Amerika'nın tehditleri nereye kadar?!.

A -
A +

Maalesef korkulan oldu ve Amerika, tehdit ve şantajlarla dünya ülkelerinin pek çoğunu ikna(!) etti ve Irak'ı yakıp yıkacak savaş hazırlığında iş tetik çekme raddesine geldi. Medeni olduğunu iddia eden dünya için bu durum büyük bir beceriksizlik ve yenilgidir. İnsanlık tarihi için de yeni bir kara sayfadır... Oportünist bir yaklaşımla söylese de Baykal'ın şu sözleri çıplak gerçeğin ifadesidir; "Bayramdan sonra, ağaçlar çiçek açarken, insanların üzerine üç bin füzenin düşmesine tanık olacağız..." Evet , bu füzelerle çiçek gibi onbinlerce çocuk ölecek. Tıpkı on yıldan beri devam eden ambargo ve savaş şartları sebebiyle yüzbinlercesinin öldüğü gibi. Hayatının baharındaki yüzbinlerce genç ölecek. Tıpkı Körfez savaşında olduğu gibi. Yani daha önce seyrettiğimiz filmin yeni ve daha korkunç versiyonu! Bakmayın siz BM Güvenlik Konseyi'ndeki tiyatroya... Powell'in düşük zeka düzeyine ayarlı masallarına. Her kelimesi tehdit kokan, ikiyüzlü, sahtekar diplomatik mesajlara... İşin aslı taa başından beri, yani 11 Eylül'ün ertesi gününden bu yana açık-seçik ortada. O da şu şekilde formüle edilmiş Amerikan tehdidi: "Ya bizimlesiniz, ya da bize karşısınız..." İmza; Bush! 11 Eylül'ün karanlık tarafları belki de hiçbir zaman gün yüzüne çıkmayacak. En azından uzunca bir süre çıkamayacak. Ve ABD, bu kapkaranlık terör eylemi üstüne inşa ettiği "Önleyici savaş doktrini" ve onun öncüsü olan çatışmacı dış politikayı çok önceden planladığı gibi yürütmeye devam edecek. Peki nereye kadar? Ve ne zamana kadar? Yani Amerika, bütün dünya ülkelerini burnundan yakalayıp uzun zaman sürükleyebilecek mi? Önce çoğu Batı Avrupa ülkesi, sekiz tanesinin, daha sonra da dünün demirperde ülkeleri on tanesinin desteği ile Avrupa Birliği'ni (!) ortadan bölerek Fransa-Almanya eksenini cascavlak ortada bırakan ve "Fransa artık müttefikimiz değil..." diyerek Paris'i, "Almanya da Libya ve Küba gibi..." ifadesiyle de Berlin'i alenen tehdit eden, Birleşmiş Milletleri emrindeki bir birim gibi yönlendirmeye çalışan Bush yönetimindeki ABD, bu kabadayılığını ne kadar ve nereye kadar sürdürebilecek? Çin ve Hindistan'ı kontrol etmek için Afganistan'a, Orta Asya petrollerini zaptu rapt altına almak için Özbekistan'a, Kafkas petrollerini gözaltında bulundurmak için Gürcistan'a asker yerleştiren ve de Ortadoğu petrollerine el koymak için şimdilerde Irak'ı yakıp yıkmaya, orayı işgal edip sömürgeleştirmeye hazırlanan Amerika'nın dünya jandarmalığı uzun ömürlü olabilir mi? Daha açık bir ifade ile, bugünün rakipsiz süper gücü, bütün dünya ülkelerini şimdiki tehdit ve şantaj yöntemiyle daha ne kadar sindirebilir? Genelde herbiri birinin hesabına çalışan, ya da birilerinin planlı düşüncelerini empoze etmek isteyen "strateji uzmanları" henüz pek açık olarak ifade etmiyorlar ama, sanki ABD'nin Washinton'da yaptığı hesap, Bağdat'tan dönecek gibi... Hayır, biz Saddam'ın palavralarına inanıp Amerika'nın Irak ordusu karşısında yenilgiye uğrayacağını söylemiyoruz. Tam tersine ABD-İngiliz ve onların yanında fiilen savaşa katılacak diğer bazı ülkelerin (Bu aradaTürkiye'nin savaşa girmeme kararlılığının devamını diliyoruz) devasa gücü karşısında, yorulmuş, yıpranmış, moral yönden yıkılmış Irak askerlerinden zafer beklemek ham hayalden başka bir şey değil. Bunun altını çizelim. ABD Irak'ta kazanacağı başarıdan emin görünüyor. Görünürdeki şartlar da bunu doğrular nitelikte. Ama, ABD için esas kayıp şu: Dünyanın güvenini yitirmek... Fransa ve Almanya ve Rusya ve Çin ve diğerleri, Amerika'nın hegemonik niyetlerini kesin bir şekilde kayda geçirmiş olmalılar. Ve her halde, süper gücün artık gizleme ihtiyacı duymadığı niyetlerini, iyiniyetle karşılamayacaklardır! İngilizler ve Ruslar Afganistan'da kalıcı olamamışlardı. Fransızlar ve Amerikalılar da Vietnam'da tutunamamışlardı... Tarihe bir daha bakmak gerekiyor. Şu sorunun cevabını bulmak için; ABD Irak'ta kalıcı olabilir mi? Yine Baykal'ın ifadesiyle, füzelerin üstünde oturabilir mi? Stratejler bunun da cevabını verir herhalde!... Bayramınız mübarek olsun... Irak halkına da sabır ve tahammül gücü diliyorum.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.