Başkanlık Koltuğu = İğneli Fıçı!..

A -
A +
Donald Trump’a seçimi kazanmanın keyfini yaşatmadılar. Yaklaşık iki aydır ha bire dayak yiyor!... Aldığı yumrukların önemli bir kısmı, belden aşağı… Trump yarın oturacağı koltukta rahat edebilecek mi?
 
Evet, yarın iki yüz milyon dolarlık muhammen bedeli olan görkemli bir törenle, ABD’nin yeni Başkanı iktidar koltuğuna oturacak. Ancak dört yıl sürecek bu iktidar döneminde, Trump’ın koltuğunda rahat oturması mümkün olacak mı? Zira daha önceki başkan değişimlerinde görülmeyen hayli tuhaf olaylar yaşanıyor… Seçimi kazandığı günden beri, Trump’a bir an olsun rahat vermemek için harıl harıl çalışan geniş bir kesim var. Demokratların seçim yarışını kaybetmekten ötürü, yüklendikleri öfkeyi anlayabiliriz. Peki, bazı Cumhuriyetçilere ne oluyor? Aynı şekilde, yeni hükûmetle birlikte işini kaybedecek kimi yüksek bürokratların kızgınlığı ve giderayak Trump’a sallamalarının da bir izahı olabilir. Ancak medyanın peşinen ilan ettiği kavganın sebepleri konusunda, halkın kafası epeyce karışık olmalı. Trump’a karşı bu tepki ve antipatinin temelinde tam olarak ne yatıyor? Trump’ın nobranlığa kaçan üslubu ve geleneksel kurumlara kafa tutarak, klasik politikaları değiştirme konusunda kararlılık göstermesi vb. hoşa gitmeyecek farklı yaklaşımları mı? Bütün bunlar, yeni Başkan’ın olağan çizgilerin dışına çıkarak, kimi çevrelerin menfaatlerine çomak sokma ihtimaline karşı, erkenden devreye sokulan bir karşı tedbir ve de bunu anlatmaya dönük gözdağı mı?
Velhasıl Trump 8 Kasım’dan beri ha bire dayak yiyor!.. Her ne kadar bu hücumlara karşı kuyruğu dik tutuyorsa da, daha şimdiden epeyce hırpalandığını belirtmek gerekiyor. Donald Trump, kendi serveti ve ticari faaliyetleriyle ilgili olarak, seçim kampanyası döneminde de, Hillary Clinton ve ekibinin saldırılarına karşı hazırlıklı idi. Dolayısıyla bu alanda aleyhinde yürütülen suçlamalara karşı, diyelim ki oldukça dayanıklı. Ama belden aşağı atılan yumrukların, kabul etse de etmese de, yeni Başkanı hayli yıprattığını gözden kaçırmamak gerekir. Bakar mısınız, yarın itibarıyla başkanlığını devralacağı ülkesinde, Obama yönetiminin önemli yetkililerinin de seslendirdiği şöyle bir iddia ortalığı kasıp kavuruyor: “Rusya’nın elinde Trump’ın Moskova seyahati sırasında kaldığı otelde çekilmiş, hayat kadınlarıyla görüntüleri var!.. Ve bu kasetleri şantaj olarak kullanıyor veya kullanacak…” Trump tabiatıyla bu iddialara çok sert karşılık verdi. Bu haberi yayınlayan medya organlarına ateş püskürdü. Böyle bir şeyin asla söz konusu olmadığını, değil kendisinin böyle bir olaya karışması; hatta korumalarını dahi, bahse konu seyahat sırasında dikkatli olmaları için uyardığını, döne döne anlattı.
Ama onun bu anlatmaları iddiaların önünü kesmiyor. “Bir şeyin şüyuu vukuundan beterdir…” İşte Trump’ın yüz yüze geldiği durum budur. Öyle ki, Rusya Devlet Başkanı Putin dahi, bu konuda açıklama yapma ihtiyacı duydu ve Trump’ın Rusya’da hayat kadınlarıyla ilişkisine dair bir görüntünün olmasına ihtimal vermediğini ifade etti. Daha önce de Rusya cenahından, bu şantaj kasetleriyle ilgili yapılan suçlamalara karşı resmî yalanlama yapılmıştı. Görüyorsunuz, işler hangi noktaya gelmiş… Başlangıçta Trump’ın Putin ile arasının iyi olduğu, hatta Putin’in Trump’ı sevdiği filan dillendirildi. Bunun bir göstergesi olarak da, Onun Putin ile çok samimi olan Rex Tillerson’u, Dışişleri bakanlığına getirmesi işlendi. Onlara göre zaten Rusya, siber saldırılarla Amerikan seçimlerine müdahalede bulunmuştu… Şunu demeye getiriyorlardı: Trump Rusya’nın yardımıyla başkanlık seçimini kazandı! Şimdi ise şantaj kasetlerinin tehdidi altında görev yapmak zorunda kalacak Başkan’ın, ülkeyi ne kadar sağlıklı biçimde yönetebileceği ve Amerikan menfaatlerini Rusya’ya karşı ne denli koruyabileceği sorgulanıyor… İşte Trump’ın henüz oturmadığı iktidar koltuğu, böylesine iğneli bir fıçıya dönüşmüş durumda.
Bu arada Trump da hiç alttan almıyor. Hatta yeni yeni cepheler açıyor. Avrupa Birliği ve NATO’ya dair söyledikleri, Angela Merkel ve Fransa Devlet Başkanı Hollande’ı hayli öfkelendirdi. Belli bir dozda tepkili cevap da verdiler. Bunun devamı mutlaka gelecek. Bu safhada, her iki taraftan taktik hamleleri beklemek lazım… Oysa selefi Obama, tam tersine çok olumlu bir atmosferde görevi devralmıştı. Hemen akabinde de daha hiçbir şey yapmadan, kendisine Nobel Barış Ödülü takdim edilmişti. Ve geçiş dönemi problemsiz olacak diyen Obama, halefini zora sokacak ne kadar hamle yapabilecekse onu yaparak gidiyor. Öyle ki, Putin dahi bu atraksiyonlara en üst perdeden tepki gösteriyor!..
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.