Ha Gazze ha Samarra!..

A -
A +

Daha önce bu köşede, (IRAK FİLİSTİNLEŞİRKEN...) başlığı altında, Amerika'nın Irak'ta sürdürdüğü faaliyetlerin, İsrail'in yıllardır Filistin'de yaptıklarına bire bir benzemeye başladığını yazmıştık. Olanları mukayese edip, HA IRAK, HA FİLİSTİN; iki ülke arasında pek fark olmadığını anlatmaya çalışmıştık... Önceki gün televizyon haberlerini izleyenler veya dünkü gazeteleri okuyanlar, bu benzeşmenin ve ayniliğin hangi boyutlara vardığını dehşetle görmüş olmalılar. Zira aynı gün, İsrail askerleri Gazze'deki mülteci kamplarına karşı yürüttükleri mutad operasyonda üç Filistinliyi öldürürken, teröre karıştığını ilan ettikleri kişilerin yakınlarına ait üç evi de dinamitleyerek tahrip ediyordu. Beri tarafta Amerikan askerleri Irak'ın Samarra şehrinde, iddiaya göre askeri konvoya pusu kurmak isteyen gruplara karşılık vererek tam elli dört Iraklı'yı öldürmüştü... Ölenlerin içerisinde biri çocuk olmak üzre en az sekiz kişinin sivil olduğu açıklanırken, yaralı sayısı da 60 (yazıyla altmış) olarak bildiriliyordu. Ve aynen, İsrail askerlerinin Gazze'de yaptıkları gibi, Amerikan askerleri de Samarra'da Iraklılara ait üç binayı tank ve top ateşi ile tahrip etmişti!.. Televizyon haberleri görüntülerinde, sadece duvar kalıntılarından ibaret binalarda ve sivil arabalardaki tank ve top mermilerinin izleriyle, tamamen yanmış araç enkazı yapılan katiamın ne denli olduğunu apaçık ortaya koyuyordu. Şüphesiz bu görüntüler, işgalci güce karşı sürdürülen mücadelenin en yoğun olduğu "Sünni Üçgen"deki ilk manzara değildi. Son olmayacağını da söylemeye gerek var mı? Ve bir de bu dehşetin yaşanmasına sebep olan bir başka haber var ki, insanın kanını donduruyor: Yeni Şafak gazetesinde yayınlana habere göre, Samarra'daki katliamın temelinde yatan şey, ABD askerlerinin bölge sakinlerinden çok sayıda genç kıza tecavüz etmesi sebebiyle yöre halkının ayaklanması... Bu ayaklanmayı bastırmak için hedef gözetmeksizin her yere ateş eden Amerikan askerlerinin geride bıraktıkları, yukarıda sayısı verilen ölü ve yaralı sayısı ile tamamen yanmış araç ve bina enkazı. Irak'ta tam olarak ne gibi hadisler cereyan ediyor? Uluslararası kuruluşlar orada işlenen insanlık suçlarından ne kadar haberdar? Savaş suçları mefhumu Irak özelinde hiç hatırlanıyor mu? Irak'ta işgal sebebiyle, suçsuz yere kaç bin sivilin hayatını kaybettiği biliniyor mu, bilmek isteyen var mı? Bush'un gizlilik derecesi yüksek olan iki saatlik Bağdat gezisini çarşaf çarşaf veren, Saddam'ın yardımcısı İzzet İbrahim'in yakalandığı ya da öldürüldüğünü yayını keserek duyuran medya kuruluşları, Samarra'da, Tikrit'te, Bakuba'da yahut bunlara benzer başka yerlerde olanları ne kadar aktarıyorlar? Bu dünyada her şey galiplerin ve güçlülerin lehine çalıştığı için, ezilenlerin sesini duyurması pek mümkün olmuyor. Üstelik emperyalist güçlerin oluşturduğu kavram kargaşası sebebiyle, at izi it izine karışmış durumda... Olaylar objektif ve doğru şekilde değil de, hakim güçlerin istediği sübjektif formatta yansıtılıyor. Yani tam bir kafa karıştırma harekatı... Bir tarafta stratejik menfaatler uğruna yapılan her türlü kanunsuzluğun ve hukuk dışılığın adı terörle mücadele olurken, diğer taraftan ülkelerini işgalden kurtarmak için yapılan direniş hareketleri de topyekûn terör olarak pekala değerlendirilebiliyor. Çifte standardın ve ikiyüzlülüğün tahakkümündeki dünya, güçlülere alkış tutarak veya onların tarafında görünerek yalakalık ve yardakçılıkla kendisini sağlama almaya çalışırken, beri tarafta her türlü zulüm ve baskının altında canı çıkanlara da çektikleriyle başbaşa kalmak ve onlara tahammül etmek kalıyor! Evet, dünyanın çivisi çıkmış... Adalet, hakkaniyet, insaf, insanlık vs. hiçbirinin işlerliği kalmamış. Buna karşılık zulüm, baskı, sömürü, katliam, soykırım katmerlendikçe katmerleniyor. Bakalım nereye kadar gidecek?! Bunu bilmek imkansız. Ama bilinen bir şey var; her şey inceldiği yerden, zulüm ise kalınlaştığı yerden kopar.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.