Halkın sandıkta verdiği mesaj...

A -
A +
Türk halkı, 1 Kasım'da öncelikle istikrar yönünde güçlü iradesini ortaya koydu. İkinci olarak terörle mücadeleye sonuna kadar destek verdi. Üçüncü olarak, AK Parti'nin ekonomik programını bir kere daha onayladı...
Millî iradenin çizdiği istikameti, iyi anlamak lazım... Halkın verdiği mesajı doğru okuyamayan; anlayamayan cümle siyasetçilerin de, fikir erbabı geçinenlerin de işi hayli, zor. Yıllar yılı muhalefet cenahında çakılı kalan, bazen orada dahi gerileyen; baraj altına düşen veya yerinde saymayı başarı olarak telakki eden bir politik anlayışla, mesafe almak mümkün değil. Türkiye'deki muhalefet cenahının bugünkü görüntüsü, tam da böyle bir fotoğraf veriyor!.. 7 Haziran'da en fazla oy kaybına uğrayan AK Parti, seçmenin sandıkta verdiği mesajı doğru analiz etti ve nerelerde yanlış yaptığını irdeleyerek, o hataları tamir yoluna gitti. Bunun da sonucunu, en iyi şekilde 1 Kasım'da elde etti. Buna karşılık muhalefet partileri, genelde Türk halkının çizdiği istikameti, özelde de beş ay önceki sandık mesajını yanlış ve eksik değerlendirdi. Ve bu yüzden 1 Kasım'ı kayıplarla kapattı. CHP'nin, ana muhalefet partisi konumuyla yerinde saymış olmasını, herhalde kimse başarı olarak sunamaz... Kemal Kılıçdaroğlu'nun; "Oyumuz da, milletvekili sayımız da arttı..." demesi, amiyane tabiriyle züğürt tesellisidir. Genel başkanlık koltuğu, önceki akşamdan itibaren sallanmaya başlamıştır.7 Haziran sonrasında Demirtaş'a, "Birlikte fena salladık..." diyen, Şafak Pavey gibi şöhretli CHP'lilerin, bu sonuçtan mutlu olduğunu kimse iddia edemez. HDP, terör örgütüne karşı gerekli tavrı ortaya koyamadığı için, esasen farkında olduğu emanet oyları koruyamadı ve baraj sınırına indi. Vekil sayısının MHP'den fazla olmasıyla, HDP başarılıyım diye kendisini kandırmamalı. Zira bundan sonra aynı hatalarda ısrarcı olursa, siyaseten erimesi kaçınılmazdır. MHP'yi geçmişiyle birlikte, kendisine biçtiği siyasi rol ve yüklendiği misyon itibariyle farklı bir şekilde değerlendirmek gerekiyor... Aksi halde 1999 seçimlerinden bu yana, çizdiği inişli-çıkışlı grafiğe rağmen, çekirdek kadronun yerini koruyabilmesini izah etmek zor. 2002'de baraj altında kaldığı hâlde, Devlet Bahçeli verdiği istifasını geri alarak görevini sürdürdü. Bu defa da, istifa yönünde çıkan söylentileri derhal yalanlayarak, aynı minval üzere devam edeceği yönünde açıkça işaret verdi. Ancak MHP tabanı ve üst katmanlarından, bu duruma nasıl bir reaksiyon verileceği veya tepki verilip verilmeyeceğini, bekleyip göreceğiz. Bahçeli 1 Kasım öncesinde, vaki olabilecek muhtemel kopmaları, MHP'nin daha da arınması ve güçlenmesinin göstergesi olarak değerlendirmişti. Bakalım gelişmeler hangi yönde olacak...1 Kasım'ın tek kazanan partisi, şüphesiz AK Parti. Hemen hiç kimsenin beklemediği yüksek bir oranda, halkın desteğini alarak, dördüncü defa tek başına iktidar vizesini aldı. Bu destekle halkımız ilk olarak, siyasi istikrarın devamı yönünde açıkça iradesini ortaya koydu. İkinci olarak AK Parti'nin, terörle mücadelesine ve ulusal güvenlik politikalarına, sonuna kadar destek verdi. Üçüncü olarak da, ekonomik programını bir kez daha onayladı ve devamını istedi. 1 Kasım'da sandıktan çıkan mesajlar özetle böyle. Gerisi teferruat!..
          TAHMİNİMİZ VE NETİCE
24 Ekim (Cumartesi) günkü yazımızda, şu tahmini yapmıştık. AK Parti yüzde 44 (artı-eksi 1 puan), CHP % 26 (artı-eksi 1 puan), MHP % 13 (artı-eksi 1 puan), HDP % 11. (Evet, sadece 11) Devamında da şöyle demiştik: Ucu yukarıya kıvrık olan tahminimizde, dengeli bir dağılımla AK Parti'nin, 282-283 vekille tek başına iktidara gelmesi galip ihtimal...Herkes gibi biz de, AK Partinin oy oranını tahminde yanılmışız. Eh, bütün yanılmalar böyle olsun!
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.