İşçi hakları, sendika oyunları vs.

Türkiye ekonomisi son 40 - 45 yılda, işçi organizasyonlarındaki kirli oyunlardan çok büyük zararlar gördü... Sendikacılık anlayışının, ülke gerçekleri ve dünya standartlarıyla uyumlu biçimde yürütülememesi, işçi haklarının korunması ve geliştirilmesi noktasında çok büyük kayıplara yol açtığı gibi, orta – uzun vadede bizatihi işçi örgütlenmesinin hızla geriye gitmesine de zemin hazırladı. Siyasi, ideolojik veya birtakım kirli çıkar amaçlı yaklaşımlar ya da yönetim zaaflarından ötürü, sendikacılık olgusu fena halde aşınırken, arada kalan işçiler her yönüyle en fazla kayıplara maruz kaldı... 1970'li yıllardan itibaren "Sarı Sendikacılık" olgusu, ülkenin çalışma hayatında derin yaralar açtı. Kimi sendika ağaları Karun kadar servet yaparken, günümüzde bazı iş alanlarında da, sendikal örgütlenme sıfır mertebesine inmiştir!..

Bir haftadan beri, ülkemizin en önemli sanayi şehirlerinden olan Bursa'da, giderek yayılma istidadı gösteren bir işçi eylemi sürüyor... Türkiye'nin ihracatında, yıllardan beri ilk sırayı alan otomotiv sektöründe, 2015 yılının ilk üç ayında peş peşe satış rekorları kırılırken, bunu daha da ileriye götürecek otomotiv fuarının açıldığı bir sırada ve de seçimlere sadece üç hafta kala böylesine bir eylemin sahneye konması, Başbakan Yardımcısı Ali Babacan'ın deyimiyle gerçekten manidar... Dünkü gazetemizde, Bursa'daki işçi eylemlerinden, 2013 Mayıs'ındaki Taksim Gezi kalkışmasına benzer bir provokasyonun devşirilmeye çalışıldığını haber olarak vermiştik. Bugün de Metal İş kolundaki sendikacılık örgütlenmesi ve bazı sendikaların temsil noktasında girdiği baraj sıkıntısını aşmak için başvurduğu oyunlara dair detaylı bir haberi dikkatlerinize sunuyoruz.

Bursa'daki işçi eyleminin ayrıntılarını, ilgili haber sayfalarımızda genişçe okuyabilirsiniz. Burada kısaca şu noktaya dikkat çekmek istiyorum. Metal işkolunda çalışan sendikalı işçilerin dörtte üçü, Türk Metal sendikasına bağlı... Kalan dörtte bir oranındaki işçiler ise on bir ayrı sendikaya üye durumunda. Ve bu irili ufaklı sendikaların, iş kolunda temsil kabiliyetini yitirmemek için giriştiği atraksiyonlar var. Bu atraksiyonlardan ötürü yakın geçmişte işini kaybeden, işten ayrılmak zorunda kalan, hatta girdiği maddi sıkıntılar yüzünden yuvası dağılan birçok işçi var. Bunların dökümü haberimizde var. Hâlen sürmekte olan eyleme bahane edilen zam oranının, uygulanma süreci ve aynı işkolundaki çalışanlar arasında eşitlik meselesi, eylemciler tarafından yansıtıldığı gibi değil. Zira yüksek zam aldığı söylenen işçilerin saat başına çalışma ücreti, alınan zamma rağmen eylemdeki işçilerden daha az!..

Şu hususa dikkat isterim: Besbelli Bursa'da işçi eylemi bahanesiyle daha başka işler pişirilmek isteniyor. Otomotiv yan sanayiinin de doğrudan etkilenmesi sebebiyle, Bursa dışındaki otomobil fabrikalarında da üretim durmuş bulunuyor. Burası çok önemli! Bu durumun ekonomik olarak yılın en hareketli zamanında, iç ve dış piyasa yönünden büyük zararlara yol açacağı aşikâr. Dünyadaki konjonktür sebebiyle zaten birtakım zorluklar çeken ülke ekonomisi, hayli olumsuz etkilenecek. Kanunsuz mahiyetteki bu eylemin ne zaman ve nerede duracağı belli değil. Dolayısıyla buradan ülke ekonomisine ne kadarlık bir fatura çıkacağını da kestirmek mümkün değil. Ama bunun nihai ceremesinin, eylemdeki işçiler de dâhil, hepimize yükleneceği kesin. Bilinen ve bilinmeyen sebepleri ne olursa olsun, bu eylem, işçilerin hakkını aradığı yasal bir eylem mahiyetini taşımıyor. Bu eylemi devam ettirirlerse işçiler daha fazla kayıplara uğrayabilir. Böyle bir duruma meydan verilmemeli ve kurgulanan oyunlar boşa çıkarılmalıdır.