Hangi hükümet formülü tutar?

A -
A +

Kâğıt üstünde tasarlanabilecek fakat hiçbir zaman hayata geçmeyecek –geçemeyecek formülleri dayatmanın anlamı yok. Belirsizliğe bir an evvel son verilmeli!..

7 Haziran seçimlerinin ortaya koyduğu siyasi netice şudur: Türkiye'yi tek başına yönetecek bir iktidar sandıktan çıkmamıştır. Lafı dolandırmanın hiç gereği ve mantıklı anlamı yok. Birinci alternatif parçalı hükümet, yani koalisyondur. Bunun kaç parça olacağı işin ayrıntısıdır. İkinci alternatif de tekrar halka müracaattır. Siyasi aktörlerin beyanı, kulislerde dolaşan fısıltılar, partiler arasında doğrudan veya dolaylı şekilde kurulan / kurulmaya çalışılan temaslar ve de pazarlık gücünü yükseltmeye dönük siyasi peşrevler gösteriyor ki, yeni bir erken seçim; daha doğrusu derhal seçim, şimdilik enötede duran seçenektir... Şu halde laf kalabalığına hiç gerek yok. (Bazı meslektaşlarımızın gazete köşelerinde ya da televizyon ekranlarında çokça yaptığı lafazanlıklar, seçim öncesinde partilerin mitinglerinde cereyan eden bıktırıcı derecedeki konuşmalar kadar sevimsiz ve sıkıcı oluyor!)

Parlamentoya giren dört siyasi partinin aldığı oy oranlarına göre, teorik olarak kurulması mümkün yarım düzine kadar koalisyon formülü var. Lakin bunların bir kısmı, peşinen ortak olması beklenebilecek partiler tarafından, peşinen reddedilmiş durumda. Ne MHP, ne de HDP, hiçbir şart altında bir araya gelme veya dışarıdan birbirini destekleme pozisyonunu kabul etmiyor. Şayet bundan sonra, durumda majör bir değişim olmazsa, halk önünde yapılmış olan beyanlara göre, bu kapılar kesin olarak kapatılmış durumda. Şu halde MHP – HDP iş birliğini gerektirecek formülleri konuşmak/tartışmak dahi, boşa zaman kaybetmek ve vatandaşı lüzumsuz yere meşgul etmektir. Buna rağmen kimilerinin aynı lüzumsuz şeyi yapmayı sürdüreceklerini de unutmayalım. Ne de olsa medyaya malzeme lazım!..

Kısacası gerçekçi ve hayata geçirilmesi kolay olan ve de sürdürülebilir olan hükümet formüllerine yoğunlaşmak gerekiyor. Burada öne çıkan iki tane ciddi ve makul formül var. Seçim neticelerinin belli olduğu saatlerden itibaren, şahsen her fırsatta dile getirdiğimiz ve kaleme aldığımız en makul ve en kolay realize edilebilecek hükümet formülü, AK Parti – MHP koalisyonudur. On üç yıl boyunca ülkeyi tek başına yönetme başarısını göstermiş ve 7 Haziran'da halktan en fazla oyu almış AK Parti, Türkiye'nin belirsizliğe ve istikrarsızlığa düşmemesi noktasında en büyük sorumluluk payına sahiptir. Bu sorumluluğu müdrik olduğunu, Başbakan Ahmet Davutoğlu seçim akşamı yaptığı balkon konuşmasında tebarüz ettirmiştir... Diğer taraftan bugünkü gazetemizde okuyacağınız haberde ayrıntılarını verdiğimiz üzere, zor zamanlarda ülkenin zarar görmemesi için; küçük siyasi hesapları bir kenara bırakarak, her seferinde sorumluluk gösteren ve inisiyatif alan, devlet menfaati için gerektiğinde en uygun refleksi gösteren MHP de, ülkenin yönetiminde bir boşluk ve kaosun doğmasına herhalde müsaade etmeyecektir.

Gerçekleştirilmesi mümkün bir başka hükümet formülü, AK Parti – CHP koalisyonudur. Bir kısım medyada, geçmişteki İngiltere ve bugünkü Almanya örnekleri hatırlatılarak, "Büyük Koalisyon" diye takdim edilen bu formül, iş dünyasında belli bir oranda destek görse de, ilkine göre hayata geçirilmesi daha zordur. Bunun temel sebebi, AK Parti ile CHP'nin ülke yönetiminde benimsedikleri çok farklı siyaset tarzı ve her iki partinin programlarındaki derin felsefi ve ideolojik ayrışmadır. 1961 ve 1963'te, Darbe sonrası dönemin zorlamasıyla CHP – Adalet Partisi, 1991'de de,  DYP – SHP denemelerine rağmen; Türkiye'nin siyaset sosyolojisinin, hâlihazırda merkez sağ ve merkez sol partileri arasında, kalıcı ve verimli bir hükümet ortaklığı yapılmasına elverişli olmadığı görülmektedir. Şüphesiz bir kere daha denenebilir, ancak bu ne kadar yürür, işte orası meşkûk!..    

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.