Arap âleminin içine düştüğü çaresizlik -2-

A -
A +

Çarşamba günkü yazımızda, bu konuyu irdelemek için bir yazı daha yazmak gerektiğini belirtip, aktüel akış sebebiyle araya başka meseleyi alma zarureti hasıl olunca bazı okuyucularımdan uyarı geldi; "İkinci yazıyı niye yazmadın?" Aslına bakarsanız bu meselenin hakkını verebilmek için ne bir, ne iki, belki de ciltlerle kitap teşkil edecek kadar çok yazı yazmak lazım. Çünkü; Orta Doğu bölgesinin dünya siyasetindeki stratejik öneminin büyüklüğü ortadadır. Geçmişte ve bugün, bütün büyük güçlerin bu bölgede nüfuz sahibi olma ve hakimiyet kurma yolunda giriştikleri mücadeleler, savaşlar, dünyanın diğer kesimleri için vukua gelen ihtilafları kat be kat geride bırakır... Ne yazık ki, büyük güçlerin bölge üzerindeki her dalaşması, burada yaşayan halkların biraz daha ezilmesine, esarete ve sefalete düşmesine yol açıyor. Yani, "Filler tepişirken, ezilen hep çimenler olur..." sözünün en çarpıcı misali. Cevabını aradığımız soru şu idi; Araplar niçin bugünkü perişan duruma düştü? Öyle ya, sayısı iki düzineyi bulan ve nüfusu üç yüz milyon civarında olan koskoca Arap âlemi, acaba, niçin kendi meselelerinin altından kalkamıyor? Son yarım asırda mesela İsrail ile giriştiği bütün mücadeleleri niye hep kaybetti? Yeterince parası mı yok? Tabii zenginlikleri mi bulunmuyor? "Araplar" denildiği vakit çoğu kimsenin aklına hemen zenginlik ve para geliyor nedense... Suudi Arabistan Kralı Fahd'ın İspanya, Marbella'da bir malikanesi bulunuyor. Her yaz buraya tatile gittiğinde çevredeki İspanyolları sevince boğuyor. Çünkü günlük harcadığı para ortalama beş trilyon lira!.. Ve Arapların Amerikan ve Avrupa bankalarında yatan yüz milyarlarca doları var. Bazı zengin Arapların özellikle İngiltere'de çok pahalı mülkler satın aldığını da biliyoruz. (Öyle ki, bazıları bir caddenin iki tarafındaki onlarca binayı toptan satın almıştır...) İngiltere'de yarış atları için çok düşük vergi alınıyor. Çünkü burada yüzlerce atını yarıştıracak onlarca Arap prens vs. var! Demek ki, mesele nüfus veya para değil. Silah da değil. Öyle olsaydı Saddam'ın milyarlarca dolarlık silahları bir işe yarardı... Mesele hayalperestlik yerine, gerçek ideallere sahip olmaktır. Hamaset ve sahte kahramanlık yerine ciddi çalışmak ve akıllı işler yapmaktır. Ünlü Yahudi bilim adamı Einsthein, İsrail Devleti'nin kurulması için kapı kapı dolaşarak yardım toplamıştır. Bu bir ideale bağlılıktır... Davasında samimiyettir. Bugün de dünyadaki güçlü Yahudi sermayesi İsrail'e her türlü desteği vermektedir. İsrail böylelikle ateş çemberi içinde yaşayabilmektedir. Peki sizce Arapların parasını kim yemektedir?! Saddam'ın Amerika'ya yaptığı gibi, İsrail'e kolay zaferler hediye eden Cemal Abdunnasır hâlâ daha Arap âleminde bir kahramandır! Ama İsrail'in elinden Sina Yarımadasını alan Enver Sedat bazılarına göre hain olduğu için öldürülmüştür. Kaddafi de, Hafız Esat da, Saddam Hüseyin de, onların yandaşları da yıllarca hep hamasetle ve içe dönük şiddete dayalı komplocu siyasetle koltuklarını muhafaza ettiler. Ama işgal altındaki Arap topraklarının kurtarılması noktasında hiçbir şey yapamadılar. Neticede etraflarına örülen çember daraldıkça daraldı ve sonunda kelepçeler Saddam'ın bileklerine geçti... CNN televizyonunun muhabiri, Kaddafi'ye kelimelere tane tane basarak soruyor; Saddam'ın yakalandıktan sonraki görüntülerini seyredince kafanızın içinden neler geçti?! Sorunun içindeki mesaj gayet net değil mi? Eeh, zaten Kaddafi de mesajı anlamış ki, keskin bir U dönüşü ile Bush ve Blair'in tarafına geçmiş, Suriye, İran ve (laf olsun diye) Kuzey Kore'ye de kendisini örnek almalarını tavsiye ediyor. Yakında Bush ve Blair ikilisine iyi bir konukseverlik göstermek için de sabırsızlanıyor. Herhalde onlar da Kaddafi'nin bu gayretlerini ödüllendirir artık! Evet, Arap âleminin en büyük şanssızlığı, yöneticilerden yana. Ama halkların ve özellikle entelektüel tabakanın hiç mi kusuru yok? Kusur aramak da çare değil elbet. Peki geleceğe dair ne gibi çalışmalar var? Hiç olmazsa düşünce ve fikir bazında!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.