Ölü sayısını gizleyen kim?

A -
A +
 
Koronavirüs salgınından hayatını kaybeden insan sayısı dünya genelinde iki yüz binin de üzerine çıktı. İlk günden beri kesintisiz şekilde ölü sayısının gizlendiği iddiaları uçuşuyor. Peki, bu iddialar doğru mu?
 
 
Salgın olayının baş gösterdiği ilk günden beri Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, her gün düzenli biçimde bilgilendirme yapıyor. Bazen basın toplantısı yaparak, bazen de Twitter hesabı üzerinden. Artık hepimizin iyice aşina olduğu özet bilgi tablosu günbegün güncelleniyor. Toplam vaka sayısı, test sayısı ve vefat sayısı ile bunların günlük rakamlarını hepimiz takip ediyoruz… Bir de dünya genelindeki, özellikle salgından çok aşırı biçimde etkilenen ülkelerdeki durumu yansıtan rakamlar var. Elbette en önemlisi vefat sayısı!.. Salgının ilk ortaya çıktığı ülke olan Çin ve hemen sıçradığı diğer bir ülke olan İran’ın salgın istatistikleriyle ilgili açıklamaları, en başından beri kuşkuyla karşılandı. Bundaki en büyük sebeplerden biri de, her iki ülkenin idari rejiminin dışa kapalı ve otoriter karakterli olmasıydı. Nitekim virüs salgınıyla boğuşan ilk ülke olan Çin’in tam olarak ne yaptığı veya ne yapmadığı hâlâ doğru dürüst bilinmiyor. Ve bu konuda Çin’e yönelik büyük suçlamalar var. Dünya genelinde giderek tırmanan bu suçlama dalgasının ileride ne gibi sonuçları olacak henüz net olarak kestirilemiyor…
Mesela; alttan alta dillendirilen tazminat davaları fiiliyata dökülecek mi? Dökülürse bir sonuç verecek mi? Çin’in buna karşı ne gibi hamleleri olabilir? Peş peşe takılan çok sayıda cevapsız soru var. Çin’in dünyadan bilgi saklayıp saklamadığı, virüsü tespit ettiği ve deklare ettiği tarihler arasında kaç hafta veya kaç ay var? Bu zaman zarfında neler oldu? Virüse bulaşan kaç kişi Vuhan şehri ve Hubei eyaletinin sınırları dışına çıkıp bu illeti dünyaya yaydı? Belki de hiçbir zaman bu soruların tam ve doğru cevabını bulamayacağız… Çin birkaç gün evvel ölü sayısında düzeltme yaptı. Daha önce açıkladığı miktara 1300 kişiyi daha ekledi. Bunun için gösterdiği gerekçeler ne kadar inandırıcı, orası da meçhul. Ama neticede düzeltme yapma ihtiyacı duydu. Bunu yapmasına rağmen, Çin’in özerk bölgesi Hong Kong hâlâ itiraz ediyor ve gerçek rakamların çok daha yüksek olduğunu ileri sürüyor… Açıklanan rakamlara göre, Çin’de vaka sayısı en son 83 bin 878. Ölü sayısı 4 bin 636… Acaba? O kadar kuşkulu ki, İran bile Çin’in bu konuda acı bir şaka yaptığını söyleyerek âdeta kafa buluyor!..
Ama beri tarafta aksi yönde iddialar ayyuka çıkmasına rağmen, İran da gayet düşük rakamlar ilan ediyor. Toplamda 87 bin 26 vaka ve beş bin dört yüz seksen bir ölü… Bu tablo gerçek mi, yoksa bazılarının ifadesiyle Acem palavrası mı? Salgının şiddetine ve İran’ın sağlık sisteminin durumuna bakıldığında bu rakamlar hiç de inandırıcı gelmiyor. Fakat ölü sayısını gizleme ithamı sadece Çin ve İran’a yapılmıyor. En çok vaka ve en çok ölümün olduğu salgın merkezi durumundaki ABD’de, üstelik ABD’li eyalet yöneticilerinden geliyor… Saniyeler içinde değişen ABD rakamları şu saat itibarıyla böyle: 886 bin küsur vaka ve 50 bin küsur ölü!.. Aynı suçlamalar İngiltere’de de devam ediyor.
Avrupa’da durumun vahameti ortada… İspanya 213 bin 24 vaka, 22 bin 524 ölü. İtalya 189 bin 973 vaka, 25 bin 549 ölü. Fransa 158 bin 183 vaka, 21 bin 856 ölü. Almanya 153 bin 129 vaka, 5 bin 575 ölü. İngiltere 138 bin 78 vaka, 18 bin 738 ölü. Türkiye 101 bin 790 vaka, 2 bin 491 ölü... Avrupa Birliği’nin merkezi olan küçücük ülke Belçika’da vaka sayısı 42 bin 797 ve ölü sayısı 6 bin 490. Yüzde 14 küsur ölüm oranı ile dünyadaki en yüksek can kaybının olduğu ülke. Kanada’da vaka sayısı Türkiye’nin yarısından az olmasına rağmen (42 bin 110), ölü sayısı bakımından eşit durumda. 2 bin 147… Bu rakamlar, Türkiye’nin salgınla mücadeledeki durumunu çok açık biçimde ortaya koyuyor. Ölü sayısına gelince, ne her zamanki düşmanca tavrıyla New York Times gazetesi ne de toplam ölü sayısını bir günlük ölüm rakamı gibi gösterebilen Fox TV gibi yayın mecralarının tezviratı, gerçekleri örtemez...
Bu konuda Sağlık Bakanı Koca, İstanbul’da; son beş yıldaki vefat rakamlarını mukayeseli şekilde açıklayarak, iddiaların ne kadar havada kaldığını kesin biçimde ortaya koydu. Ama biliyoruz ki bu türden spekülasyonların sonu gelmeyecek. Ne diyelim, kervan yürüyor...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.