AK Partinin fırtınalı geçen 15 yılı…

A -
A +
Uzun süren bir istikrarsız dönemden sonra, Türkiye’de; AK Parti tek başına iktidarı yakalama başarısını gösterdiğinde, kucağında üç tane ateş topu bulmuştu... İktidar, hakikaten ateşten gömlekti!..   Salı günkü yazımızda, son yetmiş yılda “Merkez Sağ” partilerin, nasıl bir siyasi iklimde doğduğunu ve siyaset sosyolojisi bakımından ne denli zor şartlara maruz kaldığını, çok özet şekilde dile getirmiştik. Bahse konu partilerin, politika sahnesine çıkışı ve çetin siyasi mücadeleleri boyunca karşılaştığı dâhili ve haricî etkenler, genel hatlarıyla benzerlik arz etse de, her dönemin kendine mahsus şartları, elbette olumlu ve olumsuz anlamda derin farklılıklar ihtiva ediyordu. Mesela darbecilerin iddia ve maksatlarından (Devrimleri yerleştirmek, çağdaş bir ülke kurmak, kardeş kavgasına son vermek, irticayı önlemek vs. vs.) tutunuz da, halkın siyasi sürece katılımı ve demokrasi bilinci, hak ve hürriyetlere sahip çıkması gibi temel parametrelerde; 1950 – 1960, 1960 – 1980, 1980 – 2000 kesitlerinde çok dramatik gelişmeler yaşandı. Bu arada, 1961 Anayasası ile getirilen vesayet düzeni, 1982 AY ile daha da perçinlenmişti… AK Parti, “Gerekirse bin yıl sürer…” denilen 28 Şubat Sürecinin koyu gölgesi altında iktidarı devraldı. Tam da bu yüzden eli kolu önemli ölçüde bağlıydı! Bir önceki yazıda belirttiğimiz üzere, partinin lideri Recep Tayyip Erdoğan; siyasi yasaklılığı sebebiyle, milletvekili olabilmek için seçimlere dahi girmemişti… 3 Kasım 2002 öncesinde, siyasi buhranın fazlasıyla derinleşmiş olması, eski siyasi partileri de dibe vurdurmuştu. Bu yüzdendir ki, Meclis’te grubu bulunan beş tane parti, 3 Kasım’da halk tarafından baraj altına itilmişti… Bu ortamda, Meclis aritmetiğinin 2/3’ünü elde eden AK Parti, ağır vesayet şartlarında uzun müddet, siyaseten muktedir olma mücadelesi verdi! Oysa memleketin yakıcı meseleleri de acil çözüm bekliyordu. ABD’nin Türkiye’yi her açıdan sıkıştıran Irak işgali, önemli bir kavşakta bulunan Kıbrıs Meselesi, AB ile yaşanan problemler, alarm veren ekonomi ve yeniden tırmanışa geçen bölücü terör… Kimilerine göre iktidar acemisi olan AK Parti, bu meselelerin altında kalacak ve bir müddet sonra kendiliğinden iktidarı bırakacaktı!.. Hatta Sayın Erdoğan, “Tecrübeli kaptan fırtınalı sularda belli olur…” dediğinde bazıları istihzada bulunmuştu. Ancak geçen yıllar o istihzada bulunanları fena hâlde mahcup etti… AK Parti 13 yıl içinde girdiği tam on bir seçimde (5 genel seçim, 3 yerel seçim, 2 referandum, 1 Cumhurbaşkanlığı seçimi), her seferinde açık ara birinci çıktı ve siyaset bilimindeki tanımıyla, “Hâkim Parti” konumuna geldi. AK Parti iktidara gelir gelmez kucağında bulduğu ateş toplarından her birini çok ustaca yönetmeyi bildi, hem iç hem dış politikada yepyeni açılımlara imza attı. Uzun yıllar hüküm süren global ekonomik krizlere rağmen, Türkiye’nin millî gelirini yaklaşık üç kat büyütmeyi başardı… Bu 15 yıl içerisinde hayata geçirdiği devasa projelerle, ülkenin yarınları için gerçekten muazzam bir altyapı oluşturdu. Bunların hepsini tek tek burada saymaya imkân yok. Marmaray’ı, Üçüncü Boğaz Köprüsünü, Dünyanın en büyüğü olacak Üçüncü Havalimanını, Avrasya Tünelini, İstanbul – İzmir Otoyolunu, Osman Gazi Köprüsünü, Karadeniz’den Akdeniz’e uzanan 600 km’lik muhteşem yolu… Bunlar, Türkiye’yi ekonomik yönden uçuracak eserler. Seçim sandığının başına giden vatandaşlar için, ekonomi her zaman öncelikli meseledir. Fakat AK Parti’nin ekonomik başarılarından ziyade, belki de vesayet düzeni ile yaptığı mücadele ve bu alanda, büyük sabır ve mücadelelerden sonra nihayet gerçekleştirdiği siyasi ve hukuki reformlarını dikkate almak gerekir. Zira bu manada, ilk defa siyaseten muktedir olma başarısını yakalayan iktidardır AK Parti… Unutmayalım 2007 yılında, Cumhurbaşkanını seçtirmemek üzere verilen e-muhtıraya karşı dik duran AK Parti, bu sebeple; derhal yenilenen seçimlerde halk desteğini pekiştirebildi, belki de bu sayede 2008’de aleyhine açılan kapatma davasını kıl payı da olsa atlatabildi… Nihayet 2010 yılında yaptığı kapsamlı anayasa değişikliği ve referandumda halktan aldığı güçlü destekle, “sivil iktidar” konumunu olması gereken seviyeye çıkardı. 15 yıl içerisinde, karşılaştığı sayısız fırtınayı atlatmasını bilen ve girdiği her seçimde oylarını arttıran AK Parti, kırılması güç rekorların sahibi oldu. Bu arada diğer partilerden hayli farklı özelliklere sahip olduğunu da ortaya koydu.    
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.