Isınma turları!..

A -
A +
Hükümet kurma sürecinde, ilk resmî temas dün gerçekleşti. Hazırlık mahiyetindeki bu temaslar, bugün ve yarın devam edecek. Bakalım arkası nasıl gelecek...

Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun CHP Genel Merkezine giderken, hediye olarak çikolata ve 'kandil simidi' götürmesi; Kılıçdaroğlu'nun iftar davetinde bulunması, işin nezaket ve teferruat kısmı... Keza, medyada uzun uzun yer verilen; AK Parti ve CHP adına ilk görüşmeye katılanların kimliği ve özelliği de, meselenin tali kısmı. Heyetlerin 1+4 veya sonradan 1+5 şeklinde teşekkül etmiş olması, hep aynı noktaya çıkar. Yani ayrıntı. Esas olan, bu görüşmelerin nasıl bir sonuca ulaşacağıdır. Dünkü temas sonrasında, Sayın Davutoğlu birkaç kez vurgulayarak, bu görüşmenin bir ön görüşme; diplomatik dilde çok kullanılan ifadesiyle, 'istikşâfî görüşme' mahiyetinde olduğunu dile getirdi. Burası önemli... Yine Başbakan Davutoğlu'nun kullandığı kelimelerle sürdürürsek, bu ön görüşmeler; partiler arasında öncelikle bir güven ortamını tesis etme, psikolojik bariyerlerin aşılmasını sağlama ve böylece oluşacak zeminde, esas müzakereleri yürütmek gibi bir usul takip edilecek. Aynı usulün bugün MHP'ye de teklif edileceğini, Başbakan mükerreren dile getirdi.
Usulün aşamaları olarak, önce karşılıklı güven tesisi, ilkesel duruşların ortaya konması ve devamında asıl müzakerelere geçilmesi... İkinci tur görüşmeler başlayana kadar, tespit edilecek heyetler marifetiyle iki taraf arasında temaslar devam ettirilecek. Bu arada istikşâfî tabiri, özellikle diplomasideki mahiyetiyle, uzun zamana yayılan ve genelde yavaş bir seyrin söz konusu olduğu durumları anlatır. Fakat herhalde anayasal süre ile mahdut bu süreçte, ucu açık bir müzakere yöntemi olmayacak. Makul zaman zarfında, ortaklığın olup olmayacağı noktasında karara varılması gerekir. Ahmet Davutoğlu CHP ile ilk görüşmenin samimi ve dostane bir ortamda gerçekleştiğini, bunun ramazan ayı atmosferine de uygun olduğunu belirtti. Bu satırlar yazılırken, CHP adına açıklama yapan Haluk Koç da, CHP'nin daha seçim gecesi ilan ettiği üzere, asla bir çözümsüzlük adresi olmayacağı noktasında olduğunu söyledi. Bu anlamda, Türkiye'nin hükümetsiz kalmak gibi bir durumla karşı karşıya kalmaması için, çözümden yana tavrını sürdüreceğini vurguladı. Siyasi gerilimin yerini, diyalog ortamı ve karşılıklı nezaket tavırlarına terk etmesi, kamuoyunda da olumlu etki yapacaktır şüphesiz.
Bu tablo, öncelikle 7 Haziran'daki seçim sonuçlarının ortaya koyduğu bir mecburiyettir. Nitekim Davutoğlu, dünkü açıklamasına bu hususu hatırlatarak başladı. Sandık sonuçlarının, uzlaşma temelli bir ortak hükümeti zorunlu kıldığına dikkat çekti. Ki, Haluk Koç da hemen hemen aynı manaya gelen sözlerle konuşmasına başladı. Şu halde halk iradesinin ortaya koyduğu bu sonuca uygun davranış biçimini, bütün siyasi aktörler dikkate almak durumunda... Mevcut şartlarda iki partili bir hükümetin teşkili en makul ve muhtemel çözüm olarak görünüyor. Yine mevcut siyasi atmosferde, bunun CHP veya MHP ile olması bekleniyor. HDP, kendi çizdiği politik görüntü ile iktidar ortaklığından uzak düşmüş bulunuyor. Ancak muhalefette iken de, sorumlu hareket etme ödevinden kaçınacak hali yok elbet. Bu ısınma turları vesilesiyle, partiler arasında yapılan ön görüşmelerde, HDP de kendisinden beklenen tavrı sergilemelidir.
Dün, AK Parti ve CHP kanadından ayrı ayrı seslendirilen; "GÜÇLÜ HÜKÜMET" vurgusunun anlam kazanabilmesi için, partilerin ilkelerini savunması yanında, samimi olarak iş birliğine kapılarını açması gerekir. Her partinin farklı sayıda madde ile ilan ettiği ilke ve şartları var. Ama unutmayalım, asgari müşterekler de olmalı. Yoksa netice alınamaz!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.