Rusya ve İsrail ile yeni dönem…

A -
A +
Uluslararası ilişkilerde ilanihaye dostluk veya düşmanlık yoktur. Peki, ne vardır? Ülkelerin menfaati icabı sergiledikleri dostluk veya düşmanlık pozisyonu ve ona göre davranış biçimi vardır… 
 
Dün, Türkiye’nin dış politikası açısından çok önemli gelişmeler yaşandı. Son bir haftada medyada yoğun biçimde gündeme getirilen, Türkiye-İsrail ilişkilerinin normalleşme süreci dün resmen başladı. Bu durum her iki ülke başbakanları tarafından, eş zamanlı olarak dünyaya duyuruldu. Üç yıldır devam eden görüşmelerde, Türkiye temelde üç şart öne sürmüş ve ısrarla yerine getirilmesini istiyordu. Bu şartlar, İsrail’in özür dilemesi, Mavi Marmara olayında ölen ve yaralananların ailelerine tazminat ödenmesi ve tabii Gazze’ye uygulanan ablukanın kaldırılması idi. İsrail ilk iki şartın ilkini zaten yerine getirmişti. Tazminat konusunda da anlaşma sağlanmıştı. Ancak en uzun ve yoğun tartışmalar, Gazze’ye uygulanan abluka meselesinde oldu. Bu şart çok önemliydi, zira bütün bu olayların meydana gelmesinin sebebi de bu ablukayı kaldırma çabaları idi. Tam 34 ülkeden aktivistlerin iştirak ettiği, Gazze ablukasını yarma teşebbüsünde, İsrail uluslararası sulardaki yardım konvoyuna saldırı düzenlemişti… Filistin-İsrail meselesi çözülmedikçe, Gazze ve genel olarak Filistin topraklarına uygulanan kuşatma ve izolasyonun bütünüyle ortadan kalkması mümkün değil.
Gerçekçi olmak lazım! Türkiye’nin tek başına bu asırlık meseleyi çözmesini de herhâlde kimse beklemiyor… Ancak Filistin halkının açlık ve susuzluktan kurtarılması için insani gayret her devletin vazifesi. Ne yazık ki, Türkiye’den başka bunu samimiyetle dert edinen başka ülke de yok. Gelinen noktada, Gazze halkına daha çok insani yardım ulaştırma ve orta ve uzun vadede bölgenin altyapısını iyileştirmenin yolu açılmış bulunuyor. Nitekim on bin tonluk insani yardımı götürecek ilk gemi, birkaç gün içinde İsrail’in Aştod limanına varmış olacak. Gazze’ye iki yüz yataklı hastane yapılması, elektrik enerjisi santrali kurulması, konut projesi uygulaması ve denizden su arıtma tesisinin inşası ve hizmete alınması sıradaki önemli adımlar. Elbette Türkiye-İsrail ilişkileri, yalnızca Filistin ve Gazze boyutuyla ele alınamaz. Her iki ülkenin karşılıklı olarak izlediği ve kendi menfaatleri açısından hayati önem arz eden pek çok mesele var. Bölgesel ve küresel ölçekte faaliyet gösteren terör örgütleri ve eylemlerinin giderek kontrolden çıktığı, genel güvenlik meselelerinin çok öne çıktığı bir dönemi yaşıyoruz. Bu ortamda yapılabilecek iş birliği ve ortak çalışmalar hayli fazla. Altı yıllık bir aradan sonra, durum yeniden normale dönmeye başlıyor. Bu gelişme Orta Doğu için son derece kritik.
Gelelim Rusya konusuna… Son birkaç haftadır iki ülke arasında, çeşitli kademelerde yapıcı mesajlar teati ediliyordu. Düşürülen uçak sebebiyle ilişkilerin gerginleşmesinden ve özellikle Rusya’nın uygulamaya koyduğu ekonomik ambargolardan her iki ülke de ciddi zararlar görüyordu. Yani bu durum Rusya açısından da sürdürülebilir bir şey değildi… Dış politikada ilanihaye dostluk veya düşmanlık yoktur. Peki, ne vardır? Ülkelerin kendi menfaatleri icabı, aldıkları dostluk veya düşmanlık pozisyonları ve buna göre davranış biçimleri vardır. Rusya mevcut durumun artık kendi menfaatlerini daha çok etkilediğini gördü. Bu noktada ilişkileri onarmak için kapıyı aralamaya başladı. Türkiye de buna karşılık vermeye başladı… Rusya ile ilişkilerin düzeltilmesi için karşılıklı jestler yapılmaya ve adımlar atılmaya başlandı. Dünkü en önemli gelişme Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Rusya Lideri Putin’e gönderdiği mektuptu. Bu mektupta Erdoğan, ölen pilotun ailesine taziyelerini bildiriyor, uçağın kasıtlı düşürülmediğini ve Rusya ile ilişkilerin iyileştirilmesi için elinden geleni yapacağını bildiriyordu. Kremlin’den yapılan açıklamaların da oldukça mutedil olduğunu belirtelim.
Bu arada Rusya’dan gelen davet üzerine, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Soçi’deki KEİB toplantısına katılacağını açıkladı. Millî Savunma Bakanı Fikri Işık da, Rusya ile önemli gelişmelerin arifesinde bulunduklarını kayıtlara geçirdi. Soçi’de bir Çavuşoğlu-Lavrov görüşmesi bekleniyor. Bu krizden sonraki en üst düzey temas olacak. Diğer taraftan, gelişmelerin olumlu seyretmesi hâlinde, eylül ayı başında Çin’de yapılacak G-20 zirvesinde, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Putin’in de bir araya gelmesi mümkün olacak… Şüphesiz, Rusya ile ilişkilerin tekrar düzelmesi İsrail’den çok daha önemli. O sebeple, dün itibariyle meydana gelen bu yeni gelişmeleri dikkatle izlemekte fayda var.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.