Ölümlerden ölüm beğen!..

A -
A +

Son birkaç günden beri, dünya kamuoyunda, İsrail'in Filistin Lideri Yasir Arafat hakkında aldığı yeni kararlar tartışılıyor... Sürgünden vücudunu ortadan kaldırmaya, yani öldürmeye kadar çeşitli "seçeneklerin" değerlendirildiği kararlar, dünyanın büyük bir kesiminde şiddetli tepkilerle karşılandı. Tabii bu tepkilerin "diplomatik" olmaktan öteye geçemediğini de belirtmeliyiz. Mesela Rusya, sürgün kararının çok büyük bir hata olacağını söylerken, Birleşmiş Milletler de, İsrail'e sürgün kararını uygulamaya koymama ricasında bulundu! Teröristbaşı Öcalan'ın cezaevi şartlarıyla çok yakından ilgilenen ve Türkiye'ye ikaz üstüne ikazda bulunan Avrupa Birliği, aylardan beri tecrid edilmiş durumda olan ve her an canına kast edilme tehlikesi yaşayan Arafat için aynı kararlılıkta bir çıkış yapamadı. Oysa bu Arafat, Filistin halkının gerçek temsilcisidir. Filistin Özerk Yönetimin başkanı olan, geçmişte İsrail'in dışişleri bakanlığı ve başbakanlığını yapmış Şimon Perez ile birlikte Nobel Barış Ödülünü de almış olan, liderliği bütün dünya tarafından benimsenmiş olan Yaser Arafat, AB nezdinde bir terörist kadar itibar göremiyor. Ne garip bir dünya!... Ancak üslup itibariyle de olsa, bu gibi diplomatik ricanın ötesine geçen daha sert tonlarda tepkiler de verildi. En önemlisi ve en tabiisi de, Filistin Halkının büyük ekseriyeti Arafat'ın etrafında kenetlendi... Bu arada İsrail'in arkasındaki en büyük güç olması itibariyle, bu ülke ve yönetimi üzerinde de en etkili olabilecek devlet olan Amerika, beklenenden de çok daha yumuşak dozda bir tepki gösterdi; Kelimesi kelimesine şöyle dedi ABD yönetimi: "Arafat'ın sürgün edilmesi ortadoğu barışına katkı sağlamayacaktır..." Ne ince diplomasi ama!... İsrail'in hukuk dışı bütün uygulmalarına ses çıkarmayan, Filistinlilere karşı sürdürülen amansız devlet terörünü sessizce onaylayan Amerika, bir önceki adımda Şaron'u arkalayarak Arafat'ı siyaseten bitirmek için karşısına Mahmut Abbas'ı çıkarttırdı. İsrail'i daha da büyütmek ve Filistinlilere de "devletçik" kabilinden bir parmak bal niteliğinde olmak üzere "Barış için yol haritası"nın onunla dayatılabileceğini düşünüyordu belki ama, tutmadı. Filistin halkının benimsemediği Mahmut Abbas, namı diğer Ebu Mazen ancak dört ay dayanabildi. Siyaseten bitirilemeyen Arafat, bu defa gayri meşru yollarla ortadan kaldırılmak isteniyor. Medeni dünyanın gözünün içine baka baka İsrail, hangi metotla olursa olsun Arafat'tan kurtulmak istediğini açıkça ortaya koyuyor. Vahşi metotları uygulamaya koyabilmek için önce propaganda ile dünyayı alıştırıyor. Amerika da bunu doğrudan yahut dolaylı olarak destekliyor. Dün Nobel Barış Ödülünü alan Arafat, bugün barışın önündeki en büyük engel olarak lanse ediliyor! Ancak Ortadoğu'da barış ve istikrarın anahtarı olan Filistin meselesi daha da çıkmaza giriyor. Yani ABD'nin İsrail'i kayırması işi daha da zorlaştırıyor. Uluslararası Hukuk ve adalet ilkelerine dayanmayan hiçbir planın tutmayacağı açık olduğu halde, ABD ve İsrail güç ile sonuç alma tarzından vazgeçmiyor. Böyle olunca da her gün biraz daha batağa saplanıyorlar. İran'ın nükleer çalışmalarını denetlemek için, Irak konusunda tanımadığı BM'yi devreye sokan ABD, İsrail'in nükleer silah kapasitesini hiç mi hiç sözkonusu etmiyor, ettirmiyor. Bu kabil tek taraflı politikası, elli seneden beri bölgeye barış getirmedi. En sonunda oluşan batağa Amerika kendisi de battı. Bakalım buradan nasıl çıkacak? Şimdilerde çıkmak istemediğini söylediğini bölgeden çok uzak olmayan bir gelecekte kaçmak zorunda kalmasın sonra!.. Bekleyip göreceğiz. Bazıları da her meselenin sadece güçle çözülemediğini görecekler!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.