Kriz çözme becerisi...

A -
A +

Kurum ve kuruluşlar, önemli meselelerle yüz yüze geldiğinde; kendisini hasara uğratmadan çözüm kabiliyetini ortaya koyabilirse, gücüne güç katar ve yoluna devam eder.

Adalet ve Kalkınma Partisi, iktidara geldiği 2002 yılı Kasım ayından bu yana, kriz olarak tanımlanabilecek, irili ufaklı çok sayıda hadise ile karşı karşıya kaldı. Geçmişte bu ülkede, iktidar görevini üstlenen kimi siyasi partilerin; benzer olaylarla başa çıkamaması sebebiyle, güç kaybına uğrayıp akabinde iktidar koltuğunu da yitirdiğini veya iktidar - muhalefet pozisyonunun da ötesinde, hayatiyetini muhafaza edemeyip büsbütün sahneyi terk ettiğini biliyoruz. Yer darlığı sebebiyle örnekleme işine girmeyeceğiz. Meraklılar için arşivlerde bolca kayıt ve malzeme var... AK Parti'yi farklı kılan ve bugüne kadar, hiçbir siyasi partiye nasip olmayan ölçüde başarılara ulaştıran bir takım özellikleri, iyi analiz etmek gerekir. İktidar partisinin üzerine bina edildiği siyasi ve etik ilkeler, kökenini oluşturan siyasal geleneğin özelliklerinden doğan homojen yapı, yine bu geleneğin ana gayesi olarak takdim edilen; geçici bir iş birliğinin çok daha ötesinde, yüce bir davaya sahip olma ve bunu birlikte omuzlama misyonu vs. vs.

Bunun yanında elbette, Türkiye'deki bütün siyasi partiler için en önemli hususu teşkil eden, liderlik konusuna vurgu yapmak gerekiyor. Türkiye'de siyasi partilerin başarı grafiği, her zaman liderlerinin kapasitesi ile doğru orantılı olmuştur. Bu noktada Sayın Tayyip Erdoğan'ın ortaya koyduğu performans, muvafık – muhalif bütün çevrelerce, net olarak kabul ve teslim edilmektedir. 13 yıl içinde, halkın önüne tam dokuz defa konulan seçim sandığından, açık ara önde çıkan; seksen yıllık resmi ideolojinin dayattığı tabuları bir bir yıkan, askeri yönetimler gölgesinde yapılan anayasalarla kurulan vesayet düzenini önemli ölçüde dönüştüren; on yıllarca el atılamayan netameli meseleleri, cesaretle ele alıp çözüm getiren AK Parti iktidarının, bu başarısındaki aslan payı herhalde lidere aittir!..

Bu farklılık ve avantajları sebebiyledir ki, AK Parti'den, şimdiye kadar bireysel bazı ayrılmalar dışında, kitlevî kopuşlar yaşanmadı... Siyasi buhran tehlikesi uç verdiğinde de, bu güçlü yapı ve kararlı duruş kendini gösterdi.  E - muhtıra, Partinin kapatılmak istenmesi, MİT müsteşarına ve dolayısıyla Erdoğan'a karşı yapılmak istenen hamle, Gezi kalkışması, 17 -25 Aralık Darbe teşebbüsü, 6- 8 Ekim olayları vb. her krizde, Parti iç dinamikleri ve Liderin karizmatik gücü, tehlikeyi bertaraf etmesini bildi ve daha da güçlenerek yoluna devam etti.  İşte bu özellik, her şeyden önce kriz çözme becerisidir... Son günlerde, AK Parti etrafında gelişen kimi tartışmalardan yola çıkarak, buradan bir zaaf devşirmek isteyen muhalefet partileri, galiba yine eli boş dönecek. Zira AK Parti'nin siyasi kültürü ve geleneği, yaşanan bu türden yol kazalarını, absorbe edecek tecrübeye sahiptir.

Bu arada şunu da belirtelim. Siyaset biliminin üzerinde çok durduğu, iktidar yorgunluğu ve siyasi yıpranma kaskatı bir gerçektir. AK Parti de bundan azade değildir. Yani 'BİZE BİR ŞEY OLMAZ...' gibi bir rahatlık gaflet olur. Halkın açtığı siyasi kredinin her zaman bir sınırı vardır. Bu noktada dikkatli olmak çok mühim... Ayrıca önemli geçiş süreçleri, mutlaka az veya çok sancılı olur. Bu kaçınılmaz. Dolayısıyla yaşanan son gelişmelerin siyaset sosyolojisi açısından, şaşırtıcı bir tarafı yoktur. Önemli olan doğabilecek irili ufaklı krizlerin derinleşmesine fırsat vermemektir. Ki, AK Parti cenahında bunu görebiliyoruz.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.