Ne Kavimler Cemiyeti ne Birleşmiş Milletler!..

A -
A +
 
Her ikisini de, Birinci ve İkinci Dünya Savaşının galip devletleri kurdu… Kavimler Cemiyeti âdeta ölü doğdu. Barışı koruma hedefi 20 yılda çöktü. II. Büyük Harp patladı. Acziyet beklenen sonucu getirmişti...
 
Sizler bu satırları okurken, biz muhtemelen Birleşmiş Milletler Teşkilatının 71. Genel Kurul çalışmalarını izlemek üzere, Sayın Cumhurbaşkanımızla birlikte New York’ta olacağız. BM cenahından yapılan açıklamalara göre, bu yılki genel kurul çalışmalarına 140’tan fazla devlet ve hükümet başkanının yanı sıra; iş adamları, insani yardım müesseseleri, sivil toplum kuruluşları ve aktivistlerden de çok sayıda kişi iştirak edecek. Bundan önceki toplantılarda olduğu gibi, yine “DÜNYA MESELELERİ” konuşulacak… Dünya barışının korunması, çatışmaların önlenmesi (Bu çatışmaların ne kadar önlenebildiği ortada!) açlık ve yoksullukla mücadele, bir türlü çözüm getirilemeyen müzmin meselelerden iklim değişikliği ve bu sene özellikle masaya yatırılacak olan göç ve mülteci meselesi… BM Teşkilatı çözüm bulamasa da problemleri tartışmaktan kaçınmıyor! En azından dostlar alışverişte görsün değil mi? Mesela gitgide antibiyotiklere karşı daha fazla dayanıklı hâle gelen ve bu sebeple yol açtıkları çeşitli hastalıkların uzun süren tedavileri ve bunun maliyeti filan… Adı üstünde BM, her konuda olduğu gibi bu alana el atmaması olmazdı. Bu mevzu dahi gündemdedir ve elbette ciddi şekilde müzakere edilecektir.
Müzakere tamam da sonuç? Dünyayı fena hâlde sıkıştıran kritik meselelerden kaç tanesi, BM tarafından kesin ve kalıcı biçimde çözüme kavuşmuş? Hâlihazırda dünyanın kaç bölgesinde sıcak çatışmalar devam ediyor? Bu çatışma ve iç savaşlardan dolayı kaç milyon insan öldü? Yalnızca Suriye’de son beş yılda en az altı yüz bin insan hayatını kaybetti. Ve bunun kahir ekseriyetini artık hiçbir meşruiyeti kalmamış olan Baas rejimi öldürdü. Hem de pervasızca savaş suçu işleyerek… Peki, Suriye için BM ne yaptı? Ben söyleyeyim; bir kınama kararı dahi alamadı! Çünkü Rusya ve Çin bu konuda veto yetkilerini kullandı! Aynı yetkiyi ABD yetmiş yıldır İsrail için kullanıyor. Şimdiye kadar en az yüz defa, İsrail lehine BM Güvenlik Konseyini kilitledi. Bakınız üç yıldır abluka altında tutulan Halep’teki iki yüz elli bin insana gıda ve ilaç yardımının gitmesine Suriye’nin gayrimeşru yönetimi izin vermiyor. Ve BM buna karşı hiçbir şey yapamıyor… Bugünkü yapısıyla BM’nin dünya meselelerine çare olması mümkün değildir. Zira orada beşli bir sulta var. BMGK esas yetkili organdır. Buradaki beş daimi üyenin onayı olmadan karar almak imkânsız. Bütün dünya devletleri ittifak etse dahi, bu beşliden birinin itirazı, onu akamete uğratmaya yetiyor!
Oysa DÜNYA BEŞTEN BÜYÜKTÜR… Cumhurbaşkanı Sayın Tayyip Erdoğan bu gerçeği yüksek sesle ve ısrarla dile getirdiği, BM’nin mevcut statükosuna güçlü biçimde itiraz ettiği için, hegemonik çevrelerin hedefi oluyor. Onlar ne kadar rahatsız olurlarsa olsunlar, bu haklı itirazın bütün dünya adına sürdürülmesi gerekiyor. Sayın Erdoğan, bugün BM Genel Kurulu'nda yapacağı konuşmada, yine bütün dünyaya çok dikkat çekici mesajlar verecek. Ve bazıları her zamanki gibi rahatsız olacak. Evet, gerçekler acıdır. Birilerinin bu gerçekleri haykırması gerekir. Bugün için Recep Tayyip Erdoğan bu fonksiyonu hakkıyla yerine getiriyor. BM’nin bugünkü yapısının mutlaka değişmesi gerekiyor. Zira Kavimler Cemiyeti gibi, BM de II. Dünya Savaşının galipleri tarafından, kendi menfaatlerine hizmet edecek şekilde kuruldu...
I. Dünya Savaşının galipleri, Kavimler Cemiyetini sömürgecilik düzeninin devamını sağlamak üzere alet ettiler. Bu yüzden esas maksadı olan dünya barışını koruma fonksiyonunu ifa etmekte başarısız oldu. Aradan 20 yıl geçmeden II. Büyük Harp koptu… Birincisinde 20 milyon, ikincisinde ise 60 milyon insan öldü! Kavimler Cemiyeti, acziyetinin sonucu olarak tarih sahnesinden çekildi. Onun halefi BM daha uzun yaşadı. Lakin şu an itibariyle doğrusunu söylemek gerekirse, meflûç vaziyette! Bu hâliyle daha ne kadar devam edebilir? Ve en önemlisi bu meflûç hâliyle dünya meselelerine ne derece etkili biçimde müdahale edebilir? Cevabı siz verin...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.