Birleşmiş Milletler ne kadar birleşik?..

A -
A +
Birleşmiş Milletler Genel Kurulunun bu yılki toplantılarının bizim açımızdan farklı bir önemi var. İlk defa bir Türk Vatandaşı (Volkan Bozkır) başkanlık ediyor. Bozkır, çok büyük bir destekle seçildi…
 
Kavimler Cemiyeti (Cemiyet-i Akvam), Birinci Dünya Savaşı sonrasında, galip devletlerin öncülüğünde ve kontrolünde kurulmuştu. Tabiatıyla bu teşkilatın birinci önceliği, iddia edildiği üzere yeni bir savaşın çıkmasını önlemekten ziyade, galip devletlerin menfaatlerine hizmet etmekti!.. Böyle olduğu için de, kuruluş maksadındaki büyük iddialara rağmen, çok zayıf ve hatta tabir yerindeyse ölü doğmuştu. Bu sebeple de barışı korumak ve yeni bir harbin çıkmasını önlemek hayal olmuş, yirmi sene geçmeden “İkinci Cihan Harbi” patlamıştı… İkinci büyük harbin sonrasında da, yine benzer maksat ve hedeflerle; bu defa adına Birleşmiş Milletler denilen ve bugün fonksiyonu şiddetli biçimde tartışılan mevcut yapı kuruldu. Birleşmiş Milletler… Acaba ne kadar birleşik? Güya Kavimler Cemiyeti'ndeki zaaflar dikkate alınarak bu yeni milletlerarası yapı dizayn edilmişti. Yani bu defa, dünya barışını korumak ve savaşları önlemek adına, sözde daha etkili ve muktedir bir teşkilat kurulmuştu. Ne var ki, gömleğin ilk düğmesi yanlış düğmelenince sonrasını düzeltmek mümkün olmuyor. Böyle olunca da söylenenler lafta ve kâğıt üstünde kalıyor.
Yanlış düğmeleme, beş tane daimi üyeye; Güvenlik Konseyi’nde veto hakkı tanıyarak, BM’yi daha doğuştan sakat bırakmaktı!.. Ve bu büyük hata yine galip devletlerin menfaatleri uğruna bilerek ve isteyerek yapıldı. O yüzden de ne Filistin Meselesi çözülebildi, ne Keşmir meselesi hâl yoluna koyulabildi. 75 seneden beri, dünyanın dört bir tarafında zuhur eden küçük-büyük ihtilaflar, silahlı çatışma ve savaşlara, BM teşkilatı bir türlü gerektiği şekilde müdahale edemedi. Çünkü beş daimî üyenin veto yetkisi ensesinde Demokles’in kılıcı gibi sallandı durdu… Hâl böyle olunca “Birleşmiş Milletler” bir türlü birleşemedi ve sonunda mefluç bir yapıya dönüştü. Bunun tek ve gerçek tedavisi, BM’nin köklü bir reforma tabi tutulması. Peki, bu nasıl olacak? Cumhurbaşkanı Erdoğan, yıllardan beri “DÜNYA BEŞTEN BÜYÜKTÜR” diye haykırıyor. Bu sesin giderek daha geniş boyutlarda yankılandığını söyleyebiliriz. Erdoğan bu sene yapacağı konuşmasında da aynı hatırlatmayı yapacak ve hakiki çözüme dikkat çekecek…
Uluslararası arenada Türkiye’nin yalnız kaldığına veya yalnızlaştığına dair iddialar sık sık gündeme gelir. Acaba durum tam olarak böyle midir? Bazı meselelerdeki ayrışmaların, devletlerin daimi politikası olarak algılanması ne kadar doğrudur? BM 75. Genel Kurul Başkanlığına seçilen kıdemli diplomat ve siyaset adamı Sayın Volkan Bozkır, BM’nin 193 üyesinden 178’inin oyunu aldı. İlk defa bir Türk vatandaşı bu derece yüksek bir oyla bu göreve seçiliyor… 2009-2010 yılları BM Güvenlik Konseyi geçici üyeliği için de, Türkiye alması gerekli olan 121 oyun çok üzerinde, 151 oyla, üçte iki çoğunluğu sağlayarak seçilebilmişti… Keza 2017 Aralık ayında, ABD’nin Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanımasından sonra, Türkiye’nin öncülüğünde “KUDÜS’TE DİPLOMATİK MİSYON KURMAKTAN KAÇINMA” çağrısı yapılmış; ABD ile İsrail’in yanında yedi tane küçük ada devletinin ret oyuna karşılık, 128 üye ülke evet oyu vermişti. Bu, BM zemininde ABD ve İsrail hesabına ağır bir yenilgi idi… Demek oluyor ki, iyi hazırlık yaparsanız, dersinize iyi çalışırsanız, netice almamanız için bir sebep kalmaz. Volkan Bozkır’ın BM Genel Kurul Başkanı olarak bir sene devam edecek görevi sırasında, BM Genel Kurulu’nun dünya meselelerine daha samimi şekilde müdahil olmasını bekliyoruz. Sayın Bozkır’ı hem yüksek oyla seçilmeyi başardığı için hem de ülkemizi en iyi şekilde temsil etme gayretleri için tebrik ediyor ve başarılar diliyoruz…
Bu sene salgın hastalık dolayısıyla, dünya liderleri BM Genel Kurulu’na fiilen katılmıyor. Devlet ve hükûmet başkanları video konferans yoluyla konuşmalarını yapacaklar. Her sene BM Genel Kurulu, yüz yüze ikili görüşmeler için bir fırsat teşkil ediyordu. Bu sene karşılıklı görüşmeler olmayacak, ama temennimiz; salgın hastalık karşısında ciddi bocalama yaşayan, büyük ve gelişmiş devletler başta olmak üzere, bütün üyeler dünya genelinde yaşanan acil problemlere ve derin sıkıntılara karşı daha duyarlı davranma bilinci gösterir… Lokal ve bölgesel problemler yanında, küresel büyük dertler olan açlık, yoksulluk ve göç meselesi gibi konularda, daha sorumlu ve vicdanlı hareket eden bir anlayışa şiddetle ihtiyaç var. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın özellikle bu gibi insani meselelerde dikkat çekici mesajlar vereceğini tahmin ediyoruz. Evet, dünya beşten büyüktür!..
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.