Bölücü örgüt çözülürken…

A -
A +
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ağustos 2005'te Diyarbakır’da önemli mesajlar vermişti. Bugün de, özellikle bölücü örgütteki çözülmelerin hızlandığı bir sırada, çok kritik açıklamalar yapması bekleniyor…
 
Son üç günde, Mardin'in ilçelerinde 80 civarında terör örgütü mensubunun güvenlik güçlerine teslim olması, çok önemli bir gelişmedir. Esasen daha önceki dönemlerde de, çeşitli zamanlarda aynı yolu seçmiş olan binden fazla militan, terörle bir yere varılamayacağını görerek, silah bırakmış ve teslim olmuş bulunmakta… Geçen temmuz ayından beri, devletin çok etkili ve kararlı biçimde sürdürdüğü mücadele sonunda, yedi binden fazla terörist etkisiz hâle getirilmiş bulunuyor. Bu çapta bir asayiş meselesi ile baş etmek, her devletin kârı değildir. Otuz küsur senelik acı tecrübe ve birikimle, Türkiye Cumhuriyeti bu maharet ve başarıyı, dosta düşmana gösteriyor. Bunun altını kalın bir çizgi ile çizelim! Sadece güvenlik boyutu ile değil, bu meseleyi ekonomik, sosyal, siyasal ve kültürel yönleriyle de çözüme kavuşturmak kaçınılmaz ve Türkiye geçen on küsur sene zarfında, bu alanda da önemli mesafeler katetti…
Sizler bu satırları okurken, biz muhtemelen Sayın Cumhurbaşkanı ile Diyarbakır’da olacağız. 2005 yılı Ağustos ayında, Toplu Konut anahtar teslimi töreninde; Başbakan sıfatıyla, Kürt meselesine dair çok çarpıcı açıklamalar yapan Tayyip Erdoğan’ın, bugün de aynı şehirde toplu açılış merasiminde kritik mesajlar vermesi bekleniyor. 2005 yılından bu tarafa Kürt meselesinde hayli gelişmeler yaşandı. Daha önce hiç ele alınmayan ve bölücü terör örgütünün bahane olarak kullandığı pek çok problem çözüme kavuşturuldu. Son olarak devlet “çözüm süreci” ile kuşatıcı biçimde bir yaklaşım içine girmişken, terör örgütü bölgesel gelişmeler ve küresel birtakım teşvik ve desteklerle, bambaşka bir strateji kovalamaya başladı. 22 Temmuz 2015 tarihinde yaşanan kırılma ile bugünlere gelindi. Ülke sınırları içinde, kırsal bölge ve yerleşim yerlerinde; her türlü vahşi terör eylemine kalkışan örgütün beli büyük ölçüde kırılmış görünüyor. Ancak sınırımızın öte yanında Irak ve özellikle Suriye’deki istikrarsızlık ve otorite boşluğunu derhal kullanan PKK’nın uzantısı örgütler, yeni bir serüvene girişmiş bulunuyor. Bu yeni serüvende, çoğu resmiyette Türkiye Cumhuriyeti ile güya dost ve müttefik olan bazı büyük devletlerin, asla dostlukla bağdaşmayacak politikaları doğrusu büyük tehlike ve tehdit içeriyor!
Özellikle 1990’lardan beri Kuzey Irak’taki siyasi ayrışma ve oluşumlarda bu güçlerin oynadığı rolü, yakından izliyoruz. Benzer bir yaklaşımla aynı tavrın Suriye’de sergilendiği artık iyice netleşmeye başladı. Bütün bu çabaların Orta Doğu’da bir Kürt devleti kurdurmaya yönelik olduğu sır değil. Dört ayrı ülkede yaşayan Kürt nüfusun entegrasyonuyla, böyle bir sonuca ulaşmayı hedef almış gayretlerin bundan sonraki seyri, Irak ve Suriye’nin mevcut hâldeki ‘başarısız devlet’ durumu karşısında, bizim açımızdan çok daha büyük bir hassasiyet gerektiriyor… Zira Türkiye Cumhuriyeti devletinin siyasi ve askerî gücü, bundan sonraki dengelerin kurulmasında birinci derecede rol oynayacak. Dolayısıyla çok kritik bir safhaya girmiş bulunuyoruz. Zira kendi sınırlarımız içinde Kürt meselesini çözmemiz, tek başına yeterli olmayacak. 2005’te Sayın Erdoğan şöyle demişti: “Büyük devlet, güçlü millet kendisi ile yüzleşerek, hatalarını ve günahlarını masaya yatırarak geleceğe yürüme güvenine sahip millet ve devlettir…” Ve ilave etmişti: “Anayasal düzen dâhilinde her sorunu daha çok demokrasi, daha çok vatandaşlık hukuku daha çok refahla çözeceğiz…”
Geçen on bir yılda Bölge refahı açısından hakikaten büyük başarılara imza atıldı. Fakat daha yapılacak çok iş olduğunu da unutmayalım… Dün Yeni Şafak’taki köşesinde Ali Bayramoğlu, Diyarbakır’la ilgili dikkat çekici rakamlar veriyordu. 1.5 milyonluk Diyarbakır’ın yaş ortalaması 22,5. Yani nüfusun yüzde 53’ünü çocuklar oluşturuyor. Erkeklerin yarısı 17, kadınların yarısı 18 yaşından küçük… Bu demek oluyor ki, nüfusun çoğunluğu çatışma ortamı içine doğmuş!.. Bu çocuklar ne yazık ki, PKK terörü ile birlikte büyümüş. Temmuz ayından bu tarafa, sokağa çıkma yasağı ilan edilen yerleşim yerlerinden bir milyon insan göçmek zorunda kalmış.
Evet, bütün olumsuzluklara rağmen, Cumhurbaşkanının bugün, Diyarbakır’dan yeni ve umut verici açıklamalar yapmasını bekliyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.