Çeçenistan'da seçimler...

A -
A +

Çeçenistan meselesinin Türk medyasında artık kayda değer bir yer almadığının farkında mıyız? Zaman zaman bir intihar saldırısı veya Rus askerlerine verdirilen önemli kayıplar dolaysısyla haber bültenlerinde kısaca adı geçen Çeçenistan'da neler oluyor? Türk kamuoyunun uzun müddet çok yakından takip ettiği ve duyarlılık gösterdiği bu meselede ne oldu da birden bire toplumsal ilgi nötrleşti? Acaba bu durum, dış politikada bazılarınca hâlâ daha "şahin devlet adamı" olarak lanse edilen Bülent Ecevit'in, PKK militanlarına verdiği desteği geri çekmesi karşılığında Rusya'ya verilen bir taviz sonucu mu? Çeçenistan meselesi ile PKK terörünün aynı kefeye konduğu anlaşma, o dönemde şiddetli tepkilere sebep olmuştu... Ama nedense Sayın Ecevit insan haklarının en fazla çiğnendiği yerlerden biri olan Çeçenistan için hiç de duyarlı davramayı düşünmemişti. Mesele öyle bir noktaya getirildi ki, Türk yetkililer, Çeçenistan'da işlenen insanlık suçunu dahi kınayamaz oldu! Son üç yılda, Çeçenistan meselesine öyle yabancılaştık ki, vatandaşların kendiliğinden yaptıkları yardımın sivil kuruluşlar vasıtasıyla oradaki mağdur ve çaresiz insanlara ulaştırılması da temelli kesada uğradı. Resmi politikanın yüz seksen derece tersine dönmesi her şeyi alt üst ettiği gibi, medyanın konuya yaklaşımını da kökünden değiştirdi. Önceki gün kurşun vızıltıları ve bomba infilakleri altında sözde bir seçim yapıldı. Bu seçimle ilgili haberler gazete ve televizyonlarda sıradan ve önemsiz bir olaymış gibi yer aldı. Halbuki, özellkikle Avrupa basınında bu seçimlere çok geniş yer verildi. Ve seçimlerin yapılış biçimine olduğu gibi, Çeçenistan'da yürüttüğü politikalar sebebiyle Rusya ve özellikle devlet başkanı Putin'e çok ağır eleştiriler yöneltildi. Sadece Putin'e değil, onun politikalarına ses çıkarmayan ABD Başkanı Bush ve İngiltere Başbakanı Blair'e de aynı eleştiriler yapıldı. Amerika ve İngiltere'nin Irak ve Afganistan'daki durum sebebiyle kendilerine zorluk çıkarmaması için Putin'in yaptıklarına hiçbir şey demekdiklerini belirten İngiliz, Fransız ve Avusturya gazeteleri, aynı tenkitleri, Rusya'yı kendilerine yakın tutmak için aynı şekilde Çeçenistan'daki drama ses çıkarmayan Fransa ve Almanya'ya da yöneltti. Her iki tarafın Rusya'yı kendi saflarında tutmak için, bu ülkenin Çeçenistan'daki hukuk dışı uygulamalarını sessizce onayladıklarını hatta dolaylı şekilde destek verdiklerini dile getiren gazeteler, Putin'in mevcut durumdaki dengeleri büyük ustalıkla kullandığına dikkat çektiler. Gerçekten Irak meselesi başlayalı beri, Putin çok ustalıkla yürüttüğü politikalardan hiçbir zaman olamayacağı kadar kârlı çıktı. Avrupa Birliği'nin "çelik çekirdeği" olan Fransa ve Almanya Rusya'yı neredeyse AB üyesi ilan edecek bir yakınlık gösterisinde bulundu. Buna karşılık ABD, karşı bloktaki güçlenmeyi çözmek için Rusya'ya her zamankinden daha fazla ekonomik ve siyasi destek verdi. Ekonomisi zorda olan, ancak konjonktürden dolayı milyarlarca dolarlık desteği kolaylıkla arkasına alan Putin, Çeçenistan'daki militarist politikayı da rahatlıkla yürütme imkanına kavuştu. İşte bu şartlar altında yapılan seçimlerde, daha önce bağımsızlık yanlısı olan Ahmet Kadirov sözümona devlet başkanı seçildi. Ahmet Kadirov'un oğlu kırk bin kişilik bir milis gücüne hükmediyor... Zalimliği ile tanınan Kadirov, şimdiye kadar adam kaçırma, öldürme, işkence ve akla gelen her türlü şiddeti uygulamış birisi. Rusya'nın patronajında yapılan bu göstermelik seçimlerden sonra, Çeçenistan'da çok daha şiddetli bir iç savaşın sahneye konacağını söyleyebiliriz! Evet dünyanın gözü önünde bir ülkenin insanları katliam, baskı ve sindirme yolu ile şiddetin sarmalında kıvranıyor. Türk medyası, Avrupa basını kadar bile bu felakate ilgi göstermiyor. Yazık, çok yazık...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.