Temizlik şart… Ama dikkatli!..

A -
A +

İhanet kalkışmasının püskürtülmesinden sonra, sıra bu menfur harekete karışan şakilerin tespiti, tasfiyesi ve bütün uzantılarıyla birlikte devlet kurumlarından temizlenmesine geldi. Çok dikkatli olmak lazım…

 

 
15 Temmuz kalkışmasında yaşanan dehşet verici olaylar, inanılmaz görüntüleriyle bir bir gün ışığına çıkıyor. Hadisenin vahametini, bu feci görüntülerle birlikte daha net biçimde anlayabiliyoruz. Pazar günkü yazımızda da ifade ettiğimiz üzere, memleket hakikaten uçurumun kenarından dönmüş!.. Bu felaketin savuşturtulmasında cansiperane görev yapan herkese, bu arada hayatını kaybeden resmî görevli ve sivil vatandaşlarımıza şükran borçluyuz. Bu uğurda şehit olan resmî ve sivil vatandaşlarımıza rahmet; yakınlarına, sevenlerine ve bütün milletimize sabır ve başsağlığı diliyoruz. Komutanlarına karşı en büyük ihaneti ika eden, en kalleş tuzakları kurup onları enterne ederek görev yapamaz hâle getiren vatan hainlerinin yaşattığı kâbus dolu gecede, bu belanın def’i için yararı dokunan her kişi ve kurumun hizmeti en büyük takdire şayandır… Hepsine minnet ve şükran borçluyuz. Bu kahramanlıkların bazı detaylarını gazetemizin haber sayfalarında daha geniş olarak okuyabilirsiniz. Mesela; Genelkurmay eski başkanlarımızdan Necdet Özel Paşanın, o gece ortaya koyduğu akil adam ve liderlik örneği, hakikaten göz yaşartıcıdır… Evet, Necdet Paşa cumhuriyet tarihinin en başarılı genelkurmay başkanlarından biri olarak, emekliliğinde de müstesna bir devlet adamlığı tavrı sergilemiş ve o gecenin kahramanlarından biri olmuştur. Bir vatandaş olarak, kendisine hassaten teşekkür ediyorum.
Şimdi darbe teşebbüsünün sonrasına bakalım. Devletin meşru düzenine karşı vuku bulan, benzer her hadisenin ardından olduğu gibi, bu son hâinâne kalkışmanın akabinde de, temizlik ve tasfiye safhası başlamış bulunuyor. İçişleri Bakanlığı kadrolarından, içlerinde vali, kaymakam ve jandarma subaylarının da bulunduğu, toplam 8 bin 777 kişi; Maliye Bakanlığı personelinden bin beş yüz kişi, yargı teşkilatından 2 bin 745 kişi açığa alınmış bulunuyor. TSK kadrolarından ne kadar general, subay ve astsubayın kurumla ilişkisinin kesileceğini, herhâlde önümüzdeki gün ve haftalarda öğrenmiş olacağız… Şunu unutmayalım: Maazallah bu menfur kalkışma hedefine ulaşmış olsaydı, kontrolü ele geçirecek olan güruh, devlet teşkilatında tahminlerin çok ötesinde bir tasfiye hareketine girişecekti… 1960 Darbesinden sonra, 235’i general olmak üzere; toplam 7 bin 172 subayın (EMİNSU-Emekli İnkılap Subayları), emekliye sevk edildiğini hatırlayalım. Bazen darbe veya ihtilal, teşebbüs safhasına dahi gelmeden tasfiyeler yapılmıştır. Mesela 1977 yılındaki kanlı 1 Mayıs olayından sonra, darbe yapmaya kalkışma ihtimaline karşı, dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı Org. Namık Kemal Ersun, 850 subay ile birlikte resen emekliye sevk edilmişti. Keza 12 Eylül Darbesinden sonra, 650 bin kişinin gözaltına alındığını (Bunların çoğu sivil vatandaş olup, ideolojik suçlara karışma, yasa dışı örgütlere üye olma suçundan takibe uğradı), 230 bin kişinin yargılandığını ve bunlardan yedi bin kişi için idam cezası istendiğini (verilen idam karalarından elli tanesi infaz edildi…) ibretle hatırlayalım!
Üzerinde durmak istediğimiz husus şudur. 7 Şubat 2012 tarihinden bu yana, devleti bütün bu korkunç badirelere sürükleyen; Paralel Devlet Yapısının (PYD veya mahkemelere intikal etmiş iddianamelerdeki adıyla “FETÖ-Fetullahçı Terör Örgütünün” resmî kurumlardan tasfiye edilip uzaklaştırılması için, esaslı bir tasfiye ve temizlik operasyonu şarttır… Ancak bu meselede, kurunun yanında yaşın da yanmaması için, azami dikkatin gösterilmesi; meşhur tabiriyle kılı kırk yararak, en ufak bir haksızlığa meydan vermeden, suçlu ve hainlerin ayrıştırılıp, gerekli cezaya çarptırılması zaruridir. Ergenekon, Casusluk, Poyrazköy ve benzeri davalarda, sahte delil ve konspiratif suçlamalarla, TSK’dan haksız şekilde tasfiye edilen general ve subayların, sonradan tek tek aklandığını, fakat mağduriyetlerinin ortadan kalkmadığını unutmayalım! Hava kuvvetleri komutanlığı için en güçlü aday olan Org. Bilgin Balanlı’yı bu şekilde ekarte edip kendisine yol açan Akın Öztürk gibilerin gerçek yüzü bugün ortaya çıkmış bulunuyor. Bunun gibi onlarca örnek verebiliriz. İşte benzer bir hatanın tekrar etmemesi için, her kurum azami dikkat ve hassasiyeti göstermek zorunda. Bilelim ki, FETÖ şimdiye kadar, akla hayale gelmedik hile ve tuzaklarla; kendisini kamufle ederek, masum kişileri “paralelci” diye karaladı, böylece görevden atılmasını, ağır cezalara çarptırılmasını sağlayabildi. Bu mağduriyetlere yenileri asla eklenmemeli, ama suçlular da mutlaka hak ettiği cezayı çekmeli!..
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.