Firavun Adaleti ve dünya

A -
A +

Mısır'da, Cumhurbaşkanı Mursi ve 105 kişi hakkında verilen idam kararına, dünyanın verdiği cılız tepki, âdeta Firavun zulmünü teşvik eder mahiyette!..

Dile kolay, uydurma bir suç ve göstermelik bir yargılama neticesinde, tam 105 kişi hakkında idam kararı veriliyor... Ve bu kişiler arasında, halkın yüzde 52'sinin oylarıyla cumhurbaşkanı seçilmiş olan Muhammed Mursi ile İhvan-ı Müslimin teşkilatının bütün lider kadrosu başı çekiyor. Hadise her yönüyle dehşet verici! Fakat medeni dünya(!) bu olayı, tiyatroda bir drama izler gibi sessizce seyrediyor. Defi bela kabilinden gösterilen bir iki cılız tepki de, hukuk ve yargı kılıfı içinde uygulanan korkunç zulmü âdeta teşvik eder mahiyette... Mısır'daki mahkemelerin görüntüsü dahi, tek başına bir fecaat! Maymun gibi kafesler arkasına tıkanmış ve sesini asla duyurması mümkün olmayan sanıklar, onun önünde de hâkim-savcı, avukat, izleyici vs. kimin ne yaptığı, ne yapmak istediği belli olmayan tam bir keşmekeş... Böyle bir ortamda, zaten sağlıklı yargılama ve adaletten bahsedilemez. Hele konu iktidar mücadelesi ile alakalı ise, durumun vahameti büsbütün büyüyor ve sonuç olarak, Mursi ve arkadaşlarının siyaseten katledilme teşebbüsü ortaya çıkıyor.
Teşebbüs dememizin sebebi, henüz bu siyaseten katil operasyonunun tamamlanmamış olmasıdır. Fakat dünyanın böylesine sessiz kalması, ne yazık ki bu 105 kişinin hayatına dair endişeleri arttırıyor. Her ne kadar idam kararının, yüksek mahkemeye gönderilmesi hususunda, Mısır Müftüsünün mütalaasının alınacağı gibi bir prosedürden bahsediliyorsa da, bunun ciddi bir mekanizma olduğuna inanmak mümkün değil. Burada gücü elinde bulunduran darbecilerin nihai kararı ve o zalim darbecileri destekleyen ve yönlendiren "üst aklın" esas amacı önemlidir. Üst akıldan hangi güç veya devletleri kastettiğimizi izaha gerek var mı? General El Sisi darbeyi gerçekleştirirken, hangi ülkenin devlet görevlileriyle sürekli temas hâlindeydi? Hâlihazırda Obama'nın Milli Güvenlik Danışmanı Susan Rice, El Sisi ile kesintisiz telefon konuşmalarında darbeyi canlı olarak takip etmeyip de ne yapıyordu? Bayan Rice ve patronunun bu hizmetleri, Mısır'a komşu hangi devlet için icra ettiğini sanıyorsunuz?!
Mısır, Arap devletleri içinde İsrail hesabına her zaman en büyük tehdidi teşkil eden ülkedir. Bu devletin yönetimini, halkın desteğine sahip güçlü bir iktidarın devralması, ABD ve İsrail için kabul edilebilecek bir durum mudur? O yüzdendir ki, demokrasi ve özgürlük filan derken, iki kere düşüneceksiniz... Birincisinde gelişmiş dünya hesabına evet. İkincisinde gelişmesine izin verilmeyen ülkeler adına hayır!.. Mısır'a demokrasi ve özgürlük gelmiş, gelmemiş küresel güçler için hiç de mühim değil. Hatta İsrail'in güvenliği düşünüldüğünde, bu zararlı addedilir ve derhal önlenir. Mursi iktidara gelince, Hüsnü Mübarek zamanında İsrail'e çekilen "kıyakları" bir bir gün ışığına çıkarmaya başlamıştı. İpler de zaten oracıkta kopmuştu. İsrail'in güvenliğini risk altına sokacak hiçbir duruma müsamaha gösterilmez. Bunun için gerektiğinde, Irak işgal edilir, Suriye iç savaşta tutulur. Mısır'da darbe yapılarak, durum tekrar kontrol altına alınır...
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Mısır'ın tekrar eski Mısır'a dönüşmekte olduğunu söylerken yerden göğe kadar haklı. Aksi halde, çoktan ölmüş insanlar hakkında idam kararı vermenin, dava konusu olaylar sırasında kesin olarak hapiste olduğu bilinen kimseler, hatta ve hatta o sırada İsrail hapishanesinde bulunduğu bilinen kişiler hakkında idam cezası vermenin izahı olabilir mi?.. Lakin şunu unutmayalım: Sisi'nin dikta rejimi de uzun ömürlü olamayacak ve mutlaka yıkılacaktır.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.