Olumsuz siyaset ve anlamsız tepkiler...

A -
A +
Türk siyasetinde üslup problemi, oldum olası müzmin bir illet gibi! Her dönemde övgüde de yergide de, ifrat ve tefrite kaçan siyasiler, politik seviyeyi muhafazada pek başarılı bir grafik çizmediler...

Yaşanan siyasi tıkanma neticesinde, kurulması zaruri hale gelen geçici hükümet için çalışmalar, Anayasa'da çizilen çerçeve içinde yürütülmek durumunda. Bunun dışına çıkıldığı takdirde, Anayasa Mahkemesinde iptal davası açılmasına gidecek kadar yeni problemler ortaya çıkabilir... Bu sebeple, geçici hükümeti kurma görevini alan Başbakan Ahmet Davutoğlu, son derece dikkatli ve hukuken doğru bir çizgide çalışmalarını yürütüyor. Herhalde bir iki gün içinde, yeni hükümetin kurulması tamamlanmış olacak. Gelgelelim bu süreçte, CHP ve MHP tarafından ortaya konan politik üslup ve gösterilen ölçüsüz tepkiler, siyasetin geleceği açısından pek de olumlu bir işaret vermiyor!.. Seçim sonrası siyasi atmosferi hep beraber teneffüs ettik. 7 Haziran'da tezahür eden milli irade, bir koalisyon hükümetini gerekli kıldığı halde; siyasi partiler, demokratik teamüller ve uzlaşma kültürü çerçevesinde bunu kurmayı başaramadılar. Sonuç olarak, "tekrar seçim" kaçınılmaz oldu.
Bu arada siyasi partilerin karşılıklı suçlaması da devam ediyor. Aynı suçlamaların 1 Kasım'a kadar, hız kesmeyeceği de açık... Ancak temel mesele şu: Seçmen bu suçlamaları nasıl karşılayacak? Hangi parti veya partileri, 7 Haziran'ın gereğini ifa etmedi diye, siyaseten cezalandıracak? Bu nokta çok önemli... Zira seçim sandığından çıkan iradeye rağmen, siyaseti çıkmaza sokarak; ülkenin belirsizlikten dolayı zarar görmesine zemin hazırlayanların kim veya kimler olduğunu, kesin biçimde belirleyecek olan yine halkın kendisidir. Bu sebeple mevcut siyasi tablodan kâr devşireceğini hesaplayan bazı siyasi kurum ve aktörler, fena halde yanılıyor olabilir!.. İşte tam da bu safhada, CHP ve MHP'nin; kurumsal olarak geçici hükümette yer almak üzere, üyelerine yapılan tekliflere karşı gösterdiği ölçüsüz tepkinin ne getirip ne götüreceğini doğru hesaplamak gerekiyor. Anayasa gereği, partili üyelere yapılması gereken bakanlık teklifini; peşinen "ahlaksızlık" gibi çok ağır bir ithamla değerlendiren CHP ve MHP'nin, 1 Kasım'da nasıl bir politik tablo ile karşılaşacağını hep birlikte göreceğiz.
    MHP'DE TUĞRUL TÜRKEŞ DEPREMİ...
MHP Ankara Milletvekili Tuğrul Türkeş'in, geçici hükümette bakanlık teklifini kabul etmesi, siyasette pek çok dengeyi de alt üst etti. Bakalım devamı nasıl gelecek? Hemen belirtelim ki, MHP adına çok zor bir siyasi süreç başlamış bulunuyor. 1 Kasım'a kadar, MHP'de yaşanacak siyasi gelişmeler, çok dramatik sonuçlara kapı aralayabilir... Sırf kendisine bakanlık teklifi yapılmış olduğu için, aşırı tepki göstererek MHP genel başkan yardımcılığından da istifa eden, Kenan Tanrıkulu'nun şaşırtıcı tavrından dakikalar sonra gelen Türkeş depremi, esasen siyasi partilerin yapısındaki birçok kronik rahatsızlığın da dışavurumudur... Hem MHP hem de CHP açısından, önümüzdeki iki aylık sürecin çok zor geçeceğini söyleyebiliriz. CHP'li Erdoğan Toprak'ın, yapılan bakanlık teklifini kabul etmeyip nazik bir üslupla, teşekkür ederek geri çevirmesi, siyasi üslup ve seviye bakımından hayli olumludur. Buna karşılık MHP'li Kenan Tanrıkulu'nun, sırf kendisine bakanlık teklifi yapıldı diye, partisinin genel başkan yardımcılığı görevinden de istifa etmesi, bize göre çok ölçüsüz bir tepkidir.
Tuğrul Türkeş'in bakanlık teklifini kabul etmesiyle birlikte, MHP'de çok kritik başka gelişmeler de yaşanabilir. Nitekim Semih Yalçın'dan, Türkeş için ihraç uyarısı gecikmedi. Önümüzdeki dönemin MHP açısından, çok zor ve gerilimli geçeceğini tahmin etmek hiç de zor değil. MHP tabanı çok yüksek bir oranda, AK Parti ile ortak hükümet kurulmasını istiyordu. Ancak Parti Yönetimi bu sese kulak vermedi. Bakalım bundan sonraki gelişmeler nasıl seyredecek... Tekrar belirtelim ki zor bir dönem olacak!  

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.