Terörle mücadelede kırılma noktaları…

A -
A +

1984 Şemdinli ve Eruh baskınlarıyla, kitlesel katliamlara başlayan; bölücü örgüt PKK’ya karşı mücadelede, geçen 32 yıllık zaman zarfında çeşitli sebeplerle büyük kırılmalar yaşandı.

 

 
Bölücü örgütün kanlı saldırıları, 22 Temmuz 2015 tarihinde başlayan son bir yıllık kritik dönemin sonunda, yeniden tırmanışa geçmiş bulunuyor… 15 Temmuz ihanet kalkışmasının öncesi ve sonrasında, yaklaşık on günlük bir fasılada; dikkat çekecek derecede durmuş gibi görünen terörist saldırılar, yeniden ve çok yoğun biçimde başladı. Son dört-beş gün içinde, Diyarbakır, Van, Elazığ, Bitlis ve diğer bazı yerlerde, güvenlik kuvvetlerimiz ve sivil halktan çok sayıda şehit verdiğimiz menfur saldırılar gerçekleşti. Saldırıların ihanet kalkışmasından hemen sonra, böylesine yoğunlaşması, ister istemez birçok soruyu da beraberinde getiriyor. Hem Cumhurbaşkanı Erdoğan hem Başbakan Binali Yıldırım, FETÖ ile bölücü örgüt PKK arasındaki kirli iş birliği, bilgi paylaşımı ve ortaklaşa terörist eylem yapma durumuna dikkat çektiler… Bu kanlı örgütleri yöneten ve yönlendiren aklın aynı merkez olduğunu vurguladılar. Âdeta birinden diğerine nöbetleşe, kimi zaman da ortaklaşa biçimde gerçekleştirilen hain saldırıların tek hedefi var: Türkiye Cumhuriyeti Devletini bölmek, parçalamak, işgale hazır hâle getirmek… Darbe kalkışması günlerinde, PKK’nın eylem yapmaması, bu konuda en çarpıcı göstergelerden biri oldu. Zira o ihanet kalkışmasının esas hedefi, ülkeyi iç savaşa sürüklemekti!..
2011 yılı boyunca, özellikle kırsal alanda bölücü terörle yapılan mücadele en iyi noktaya gelmişken, 28 Aralık 2011 günü 34 tane kaçakçının hayatını kaybettiği, Uludere hadisesi meydana geldi. Bu olay terörle mücadeleyi çok olumsuz biçimde etkiledi. Daha sonra başlayan çözüm sürecince, bölücü örgüt girmiş olduğu eylemsizlik durumunu, 22 Temmuz 2015’te yeni terörist saldırılarla bozdu. Bu tarihten sonra, PKK’ya karşı çok sert ve etkili yeni bir mücadele dönemi başladı. Bölücü örgüt terör saldırılarını kırsal alandan yerleşim birimlerine taşıyarak, kendince kent savaşlarını yürütmeye kalkıştı. Buna karşılık güvenlik güçlerinin çok kararlı ve etkili mücadelesi beklenen neticeyi verdi ve bölücü örgüt hiç ummadığı büyük bir darbe yedi. Cizre, Silopi, Nusaybin, Midyat, Lice, Silvan, Sur, Şemdinli, Yüksekova, Varto vb. ilçelerde güya özerk bölgeler ilan etmeye çalışırken, artık büyük eylem yapamaz bir noktaya geldi… PKK’nın terör saldırılarıyla yakıp yıktığı ilçelerden sökülüp atılması ve akabinde bu yerleşim yerlerinin hızla imarına başlanması, bu süreçte terörden zarar gören vatandaşların bölücü örgüte giderek artan bir tepki içine girmesi, malum çevreleri telaşlandırdı. Bölücü örgütün tepe militanlarının birer birer etkisiz hâle getirilmesi, başta Kandil olmak üzere,  terör karargâhlarında alarm zilleri çaldırmaya başlamıştı…
İşte tam bu sırada, FETÖ’nün koçbaşı olduğu darbe kalkışması yaşandı ve Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesinde, belki de bugüne kadarki en derin yarayı açtı!.. Şimdi bu hainler tek tek ayıklanıp temizlenirken, terörle mücadelede bir boşluğun doğmaması da en önemli mesele olarak karşımızda duruyor. Asker ve polis teşkilatının en hassas birimlerine kadar yoğun biçimde sızan FETÖ örgütü militanlarının, yıllardır terörle mücadeleyi sekteye uğratacak ne denli hainlikler yaptığı, gün be gün daha geniş çapta ortaya çıkıyor… Güvenlik kuvvetlerinin yapacağı operasyonlar hakkında, önceden terör örgütüne bilgi verecek kadar alçaklaşan, üstelik birlik komutanı makamına kadar yükselmiş hainlerin açtığı yaralar gerçekten korkunç! Burada tek tesellimiz bu hainlerin artık deşifre olmuş olmaları ve devletin kurumlarından temizlenmeleridir. Fakat bu temizlik tamamlanıncaya kadar, mevcut kalıntıların ne gibi hinlikler yapabileceğini de iyi hesaplamak gerekiyor. Çünkü bu hainleri yöneten “üst akıl” dediğimiz mihrakların, ne denli sinsi planlar yapmaya muktedir olduğu tecrübeyle sabittir.
Şu sırada Türkiye’ye diz çöktürmek ve belli davranışlara zorlamak için her yönden saldırıyorlar. Sadece terörist saldırılar değil, siyasi, ekonomik ve psikolojik saldırılar da dörtnala devam ediyor. Onlar bizden pes etmemizi bekliyorlar!.. Daha çok beklerler. Bu kanlı örgütlerin kullanma süresi bittiğinde ipleri çekilecek. Bugün emperyalist güçlere uşaklık yapanlar, çok geçmeden buruşturulup çöpe atıldıklarını fark edecekler. Ve Türkiye bu dönemde kendisine karşı yürütülen kalleşlikleri tek tek not ediyor. Günü geldiğinde bunların tümünün hesabı sorulacaktır.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.