Suriyeliler meselesi niçin alevlendi?

A -
A +
Bir şeyin şüyuu vukuundan beterdir… Yani herhangi bir konuda, dedikoduların alıp başını gitmesi ve yalan yanlış bilgilerle insanların zihninin ifsat edilmesi, o hadisenin bilfiil vukua gelmesinden daha kötüdür!..    
Türkiye, aslında Suriyelilere karşı dersini mükemmel biçimde çalıştı… Bu meselede, Türkiye kadar başarılı örnek olacak ikinci bir ülke de mevcut değil. Hâl böyle iken, gazetemizin dünkü manşetinde yer alan  ‘DERSİMİZ SURİYELİLER’ ne anlama geliyor? Veya neden böyle bir derse ihtiyaç hâsıl oldu? Daha doğrusu Suriye ve sığınmacı meselesinin uç vermesinden sekiz sene sonra, üstelik bu konuda ülkemizin ortaya koyduğu başarı; dost düşman herkes tarafından açıkça veya dolaylı biçimde kabul ve teslim edilmişken, ne oldu da böyle bir “ders çalışma” veyahut gerçekleri anlatabilmek uğruna seferber olma gereği doğdu? Evet, bir şeyin şüyuu vukuundan beterdir demişler… Yani herhangi bir konuda dedikoduların alıp başını gitmesi ve aslı astarı olmayan yalan dolan bilgilerin ortalığı doldurması, böylelikle insanların zihin ifsadına uğratılması, o olayın bilfiil gerçekleşmiş olmasından daha kötüdür!.. Maalesef böyle bir durumla karşı karşıyayız. Tarihin kaydettiği en büyük katliam, işkence, sürgün ve akla hayale gelmedik zulümlerini icra eden Suriye’deki korkunç rejimin, yerinden yurdundan söküp attığı milyonlarca insan söz konusu. Canını kurtarmak için her şeyini geride bırakıp kaçmak zorunda kalan, dört milyonu aşkın insana kucak açan Türkiye cumhuriyeti devleti ve halkı, neredeyse bazı şerirler tarafından tam tersi bir kimlikle takdim edilecek… Böyle garabet, böyle insafsızlık olur mu? Maalesef oluyor, olabiliyor. Peki, bunun müsebbibi kim veya kimler? Daha ilk günde, Suriye meselesine ve Suriye halkının dramına şaşı bakan, sözüm ona kimi siyasetçi ve onların paralelinde kalem oynatan yazar-çizerler ile her an bu tiplerin rüzgârına göre yelken açmaya hazır, bilgisiz ve fikirsiz sıradan insanlar… İnsanlık ve merhamet duyguları gelişmemiş, kendisine uzanacak bir eli dört gözle bekleyen mazlum insanlara karşı duyarsız; çaresizlere karşı sorumsuz ve kalpleri taşlaşmış, kendinden başkasını düşünmeyen bencil kişilerden, Suriyeli sığınmacılar için ne beklenebilirdi ki?.. İşte bu tipler, ceplerinden beş kuruş çıkmasa da, fiziki olarak Suriyelilerden hiçbir sıkıntı çekmese de, bozuk zihniyetlerinden ötürü hep rahatsızlık duydular ve bunu abartılı biçimde dışa vurdular. Asılsız dedikodulardan yola çıkarak, geçici koruma altındaki Suriyelileri, hayatını idame ettirebilmek için her türlü zorluğa göğüs germeye çalışan o garip insanları, sanki burada ayrıcalıklı bir sınıfmış gibi göstermeye çalıştılar. Suriyelilerle ilgili olayları, bire bin katarak üfürdüler. Haksız yere onları töhmet altında bıraktılar. Suriyelilerin devletten maaş almasından tutun da, üniversitelere imtihansız girmesine; hastanelerde, üstelik Türk vatandaşlarının ihmal edilerek bedava bakılmasına, TOKİ’den karşılıksız ev verilmesine kadar tamamı gerçek dışı dedikodularla, insanlarımızı bu garip sığınmacılara karşı kışkırttılar. Bu zihin ifsadı ister istemez olumsuz bir atmosfer meydana getirdi ve dolayısıyla Suriyelilere dönük her gelişmede ifrat ve tefritler yaşandı. Bazı yerlerde provokasyonlarla bu insanlara karşı linç girişimleri oldu… Elbette milyonlarca insan içinde, huyu suyu itibarıyla pek de makbul olmayan kişiler olacaktı. Hele de Suriye rejimi, kalabalık kitleler içinde kendi ajanlarını (özellikle ilk zamanlarda) ülkemize sokmuşken, asayiş yönünden sabotajlar, hırsızlık ve arsızlıkların içinde rol alan kimseler faaliyet gösterecekti. Önemli olan bu şer güçlerini esas kitleden ayırt etmekti. Doğrusu Türk halkı büyük misafirperverlik ve fedakârlıkla, hoşgörü ve tahammülle, MUHACİRLERE karşı ENSAR vazifesini büyük başarıyla ifa etti. Hem devlet hem millet olarak, bütün imkânlarımızı seferber edip bu yüz akı başarı hikâyesine imza atmışken, şimdilerde bunu gölgeleyecek tahriklere, kışkırtmalara izin verecek miyiz? Elbette Hayır. Bin kere hayır! Suriyeli kardeşlerimize karşı vazifemizi yapmaya devam edeceğiz. Kim ne derse desin… Suriye halkı bu iyiliği müdriktir ve asla unutmayacaktır. Zulüm ve baskıdan can havliyle kaçan milyonların duası bizim için yeter. Zaten bu hizmetler maddî karşılıklar beklenerek yapılmaz. Her bir Suriyeli sığınmacının yürek burkan apayrı hikâyeleri var. Ve bu insanların ekseriyetinin, telafisi mümkün olmayan maddî-manevî kayıpları var. Suriyelilerle ilgili değerlendirme yaparken, bu hususları dikkatlerimizden kaçırmamalıyız. Biliyoruz, kötü niyetliler her zaman ortalığı karıştırmak için kendi tıynetlerine uygun faaliyetlerden geri kalmayacaktır. Lakin bizim de meydanı onlara bırakmamamız lazım. O yüzden, başta devlet ve hükûmet olmak üzere, milletçe DERSİMİZİ iyi çalışmalıyız!..
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.