"Mesajlar" ve anlayışlar...

A -
A +

Dünkü yazımızda, İslam dünyasına yönelik mesajlar çerçevesinde ABD Eski Başkanı Clinton'un sözlerini ele almıştık. Bugün de, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'ün yine Cidde Ekonomik Forumu'nda, İslam Dünyası ile ilgili olarak yaptıkları konuşmalar etrafındaki yorumlara değineceğiz... Bilindiği gibi Erdoğan, Malezya Eski Başbakanı Mahatir Muhammed'in, "Eğer İslam dünyası bugün geri kalmışlık içindeyse, kabahat biz müslümanlarındır..." şeklindeki sözlere katıldığını bildirerek, dinsel ve etnik temele dayalı kamplaşmaların bir tarafa bırakılarak, küresel yapıya uygun ekonomik faaliyetlere hız verilmesi gerektiğini dile getirdi. Hem Erdoğan'ın hem de Gül'ün Cidde'de yaptığı konuşma içte ve dışta geniş yankılar uyandırdı. Öyle ki, ABD Dışişleri Bakanı Colin Powell Abdullah Gül'ü bu çerçevede tebrik ederek söylediklerinin önemini ve bunun Türkiye'nin İslam Dünyasına model olma noktasında yapacağı etkileri vurguladı... Erdoğan'ın sözleri de, özellikle Türkiye'de benzer tepkiler aldı ve onun "İslam Ortak Pazarı"na karşı çıkma tavrını öne çıkardı. Kimileri Başbakan'ın değişim istikametinde gösterdiği ilerlemeyi, kimileri ise yine Türkiye'nin İslam ülkelerine örnek teşkil etmesi açısından onun sözlerinin ne kadar dikkat çekici olduğunun altını çizdi. Hatta Oktay Ekşi, biraz daha ileri gidip, Türkiye'de Muhafazakâr olarak görülen veya kendisini öyle takdim eden Başbakanın Suudi Arabistan'da "devrimci" gibi karşılandığını filan söyledi! Bazıları da yine İslam anlayışının değişime muhtaç olduğu yolundaki nakaratı tekrarladı. Yorumlar çok ve çeşitli. Ancak yine elmalarla armutlar karıştırılyor, ya da körün fili tarif etmesi gibi herkes işine geldiği yönden meseleye bakıyor. Öncelikle Mahatir Muhammed'in söylediği ve Erdoğan'ın da desteklediği; "İslam ülkelerinin geri kalmışlığının sebebi biz müslümanlarız..." sözüne bakalım: Mahatir Muhammed gerçekten açık sözlü ve cesurca öz eleştiri yapabilen bir politikacı. Geçmişte de İslam Konferansı Teşkilatının bir toplantısında, hem de Arap ülkelerinin dışişleri bakanlarının gözünün içine bakarak, İngilizlerin tahrik ve tuzaklarına düşüp Osmanlı'ya cephe alan Arapların niçin bu hallere düştüğünü açık açık anlatmıştı. Yukarıdaki beyanı da Mevlana'nın Farsça söylediği; "İslamın bizatihi kendisinde hiçbir kusur ve eksiklik yoktur. Eğer bir kusur ve ayıp varsa, bizim müslümanlığımızdadır..." sözünün izindedir. Başbakan Erdoğan'ın İslam Ortak Pazarı'na karşı çıkması da son derece gerçekçi bir tavırdır. Bir taraftan, Avrupa Birliği Hıristiyan kulübü değildir, olmamalıdır... derken diğer yandan tam tersine bir politikayı benimsemek mantıksızlık olurdu. Erdoğan bu çelişkiye düşmedi. Türkiye'nin model olma meselesine gelince, burada kafalar iyice karışık... Eğer işi kadınların araba kullanmasına indirgerseniz, izahını zor yapacağınız durumlar sözkonusu; Mesela Suudlarda kadınlar araba kullanamıyor ama, milli gelirleri fert başına Türkiye'nin dört-beş katı! Demokrasi derseniz; doğru, ismi demokrasi olan bir rejimimiz var ama, her on senede bir askeri darbelere ve ara rejimlere maruz kalıyor. Bizi örnek almaya çalışan Pakistan da, bizden daha kötü durumda... Gelir dağılımı derseniz, hem Türkiye'de, hem Suudi Arabistan'da, hem de Pakistan'da durum hiç de iç açıcı değil. Suudi Arabistan'da kraliyet ailesi masal hayatı yaşıyor. Türkiye ve Pakistan'da ise sayısı onlarla ifade edilen sermaye sahibi aileler! İşin özü şu; İslamiyetin doğru anlatıldığı ve anlaşıldığı devirlerde, mesela Osmanlılarda, Selçuklularda, Türkiye sadece İslam dünyasına değil, gücüyle, zenginliğiyle ve beynelmilel etkinliğiyle herkes için bir cazibe merkezi idi. Bugün Türkiye'nin "model" olma potansiyeli var şüphesiz. Ama önce kendisinin doğru mecrada yürümesi gerekiyor. Yani dolduruşa gelmeyelim! Eğer bunu becerebilirsek, hem model oluruz, hem de cazibe merkezi...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.