Rapor mapor hikâye Irak'ı işgal asıl gaye!..

A -
A +

Sevgili okuyucularım; pazar günkü yazıda, bugün için Türk dış politikasındaki yeni üslubu ve Türkiye'nin değişen dünya dengelerinde sürdürdüğü stratejik arayışlarını irdeleyeceğimizi söylemiştik. Ancak BM silah denetçilerinin verdiği rapor ve buna karşı savaş cephesinin yaklaşımı, bugünün mecburen öncelikli konusu oldu... Silah denetçilerinin raporunda, Irak'ın kitle imha silahları bulundurduğuna dair "kanıt" yok! Peki ne var? Irak'a karşı şüphe ve suçlama var. Nedir şüpheler? Eskiden imal ettiği yasak silahları gerçekten imha ettiğini kanıtlayamaması(!)ndan doğan şüpheler. Irak, denetçilerin her türlü araştırmayı rahatça yapması için Saddam'ın yatak odası da dahil en mahrem mekanları denetlemeye açmış durumda. Ama garabete bakınız ki, bir türlü suçsuzluğunu ispatlayamıyor! Peki normalde ispat külfeti kime düşer? Suçlayan taraf iddiasını ispat etmek zorunda değil mi? Geçiniz!.. Gelelim suçlamaya; "Irak denetçilerle yeterince işbirliği yapmıyor..." Peki ne yapıyor? "Pasif bir işbirliği içinde..." Haydaaa! Bunun aktifi nasıl olurmuş? Demek oluyor ki, Irak ille de boynunu getirip ilmeğe geçirsin! Evet, denetçiler ya da müfettişlerin başı Hans Blix, özetle böyle diyor. Peki Amerika rapor için ne diyor? En kibar ifade şu; "Bizi hayal kırıklığına uğrattılar! Bildiğimiz şeylere yeni bir şey ilave etmediler. Iraklı bilim adamlarının (özel bir biçimde) sorgulanmasını sağlamadılar..." ABD Yönetimi'nin en ılımlı kişisi olarak bilinen Dışişleri Bakanı Powel aynen böyle dedi. Beyaz Saray sözcüsü Ari Fleischer ise, "Denetçiler Irak'ta ne kadar kalırsa kalsın, Iraklılar yalan söylemeye devam edecek. İnsanlar denetçilere daha fazla zaman verin diyor ancak, bu Iraklılara yalan söylemeleri için daha fazla zaman vermekle aynı anlamı taşıyor" dedi. ABD'nin BM temsilcisi John Negroponte de benzer şeyler söyledi: "Denetçiler tek başına yalan ve hile programı olan Irak'ı silahsızlandıramaz..." Yani Bush'un , "Denetimler hiçbir işe yaramaz, Irak güç kullanılarak (yani savaşla) silahsızlandırılmalı..." görüşünün tıpkısı. Kısacası, Uluslararası Atom Enerjisi Başkanı El Baradey; istediği kadar her tarafı rahatlıkla inceleyebildiklerini ve herhangi bir kitle imha silahı bulamadıklarını söylesin, bir şey ifade etmiyor. Çünkü daha önce de bu sütunda ifade edildiği gibi, kurt kuzuyu yemeyi aklına koymuş. Suyun bulanıp bulanmaması, yani Irak'ta biyolojik ve kimyasal silah bulunup bulunmaması fark etmez. Bu saatten sonra ABD, ikinci bir BM kararını beklese de bu, The Guardian gazetesinin belirttiği gibi "nezaketen(!)" olacak. Çünkü zaten "BM kararı olsa da olmasa da vururuz..." diye kerrat ile açıklama yapmış bulunuyorlar. Eğer dünya kamuoyu, bugünkünden çok daha aktif bir savaş aleyhtarı tavır sergileyemezse, Bush'un ilk ve son kararı Irak'ı işgal etmek. Bunun için savunma bütçesini 360 milyar dolara yükseltti bile. Savunma bütçesi 48 milyar dolar artı ile 360 milyara çıktı ancak, Amerikan genel bütçesinin 463 milyar dolar açık vermesi bekleniyor. Bu açığı kapatmanın tek yolu da Irak'a saldırmak. Zira başka türlü çöküşte olan ekonomiyi canlandırmak imkansız. Gazeteler, "Savaşmazsa batacak" diye manşet atıyor. Ama galiba ABD, esas batağa savaşla birlikte saplanacak. Hem de Vietnam'dan daha derin bir batağa...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.