakistan sınırında karışıklıklar çıkarıp onun askerleriyle çatışmaya giriyor. Yani? Yanisi şu; yarın öbür gün, Türkiye'nin Güneydoğusu'nda, yani Kuzey Irak'ta benzer operasyonlara girişebilir!.. Niye bu bölgeye askerlerimizin girmesine razı değil? İşte size sebep... Hani müttefiktik falan filan demeye de kimse kalkmasın. Çünkü Bu tür atraksiyonlar Amerikan politikasına uygundur ve her zaman da rahatlıkla başvurabilir... 'Çekiç Güç'ü hatırlayın! Demek ki, BM silah denetçileri, istedikleri kadar bir şey bulamadık desin, BM istediği kadar askerî müdahaleye gerek yok desin, ABD bildiğini okuyacaktır. Çünkü onun değişmez iki hedefi vardır: Petrol kaynakları ve İsrail'in güvenliği. Gerisi bahane ve bu bahanelerin sayısı da her zaman çoğaltılabilir! O halde, Türkiye şimdiye kadarki duruşuyla en doğru olanı yapmıştır. Bölgede en fazla bize zarar verecek olan savaşı önlemek için sonuna kadar mücadele etmelidir. Bu sebeple Gül'ün Arap ülkelerine yaptığı ziyaretler son derece önemlidir. "Bunun bir yararı yok" diyenler ya başka niyettedir, yahut da meseleyi iyi kavrayamamaktadır. Halihazırda savaşı önleme kabiliyeti en yüksek ülkelerden biri de Türkiye'dir. Bunu iyi anlayalım...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.