Koalisyonlar çare olmadı!..

A -
A +
7 Haziran'dan bu yana, bazıları ısrarla ve inatla koalisyon hükümetlerinin faziletlerini anlatmaya çalışıyor. Oysa son 55 yılda, toplam 26 koalisyon hükümeti kuruldu, fakat hiçbirisi derde deva olamadı.

Malum medya leşkerleri, son beş aydır çok hummalı bir şekilde koalisyon hükümetlerinin ne kadar yararlı olduğunu anlatma gayretinde. Bunların içinde kontrolü iyice kaybetmiş, duygularının esaretinde o kadar tezvirat üfürenler var ki, neredeyse akıl sağlıklarından şüphe duyacağız! Hemen hepsinin dillerine pelesenk ettiği laf şu: "Artık tek parti hükümeti bu ülkeyi yönetemez..." Böylelerine amiyane karşılık vermek gerekiyor: Ne diyon hemşerim sen?! Ne demek tek parti iktidarı ülkeyi yönetemez? Ağzının dediğini kulağın duyuyor mu? Yoksa bir rahatsızlığın mı var? Yani elli milyon civarında vatandaş sandık başına gidecek, siyasi iktidarı belirleyen kararını verecek ve sen buna itiraz edeceksin... Ondan sonra da utanmadan demokrasiden bahsedeceksin öyle mi? Ta başından beri demokrasi ve çok partili siyasi düzene şaşı bakan zihniyet, 1950 yılından beri kendi görüşünde olmayan siyasi iktidarları asla hazmedemedi. Her seferinde bir bahane uydurarak, halkın işbaşına getirdiği meşru iktidarları devirmek için kumpaslar çevirdi. Maalesef türlü çeşitli askerî-sivil darbe ve muhtıralarla bunu başarabildi.

Fakat gün geldi, bu darbe ve dalavereler artık sökmez oldu. Sivil siyaset nihayet bu ülkede muktedir olup gerçek anlamda memleketi yönetmeye başlayınca, malum zihniyet başka bir saz çalmaya başladı... Neymiş efendim, ülkede ayrışma ve cepheleşme varmış, bu gerilimi düşürmek için tek parti değil, birden fazla partinin teşkil edeceği koalisyon hükümeti gerekirmiş. Bunu bir kalem geçiniz! Bu memlekette nice yıllar hüküm süren gerilimleri, anarşi ve terör olaylarını, katliamları yaşadık, gördük. Kurtarılmış mahalleleri, bölünmüş şehirleri, devlet otoritesinin günbatımından sonra uğrayamadığı beldeleri unuttunuz mu? Hatırlayınız bakalım, o dönemlerde tek parti iktidarı mı varı, yoksa koalisyonlar mı? O vakitler en fazla aranan şey siyasi istikrar değil miydi?

Meclis eski Başkanı Sayın Cemil Çiçek, seçim konuşmalarında en fazla bu hususlara vurgu yaptığını söylüyor ve şunları ifade ediyor: "Bugüne kadar Türkiye'de kaç tane koalisyon hükümeti kuruldu? Bu soruyu her yerde, yüzlerce vatandaşa soruyorum, fakat bir türlü doğru cevabını alamadım. Peki, Naim Talu'yu, Ferit Melen'i, Sadi Irmak'ı kaç kişi hatırlıyor?.. Tek tük, hatırlayan çıkıyor. Oysa bu ünlü isimlerin hepsi, zamanında başbakanlık görevini üstlenmişti. Bazıların siyasi ömrü bir ay bile sürmemişti... 1960 Darbesinden sonra, Türkiye'de tam 26 tane koalisyon hükümeti kuruldu. Velakin hiçbirisi, memleket meselelerine çözüm getirecek bir reçete ortaya koyamadı. Zaten o hükümetlerin çoğu, zaman itibariyle dahi buna fırsat da bulamadı. İçinde 20 günlük hükümet de var! Şu hâlde bütün bu acı tecrübeleri yaşamış bir ülkede, bugün çıkıp koalisyonu bir çözümmüş gibi sunmanın hiçbir mantığı yoktur..." Evet, Cemil Çiçek siyasi tecrübesi, ciddiyeti ve seviyeli üslubuyla her zaman takdir toplamış bir devlet adamıdır. Nitekim bu dönemde, kendisi adaylık için başvurmadığı hâlde, partisi tarafından namzet gösterilmiştir. Sayın Çiçek gibi devlet ve siyaset adamlarına her vakit ihtiyaç vardır.

Diğer taraftan, ülkenin dününü ve bugününü doğru biçimde okuyamayan, siyasete bir şey katamayan, böyle bir kapasitesi olmadığı için de, sokak gösterilerinde; anarşi ve terör eylemlerinde militanlarla saf tutup ortalığı karıştırarak, yahut geçerliliği olmayan sözüm ona fikirlerle zihinleri bulandıran kişilere de, hak etmediği krediyi açmamak gerekir herhâlde!.. Her şeyden önce samimiyet ve dürüstlük gerekiyor. Siyasi istikrarın temeli olan tek parti iktidarını bir tarafa bırakıp, çareyi parça-bölük hükümetlerde arayan siyasetçi veya gazeteci, kim olursa olsun gerçekleri ters yüz ediyor demektir. Bu tiplere asla kanmayınız!
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.