Ateşkes, ne kadar, nereye kadar?

A -
A +
Rusya ile ABD’nin Suriye’de bir ateşkes için anlaştıkları haberi, doğrusu beni pek fazla heyecanlandırmadı. Zira bu ateşkesin ne kadar etkili biçimde uygulanabileceği hiç belli değil…
 
Ajanslardan akşamüzeri “son dakika haberi” olarak aktı. ABD ile Rusya, Suriye’de bir ateşkes konusunda anlaşmaya varmış ve buna göre 27 Şubat’ta ateşkes uygulaması başlayacakmış. Bahse konu haber, isminin açıklanmasını istemeyen diplomatik bir kaynağa dayandırılıyordu. Vaka ondan önce de ABD Dışişleri Bakanı tarafından, bir ateşkes kararına çok yakın oldukları yolunda açıklama yapılmıştı. Kerry ile Lavrov son olarak telefonda görüşmüş ve bu konuda mutabakat sağlanmış. Ancak açıklamanın yapılması ve uygulamaya geçiş için, Obama-Putin arasında yapılacak telefon görüşmesi bekleniyormuş… Doğrusunu isterseniz bu haber beni pek heyecanlandırmadı. Ateşkes yapılmasını önemsiz gördüğümden değil. Lakin ilan edilecek ateşkesin ne kadar süreceği ve nereye kadar uygulanabileceği konusunda fazlasıyla soru işareti bulunduğu için!.. Aslına bakarsanız bu ateşkes, daha ziyade “Cenevre-III” görüşmelerini sekteye uğramaktan korumak için bir çaba mahiyetinde. Çünkü Suriye muhalefet cephesi, bu görüşmelere iştirak etmek için, Rusya’nın ve rejimin bombardımanının durdurulmasını şart koştu. Bu yüzdendir ki, Cenevre-III görüşmeleri daha başlamadan kesintiye uğradı. Pürüzleri giderebilmek için yeni tarih belirlendi. 25 Şubat… Fakat ateşkes haberi doğru olsa bile, 25 Şubat tarihinde görüşmelerin tekrar başlaması bu çerçevede zor görünüyor.
İkinci önemli husus, ateşkesin kapsamına dair belirsizlikler. Öteden beri konuşulanlara göre, DAEŞ ve El Kaide’nin Suriye kolu olan El Nusra Cephesi, terör örgütü oldukları için ateşkesin kapsamı dışında. Yani bunlara karşı askerî faaliyetler devam edecek… Burada birbirinin ucuna takılan çok soru işareti var. Eylül ayından beri Suriye’de yoğun askerî faaliyette bulunan Rusya, DAEŞ’le mücadele ediyorum diye, daha çok ılımlı Suriye muhalefetini hedef aldı. Rejime destek vermek için… Oysa bu muhalefet cephesi, dünyadaki 112 ülke tarafından meşru muhalefet olarak kabul edilen bir yapı. Ne var ki, Rusya’nın vurduğu hedeflerin yüzde 98’i bu muhalefet cephesine ait!.. Kaldı ki Rusya bu bombardıman harekâtında çok fazla sivil hedefi de vurdu. BM’nin resmî açıklamasına göre 22 hastane ve 27 okul vurulan bu yerler arasında... Rusya o kadar hoyratça ve âdeta hedef gözetmeksizin vahşi bir bombardıman yapıyor ki, bazen destek verdiği güçleri de fena hâlde vuruyor. Nitekim daha önce Suriye rejim güçlerini vurduğu gibi, son olarak da destek verdiğini resmen açıkladığı PYD/YPG hedeflerini vurarak imha etti. Rusya her ne kadar bu yanlışlıktan ötürü özür dilese de, bu olaydan dolayı PYD cephesinden çok sert tepki geldi ve ilişkilerin kesilmesi tehdidi yapıldı...
Şimdi ortalık bu kadar karışık ve belirsiz iken, Rusya öteden beri yaptığı gibi DAEŞ’i bombalıyorum diye yine Suriye Muhalefet Cephesini ateş altına alırsa ne olacak? Ben söyleyeyim; Cenevre-III görüşmeleri bir kere daha akamete uğrayacak. Zaten ilk iki görüşme maratonundan bir sonuç çıkmamıştı. ABD ile Rusya’nın dünyayı oyalama taktiği olarak da tanımlanan bu görüşmelerin son etabından da kimse pek fazla ümitvar değil. Lakin buna alternatif olacak bir çözüm de getirilebilmiş değil. Ve bu şekilde zaman geçtikçe, Suriye’deki can kayıplarının sayısı artıyor, mülteci dalgaları da çığ gibi büyüyor. Öyle ki, bütün AB ülkeleri bundan sonra kendi düzenlerini altüst edecek boyutta görünen yeni mülteci akınının önüne geçmek için alarma geçmiş bulunuyor. Çözüm yolu olarak da, Suriye topraklarında bir güvenli bölge oluşturulması konusunda anlaşmaya varmış görünüyorlar. Fakat bu güvenli bölgeyi ABD desteği olmadan oluşturabilme imkânı ve gücü de bulunmuyor… ABD ise, daha önce ilan ettiği kırmızı çizgilerinin (Esad’ın Kimyasal silah kullanması) çiğnenmesine rağmen, Rusya’nın tezlerine sarılmaktan vazgeçmiyor. Daha açıkçası, her iki ülke kendi aralarında iş pişirip dünyanın geri kalan kısmını oyalamaya devam ediyor. O yüzden bu ateşkes kararı da hiç ama hiç inandırıcı gelmiyor. Keşke yanılıyor olsak!..
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.