Terörle mücadele, örgütle mücadele midir?

A -
A +
Son günlerde yoğunlaşan terörist saldırılar yüzünden, ülke gündemi en fazla terörle mücadele ve bunun biçim ve kapsamıyla meşgul… Soru şu: Terörle etkili mücadele nasıl ve nereye kadar olmalı?
 
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, dünkü basın açıklamasında, bölücü terör örgütünün yalnızca bir maşa olduğunu belirterek, bu örgüt ve uzantılarıyla iş tutan, onlara destek veren odakların politik tutum ve davranışlarına dikkat çekti. Daha açık ifadeyle Sayın Kalın, terörle mücadelede Avrupa Birliği ve Amerika’nın ikiyüzlü politikalarını ve çifte standartlı tavırlarını sert bir dille eleştirdi. “Bugün Türkiye’yi vuran terör yarın Avrupa ülkelerini de vurur…” dedi. Daha önce hemen hemen aynı kelimelerle, Sayın Cumhurbaşkanı da bu uyarıyı yapmıştı. Vaka bu uyarıların öncesi ve sonrasında, kimi Avrupa ülkelerinde gerçekleşen terörist saldırılar da, aslında ‘yaşlı kıtayı’ fazlasıyla telaşlandırdı. Ancak bütün bunlara rağmen, Ne AB ülkeleri ne de ABD; her geçen gün insanlığı daha fazla tehdit eden bu küresel problem konusunda, dürüst ve samimi bir tavır ortaya koyuyor. Daha önce yıllarca Hollanda’nın yaptığı gibi, Belçika Hükümeti; aynı zamanda NATO’nun merkezi olan başkentinde, PKK terör örgütünün çadır kurarak alenen propaganda yapmasına, Türkiye’nin bütün ikazlarına rağmen müsaade ediyor…
Amerika Birleşik Devletleri, PKK’nın uzantısı olduğunu bizzat itiraf eden PYD terör örgütünü, güya bir başka terör örgütüyle mücadelede fiilen ortak olarak kullanıyor! Ona adım adım meşruiyet kazandırıyor… Kırk yıla yakın zamandır, Türkiye’yi uğraştıran ve bugüne kadar elli bine yakın insanın hayatını söndüren terör örgütü, Batı’dan aldığı gizli – açık siyasi ve askeri desteklerle faaliyetine devam edebiliyor. Hepsi de Türkiye’nin müttefiki olan ülkelere ait silah ve mühimmat, bölücü örgüt tarafından yıllardır tepe tepe kullanılıyor. Son olarak, bölücü örgütün ABD patentli anti tank silah ve mühimmat kullandığı da resmen tespit edildi. Örgütün elindeki hafif silahların ve uçaksavarların büyük çapta Rus malı olduğunu herkes biliyor. Keza yıllardır Alman patentli mayınlarla, bölücü örgütün nice tuzak ve saldırılar gerçekleştirdiğini bilmeyen mi var! İşte bu hegemonik güçler, bir taraftan sureta terörle mücadele alanında iş birliği vaatlerinde bulunurken, diğer yandan bizatihi teröre ve terör örgütlerine yardım ve yataklık yapıyor. Şimdi bu ikiyüzlülüğe karşı ne yapmak lazım? Burada cevap bekleyen temel soru şudur: Terörle mücadele yalnızca terör örgütüyle mücadele midir? Yahut şöyle soralım; teröre karşı etkili bir mücadele için, kapsam ve yöntem nasıl ve nice olmalıdır? Mücadele boyutları, iç ve dış politika açısından nerelere kadar uzanacaktır? Zira Türkiye en başından beri, önemli bir yanlış yaptı ve hâlâ daha kısmen de olsa bunu sürdürüyor. Terörle mücadele, yalnızca örgütü ve militanlarını bertaraf etmek değildir. Bataklık ve sivrisinek misalini hemen herkes dile getiriyor, fakat uygulamaya gelince meselenin bu yönü ya unutuluyor yahut da yeterince dikkate alınmıyor. Şunu açık seçik ortaya koymamız gerekiyor. Amerika, Rusya, İngiltere, Almanya, Fransa gibi güçlerle gerçek bir mutabakata varılmadıkça, terörle etkili ve kalıcı bir mücadeleyi hayata geçirmek mümkün görünmüyor.
Türkiye güvenlik boyutuyla, bölücü teröre karşı hakikaten büyük başarı sağladı. Lakin özellikle son zamanlarda lokal, bölgesel ve küresel terör örgütlerinin görülmemiş bir iş birliği içinde, topyekûn ülkemize musallat olmasının mahiyetini iyi anlamamız gerekiyor. Ve ona göre yeni politika ve mücadele yöntemleri geliştirmek icap ediyor. Terörü bir dış politika aracı haline getirmiş hegemonik güçlerin ne istediği, Türkiye’yi politik açıdan hangi davranışlara zorlamak gayretinde olduğu, esasen hiç de meçhulümüz değil. İşte bu noktada, pazarlık masasındaki güç dengesi belirleyici husustur. Türkiye kendisine dayatılmak istenen talepleri nasıl boşa çıkaracak, stratejik menfaatlerini nasıl koruyacak? Mesela Suriye meselesinde yapılan bunca vahşet ve gaddarlıklarla, nereye varılmak isteniyor? Irak’ta, DAEŞ etrafında oynanan tiyatronun arkasında neler yatıyor? Evet, işimiz hiç kolay değil. Ama ne yapıp edip bu meselelerin üstesinden gelmek zorundayız. Önce tam ve doğru bir teşhis, sonra da çözüm… 
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.