Mezarlıklar vazgeçilmez insanlarla doludur!..

A -
A +

Meclisin renkli ve cerbezeli vekillerinden Prof. Dr. Özcan Yeniçeri, aday olamama kırgınlığını belirtirken, "Meclis'in bana ihtiyacı vardı..." demiş.

Milletvekilliği aday listelerine giremeyen aday adaylarının hazımsızlığı, üzüntü ve sıkıntıları devam ediyor. İstifalar, protestolar, serzenişler vs. vs. Ama en trajik olanı, aday olamadım diye bir vatandaşımızın intihar etmiş olması... Niçin böyle bir vahim harekette bulundu, vekillikten beklentisi neydi, hangi saiklerle meseleye bu kadar angaje olmuştu? Bunları bilmemizin imkânı yok. Bu saatten sonra bilmenin bir yararı da yok. Sönen bir hayatın geri dönüşü yok çünkü!.. Bizim ülkemizde siyaset hevesi, galiba başka milletlere nazaran daha fazla. Bu durum acaba, kendisini memleket uğruna feda etme gayreti midir yoksa siyasetten çok fazla şey beklentisi midir? Öyle görünüyor ki, her ikisi de söz konusu... Birkaç dönem önceki bir vekilin, "Üç yüz milyarlık tesislerimi kapatarak buraya geldim..." dediğini hatırlıyorum. O şahsın beyanı gazetelerde de yer aldığı için, arşivlerde de kaydı vardır.

Neyse biz konuyu olumlu ve vekil adaylarının da iyi niyetli tarafından ele alalım. Siyaset kanalıyla ülkeye hizmet etmek için, yola çıkan çok sayıda adayın arasından, partiler mecburen bir eleme ve seçim yaptılar. Yeni listelere bakıldığında, Haziran seçimleriyle birlikte, parlamento aşağı yukarı yüzde yetmiş oranında yenilenmiş olacaktır. Yeni kadrolar, yeni heyecan ve ona göre sergilenecek performansın ülkeye olumlu katkılar yapmasını bekliyoruz. Bu arada siyasette tecrübenin de çok önemli olduğunu unutmamak gerekiyor. Seçilecek vekillerin parlak diplomaları, çağdaş donanımları vb. özellikleri göz kamaştırabilir. Fakat tüm bunların siyaseten başarıya dönüşmesi garanti değil. Gel gelelim siyasi partilerin tepe yönetimi, kendi hedeflerine göre tercihlerini yapmış bulunuyor. Bu tercihlerden dolayı kırılan, küsen; adaylıktan, hatta partisinden istifa edip ayrılanların sayısı az değil. Bu kırgınlıkların teşkilat çalışmalarına çok büyük etkisi olmasa da, hepten göz ardı edilemez.
AK Parti, üç dönem kuralı sebebiyle, öncü – kurucu kadrodan en tecrübeli 70 vekilini bu dönem listeye almadı. Bunun yanında 23. Dönem vekillerinden 105 kişiyi de, liste dışı bıraktı. Bu sebeple AK Parti'de çok yüksek oranda bir yenilenme söz konusu. Daha önceki dönemlerde, vekil değişikliği bu kadar yüksek olmamıştı. Diğer taraftan CHP'de büyük bir değişim – dönüşüm yaşandığını görüyoruz. Mevcut 125 vekilden 82 tanesinin yeni listeye giremediğini veya seçilecek yerlerden konulmadığını dikkate aldığımızda, bu değişimin çapı net olarak ortaya çıkıyor. Hâlihazırdaki dört tane genel başkan yardımcısının (Ercan Karakaş, Seyhan Erdoğdu, Burhan Şenatalar, Yakup Akkaya) dahi liste dışı kaldığını, Hurşit Güneş, Faruk Loğoğlu, Rıza Türmen, Oğuz Oyan, Umut Oran, Oktay Ekşi, Binnaz Toprak, Nur Serter gibi ünlü isimlerin de çizik yediğini bu arada belirtelim. Bakalım CHP'nin o bildik vekil belirleme alışkanlığından farklı olarak, bu seferki radikal yaklaşım beklenen başarıyı getirecek mi?
MHP'ye gelince, diğerleri kadar olmasa da geçmişe nazaran önemli açılımlar yapıldığını görüyoruz. Devlet Bahçeli genel merkez ekibini olduğu gibi muhafaza etmekle birlikte, Mehmet Şandır, Faruk Bal gibi partinin en fazla görünen isimlerini bu defa listeye almadı. Aynı şekilde Meclis'in en cerbezeli ve renkli isimlerinden olan Prof. Özcan Yeniçeri de, çizik yiyen vekillerden... Yeniçeri, kendi durumundaki her vekil gibi serzenişte bulunurken, şöyle demiş: "Meclis'in bana ihtiyacı vardı..." Doğrudur. Ama hayatın bir başka gerçeği de var. Mezarlıklar vazgeçilmez insanlarla doludur!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.