2016’da ne değişir, ne değişmez…

A -
A +
Yılbaşı ve yıl sonu değerlendirmelerinde, hepimiz öteden beri süregelen bir alışkanlıkla, gelişmeleri hep zamana yüklüyoruz. Sanki olayların faili, bizatihi zamanmış gibi!
 
Perşembe günkü yazımızda 2015’in nasıl geçtiğini analiz etmeye çalışırken, mevcut tabloda bugünden yarına bir köklü durum değişmesi beklemediğimizi, dolayısıyla hâlihazırdaki şartlarda iyimser olmanın da kolay olmadığını belirtmiştik. Doğrusu kısa vade için bile olsa, yanılmayı çok isterdik!.. 2016’nın ilk gününde, Şırnak ve Diyarbakır’da; ikisi polis biri asker olmak üzere üç şehit verdik. Ayrıca yaralı polis ve askerlerimiz var. Bölücü örgütün kent içlerinde başlattığı hendek ve tuzak terörü sebebiyle, son altı ayda iki yüzü aşkın asker ve polisimiz hayatını kaybetti. Elbette terörle mücadele, ne pahasına olursa olsun devam edecek ve sonunda mutlaka; devletin meşru güvenlik kuvvetleri, kamu düzenini ve ülke bütünlüğünü hedef almış teröristleri bertaraf ederek, asayişi sağlayacaktır. Ne yazık ki, bu arada meydana gelen can kayıpları da, hepimizi üzmeye devam edecek. Terör örgütü, güya uğruna mücadele verdiği bölge halkını da, doğrudan doğruya hedef almış durumda. Sur’da, Cizre’de, Silopi’de, Nusaybin’de ve hendeklerle, barikatlarla muhasara altına aldığı diğer ilçelerde, vatandaşa hayatı zehir etmesi yetmezmiş gibi, insanları canlı kalkan gibi kullanıp, oradan kaçmaya çalışanları da kurşun yağmuruna tutmakta… Hakkâri’de yaralı bir kadın, sırf bu hendek terörü yüzünden; kilometrelerce omuzlarda taşınarak hastaneye yetiştirilebildi…

Evet, görünen o ki, bölücü örgütün tasallutu tamamen ortadan kalkıncaya kadar, toplumun huzursuzluğu bitmeyecek. Fakat çözüm bekleyen can yakıcı meseleler, maalesef bir tane değil, çok fazla… Bakınız yine senenin ilk gününde, amiyane tabiriyle ‘kafayı çekip’ trafiğe dalan bir halk düşmanı, yolda kar temizliği için emniyet şeridinde bulunan işçilerin arasına 140 km hızla dalmış… Acı bilanço: Üç ölü. Ve her bir işçinin de üçer çocuğu varmış… Şimdi deniliyor ki, alkollü araç kullanmanın para cezası zamlanmış. Ne yazar ki! Magandalar ve halk düşmanlarına caydırıcı müeyyide uygulanmayınca, elinden ehliyeti alınmayınca; yolda adam çiğneyip öldürdüğü vakit bile hapse atılmayınca, bu işin sonu gelmez. Hani bazılarınız hatırlayacaktır. Yakın bir geçmişte buna benzer bir olay daha olmuş ve günlerce televizyon ekranlarından yayınlanmıştı. Emniyet şeridinden son sür’at giden bir maganda, yol kenarında arızalı aracının yanındaki vatandaşı metrelerce sürüklemişti… O magandanın cezası ne oldu peki? Kadıköy Bağdat Caddesinde, hız yarışı yapıp kaldırımdaki çiçekçiyi öldüren magandanınki?.. Geçiniz efendim. Ciddiyet lazım, ciddiyet! Trafik bizim kronik meselelerimizin başında geliyor. Dün Gölcük civarında 40 araç birbirine girdi, 31 kişi yaralandı. Önceki gün yine Kocaeli Dilovası’nda 40’dan fazla araç birbirine girdi. Bir kişi öldü, bir düzineden fazla insan yaralandı… Bu türden haberleri okumadığımız, ekranlardan seyretmediğimiz gün var mı? Şu hâlde takvim 2015 olsa ne yazar, 2016 olsa ne yazar? Çare ve çözüm için yıl devirmeye gerek yok.

Gelelim insan malzememize… Geçen hafta boyunca üvey çocuklarına insanlık dışı işkenceler yapan ve bundan dolayı 46 yıl hapis cezasına çarptırılmış bulunan bir üvey anneyi konuştu toplum. Her kafadan bir ses çıktı. Herkes meşrebine göre tepki verdi. Aileden sorumlu bakanımız açıklama yapma gereği duydu vs. vs... Diyelim ki, adı üstünde üvey anne olan bir kadın, azıcık vicdan taşıyan bir insanın görmeye tahammül edemediği bu vahşetleri sergiliyor. Peki, “öz anne” sıfatını taşıyan bir başka kadının, kendi öz çocuklarına yaptığı vicdansızlığa ne diyeceğiz? 2016’nın ilk gününde, bir annenin ne kadar canavarlaşabileceğini gün boyu internet siteleri paylaştı… Tam bir fecaat! Şüphesiz bunlar istisna. İstisnalar kaideyi bozmaz, ama huzuru bozabilir. Elbette ve şüphesiz, böyle öz ve üvey anneler azınlıkta. Malum trafik magandaları da, genele göre azınlıkta. Teröristler de sayı itibariyle küçük bir azınlık. Lakin zararı ortada…
.....
Not: Arkadaşımız, meslektaşımız merhum Hasan Karakaya’ya tekrar Allah’tan rahmet, kederli ailesine ve sevenlerine sabırlar niyaz ederim.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.