"Nefret Suçu" başka nasıl olur?

A -
A +
Batı'nın ikiyüzlülüğünü her vurguladığımızda, bu ülkede yaşayan bazı saplantılı tipler hemen rahatsız olur!.. Batı ülkelerinde büyük çoğunluğu karanlıkta kalan saldırılar vuku bulduğunda, bu tipler derhal alarma geçer, ortalığı velveleye verir, kraldan fazla kralcı kesilerek; akla-mantığa ve gerçeklere uymayan ne kadar saçma sapan düşünce ve takıntı varsa hepsini ortaya döker. Bütün bunları yaparken de genellikle cahili olduğu İslam dini konusunda suçlayıcı, aşağılayıcı, kin ve düşmanlık yüklü söylemler kullanırlar. Bunu da güya ilericilik ve çağdaşlık adına, gericiliğe karşı bir tavır olarak ortaya koydukları iddiasında bulunurlar!.. Son olarak Fransa'da Charlie Hebbdo dergisine yapılan kanlı saldırı sonrasında, bunlar toplu bir huruç sergiledi. Kanlı eylemin arkasında hangi karanlık odakların bulunduğunu sorgulamaksızın ve benzeri gölgede kalan önceki cinayetlere dair de, devlet olarak güvenilir bir refleks ortaya koymamış olan Fransa'nın tutumuna bakmaksızın, hemen İslâm dinini ve topyekûn Müslümanları hedef aldılar. Batı'nın planlı şekilde dolaşıma soktuğu malum klişeleri süzgeçten geçirmeden, peş peşe sıralayarak İslâm Dünyasını toptan mahkûm ettiler.Gelgelelim, "Hepimiz Charlie'yiz..." diye yırtınan aynı tipler, Amerika'da üç tane Müslüman genç hunharca öldürüldüğünde, üstelik sadece Müslüman oldukları için, İslam düşmanı bir ateist tarafından vahşice öldürüldüğünde gıkını çıkarmadılar. (Niye sesiniz çıkmıyor?) diye kendilerine sorulduğunda, kem küm ettiler veya hiçbir cevap vermediler. Verecek cevapları yoktu çünkü... Şimdi bu noktada Batı ile iş tutan, onun borazanlığını yapan bu güruha, ne söylense faydası yok. Bunu biliyoruz. Lakin bunların gerçek yüzlerini göstermek bakımından, yeri geldiğinde buna dikkat çekmek icap ediyor. Fakat esas üzerinde durmak istediğimiz husus, her fırsatı kullanarak Müslümanlara çullanan Batı'nın bu son olay karşısında takındığı tavrın çirkinliği... Tamamen kin ve nefretten kaynaklanan dürtüyle, kafalarına onlarca kurşun sıkılarak öldürülen üç genç için, ABD'li yetkililer en ufak bir tepki vermedi. Ne zaman ki, Cumhurbaşkanı Erdoğan, Meksika'dan, "Neredesin Başkan Obama?" diye sesleninceye kadar! Bu çağrıdan üç saat sonra Obama nihayet ses verdi ve resmî cümlelerle taziyede bulundu. Aynı Obama'nın diğer olaylar için ne kadar farklı davrandığını, hepimiz biliyoruz...Bu arada ABD Yargı Mercileri de aynı yolda yürüyor. İşlenen vahşi cinayetlerin, apaçık bir nefret suçu olduğu gün gibi aşikâr iken, bunu sıradan bir olay gibi göstermeye çalışıyorlar. İki aylık evli olan Shady Barakat ile kocası Yusor Muhammed ve baldızı Razan Ebu Salha'yı daha önce defalarca tehdit eden ve sonunda gözünü kırpmadan öldüren ateist Craig Stephen Hicks'in tam bir canavar... Nasıl bir canavar olduğunu, evinden çıkan 13 ayrı silah ve cephanelik ile daha önce İslâmiyet hakkında sarf ettiği sözler apaçık ortaya koyuyor... Ne var ki, Kuzey Carolina Bölge Savcısı; "Topluma yönelik herhangi bir tehdidin sürdüğüne inanmamız için bir sebep yok..." diyor. İşte Batı'nın ikiyüzlülüğü dediğimiz gerçek bu. Burada katil ile maktullerin yeri değişik olsaydı, acaba aynı kanaati mi sergileyecekti? Göreceksiniz, ABD yargısı düpedüz nefret cinayeti olan bu katliamı, park kavgası diye yutturmaya kalkışacaktır. Bekleyelim bakalım!
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.