Kurbanın manasını bilmek

Bugün Kurban Bayramı'nın ikinci günü. Son birkaç seneden beri Kurban ibadetinin mahiyeti üzerinde sürdürülen manasız tartışmalar bu yıl da tekrarlandı... Eskiden her sene, bayram öncesi günlerde gazete sayfalarını işgal eden birbirinin kopyası haberler kafa karıştırırdı. Genellikle de şöyle bir başlık taşırdı bu haberler; "KURBANLIK FİYATI EL YAKIYOR!.." Tıpkı ramazan ayı yaklaşırken, "İFTARİYELİKLER EL YAKIYOR!.." teranesiyle her yıl zihinlerin bulandırılmak istenmesi gibi. Ancak böyle mesnetsiz salvolara kimsenin inanmadığı görülünce bu defa başka hilelere başvurulur oldu. Kimisi ilahiyatçı kimlikli, kimisi de ilahiyatla yakından-uzaktan ilgisi olmayan, ama her şeye maydanoz oldukları için ilgili ilgisiz her meselede görüşlerine başvurulan bazı uçuk-kaçık kişiler, Kurban ibadetinin mecrasından saptırılması için var güçleriyle çalışıyorlar... Kimisi kargaları bile güldürecek şekilde, tavuk, horoz, hatta balık gibi hayvanların bile kurban edilebileceğini savunurken, kimisi de vejetaryen olduğu için, yani et yiyemediği için, kurban kesmeyi şizofrenik bir davranış olarak niteleyecek kadar ileri gidiyor. Âdem aleyhisselamdan beri var olan bir ibadet olan ve biz müslümanların da bin yıllardan beri İbrahim aleyhisselam'ın sünneti olarak ifa ettiğimiz bu kudsi vazifeyi sorgulayan bu aklı evveller, kendi kısa akılları ile vardıkları sonucu, dini bir hükümmüş gibi yutturmaya kalkışıyorlar... Sanki kendilerinden önce gelen sayısız peygamber, onca kutsal kitap ve binlerce, yüz binlerce müctehid ve din mütehassısı derin alim, meseleyi doğru olarak kavrayamamış da, bunlar işi düzeltecekler!.. Bunlar evvela felsefe ile dini ve akıl ile nakli birbirinden ayırt edebilirlerse, gerisini işin ehline bırakmayı da belki düşünebilirler. Ama öyle bir niyetleri olmadığı belli. Çünkü bunların maksatları başka; KAFA KARIŞTIRMAK!.. Evet, bu kabil sapık düşüncelerden etkilenen bazı yeni yetme yazarlar da, daha ileri gidip kurban ibadetini büsbütün ortadan kaldırma yönünde fikirler yumurtluyor... Neymiş efendim, falanca Prof. diyesiymiş ki, Allaha yaklaştıran her ibadet, kurban yerine geçer! Hoppala... İşte buradan hareketle köşe sahibi diyor ki; "... bu bayram kurban kesmeyin. Kurban kesme yerine parasını fakirlere verin... Kurban etinden yalnızca kavurmalık olur. Ama parasını verirseniz kasaptan daha iyi et alabilir! Hatta bazıları bu para ile çocuğuna defter kalem veya kendisine kömür alır..." Alın size cahilliğin daniskası. Eğer bu vatandaşın zekat, sadaka, hayır hasenat vb. ibadetlerden haberi olsa, böyle absürd şeyler söylemez. Bugün, Kurban'ın vacip mi, yoksa sünnet mi olduğunu tartışanlar, mesela zekat denen şeyin farz olduğunu halka iyi anlatıp ve zengin müslümanın zekat nisabına dahil mal varlığının kırkta birini her sene vermek mecburiyetinde olduğunu, eğer zenginler zekat ibadetini tam olarak yerine getirirse memlekette fakir kalmayacağını samimiyetle anlatsalar daha faydalı olmaz mı? Ama onların maksadı üzüm yemek değil ki, bağcıyı dövmek... Ve de insanları kandırıp doğru yoldan saptırmak! Neyse ki, onların asılsız iddia ve yanlış düşüncelerine, sadece birkaç bilgisi noksan kişi kapılabilir. Beri tarafta kurban ibadetini yerine getirmekle sorumlu olanlar da, onların sözüne hiç itibar etmeyip, bu dinî vecibeyi şevkle ifa ediyorlar. Sevgili okuyucularımız, ne ipini koparan birkaç hayvanın kısa süreli olarak trafiği karıştırması, ne de kurban kesme işini usulünce, yani kimseyi rahatsız etmeden ve de hayvana eza vermeden yapamayan birkaç kişinin acemilik ve bilgisizliği, bu mukaddes vazifenin ihtişamına gölge düşürmez. Bunu istismar edip yaygara yapan, kötü niyetli kimselerin dini sabote etme gayretleri de beyhudedir. Güneş balçıkla sıvanamaz... Hepinizin Kurban Bayramını tebrik eder, daha nice bayramlara sıhhat ve afiyet içinde kavuşmanızı dilerim.