Kurultay CHP'ye ne getirir?

A -
A +

Ana Muhalefet Partisi bugün 30. Olağan Kurultaya gidiyor... Şimdiye kadarki her kurultaydan sonra yeni bir kurultaya dair sayfa açan CHP'de acaba bu defa bir şeyler değişecek mi? Mesela hizip mücadeleleri yavaşlayacak veya bitecek midir? Çok zor, belki de imkansız. Zira hizip sayısı o kadar arttı ki, artık hiziplerin de hizipleri oluştu. Ve partide öyle gruplaşmalar var ki, lider dışındaki bazı ileri gelenlerin ismi de tek başına hizip veya hizipleri çağrıştırıyor... Mesela Önder Sav, mesela Ali Topuz, mesela Adnan Keskin, mesela Eşref Erdem... Bu misalleri arttırabilirsiniz. Bunların dışında isminin yanına "çete" tabiri eklenen kişiler var ki, bu gerçekten hem parti açısından hem de bu ithama maruz kalanlar yönünden çok sıkıntı verici bir durum! Siyasetin amatör hizmet yarışı olarak değil de, profesyonel mücadele olarak algılandığı bir ortamda, farklılıkların daha da derinleştiğini görüyoruz. CHP'de bu kurultay için Genel Başkanlık problemi yok sayılır. Baykal'ın karşısına çıkan adaylar varsa da, bir lider değişikliği yaşanmayacağına kesin gözüyle bakabiliriz. Ancak parti yönetiminde neler olacak? Öyle görünüyor ki, kıran kırana bir mücadele hüküm sürecek. Deniz Baykal istediği listeyi firesiz geçirebilmek için "Blok Liste"ye imkan veren tüzük değişikliğini delegelerin oyuna sunacak. Büyük ihtimalle bu değişiklik onaylanacak. Ama "çarşaf liste" taraftarları pes etmeyecek! Bu kurultay her yönüyle eskilerini aratmayacak. Bu belli. Ancak bu defa değişik bir figür var. Kemal Derviş... Büyük umutlarla, ("umut" kelimesini bilhassa kullandım. Yoksa hep "ümit" demeyi tercih ederim) transfer edilen Kemal Derviş'in, beklenen katkıyı partiye sağladığı noktasında kuşkular var. Bunun da ötesinde giderek Deniz Baykal'a karşı bir alternatif olma görüntüsünden dolayı da öfkelere muhatap oluyor. Ama o da boş durmuyor. Kurultay öncesinde atağa geçtiği bile söylenebilir. Peki ama Derviş'in bundan sonraki performansı ne olur? Şahin Alpay'ın Zaman'da yazdığı şu sorulara kulak verelim; "Ama bilinmeyenler çok. 'Damardan CHP'li' Derviş, liderlik konusunda ne kadar istekli ve kararlıdır? Tepeden indiği siyasette en küçük bir güçlük karşısında kenara çekilir mi? Temel konularda susmayı tercih eden bir tutumla ne kadar ilerleyebilir? Mahcup eleştirilerini şimdilik izlemekle yetinen Baykal, açıkça rekabete girişecek olsa Derviş'i tasfiye etmez mi? Baykal'da bu mecal kalmış mıdır?" Evet, bu ayın başında Grup Başkanvekili seçimlerinde Önder Sav grubuna (Grubun adayları Ali Topuz ve Kemal Anadol seçildi) karşı yeterli desteği elde edemeyen Baykal, bakalım kurultayda rövanşı alabilecek mi? Ama sonuçlar ne olursa olsun CHP'de çok fazla bir değişiklik beklememek lazım. Bunun sebeplerini de yine Şahin Alpay'ın alıntı yaptığı Ç. Ü. Öğretim üyesi Prof. Dr. Faruk Özgür'ün analizinde görebiliriz. Şöyle diyor Prof. Özgür; "CHP demokratikleşmeden ülkeye demokrasi gelmez." Bu tesbiti iki önemli sebebe dayandırıyor. "1-CHP bilinen anlamda bir parti değil, adeta bir devlet organı. Türkiye'nin demokratikleşmesinin karşısında duran "zinde güçleri" en yakından etkileyen ve denetleyen parti bu. CHP'siz iktidarların yapabileceği şeylar çok sınırlı. Dolayısıyla CHP benimsemeden Türkiye'ye (özgürlükçü) demokrasi gelemez. 2- CHP geniş halk kitlelerini kazanıcı bir politika yerine resmi ideolojinin fanatik savunucularını memnun etmeyi tercih ediyor. Bu da CHP'ye pahalıya mal oluyor..." Evet işte bu ve buna benzer sebeplerle CHP'de değişimin gerçekleşmesi zor!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.