Irak Filistinleşirken...

A -
A +

Amerika'nın Irak'ta giderek artan asker kayıpları, bu ülkenin davranış biçimi üzerinde önemli değişikliklere yol açıyor... Bütün sıkı tedbirlere rağmen saldırıların önünü alamayan ABD, son günlerde direnişçilere karşı farklı bir yönteme başvuruyor. Direnişçilerin üslendiğini düşündüğü bölgeleri havadan ağır bombardımana tabi tutmak... Özellikle "Direniş üçgeni denilen bölgenin en önemli köşesini teşkil eden Felluce'de 225 kiloluk bombalarla bu tür uygulamaya geçen İşgalci gücün ileriki günlerde, direnişi kırabilmek ve halka gözdağı vermek için aşırı güç kullanımına daha yoğun şekilde başvurması beklenebilir... Gereğinden fazla, yahut aşırı güç kullanmak bildik bir metod. Ancak savaş kurallarına aykırı bir uygulama. BM'nin kararlarına rağmen, İsrail yıllardan beri Filistin halkına karşı bu yöntemi pervasızca tatbik ediyor. Mesela taş atan çocuk ve gençlere tank dahil ağır silahlarla ateş etmek gibi! Suçun şahsiliği denilen evrensel bir kaide varken, İsrail bombalama eylemlerine karışan gerillaların ailelerine ait evleri buldozerlerle yıkıp her seferinde onlarca kişiyi yersiz yurtsuz bırakıyor. Bazen kritik bölgelerdeki binaları da, güvenliği tehdit ettiği gerekçesiyle yıkıyor. Yani her hangi bir kaide ve kural yok. Tamamen tek taraflı ve keyfi uygulamalar. Kafalara çuval geçirme işi de ilk olarak İsrail'in başvurduğu bir yöntem. Ama bunların hepsi direnişi sertleştirmekten başka işe yaramadı. ABD'nin Irak'taki ilk dikkat çeken tatbikatı da İsraillilerin yaptığı gibi, naylon iplerle insanların ellerini arkadan bağlamak ve kafalara çuval geçirmek ve 5-6 yaşındaki çocuklara karşı bile aşırı şiddet uygulamak olmuştu. Zaten bu taktikleri de İsrail'den aldıklarını ifşa etmişlerdi! Şimdilerde ise, sokağa çıkma yasağı, şehirlerin etrafını tel örgülerle çevirmek, insanların hareket serbestisini kısıtlamak ve nihayet sivil hedefleri, direniş mevzileri diyerek havadan bombalamak... Evet, Irak giderek Filistinleşiyor. Amerika da adeta İsrailleşiyor! Zaten Avrupa ülkelerinde yapılan geniş katılımlı ankette, (15 ülkede 7 bin 500 kişi...) dünya barışını en fazla tehdit eden ülke olarak, yüzde 59 oranıyla İsrail başı çekerken, ABD de, yüzde 53'le onu takip ediyor. Bush'un giderek daha çok Şaron'a benzediği kanaati yaygınlaşıyor. Irak'ın Filistinleşmesi, yahut Vietnamlaşması... Her ikisi de, ABD için ileriye dönük büyük bir hezimetin habercisi gibi. İsrail'in muazzam gücüne ve kayıtsız şartsız Amerikan desteğine rağmen, kimsesiz ve silahsız Filistin halkı pes etmedi. Tam tersine direniş güçleniyor. Vietnamlılar da pes etmemişti. ABD bu ülkeye 500 bin asker yığmıştı. Yedi bin uçak kullanmıştı. Napalm bombalarıyla ülkenin neredeyse bütün ormanlarını yakmıştı. Ama sonuç kendisi için hezimet olmuştu. Irak'ta da aynı akıbete uğraması ihtimali gün geçtikçe artıyor. Bugüne kadar günde ortalama iki-üç asker kaybeden ABD, geçtiğimiz hafta içinde iki helikopterle birlikte 30 civarında kayıp verdi. Bu ağır kayıplar karşısında ABD kamuoyunun da Bush Yönetimine ve onun Irak Politikasına karşı tepkileri giderek şiddetleniyor. Dünya kamuoyunun da ABD'ye karşı tepkisi ürkütücü boyutlarda. Bush ve ekibi bu durumu daha ne kadar sürdürebilir? Sürdürdüğünü varsayalım, nasıl bir sonuç alabilir? Barzani ve Talabani'nin desteğini çok önemseyen Amerika, müttefiklerine karşı güven vermeyen tavrıyla kendi kuyusunu kazıyor. Süper Güç olmak her istediğini elde edebilmek anlamına gelmiyor. Hele bir de kayıplar git gide fazlalaşırsa... Yanlış hesap Bağdat'tan döner!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.