Bay Macron, gerçekten saçmalıyorsun!..

A -
A +
Bu köşeyi takip eden okuyucularımız, üslubumuza aşinadır. Hiç kimseye karşı saldırgan ve tezyif edici dil kullanmayız, kullanmak da istemeyiz. Ama birileri hakikaten saçmalıyorsa, ona karşı da sessiz kalamayız…
 
 
Fransa Devlet Başkanı Emmanuel Macron megaloman kişiliğini artık saklayamıyor… Ülkesindeki iç sıkıntılar kendisine tazyik yaptıkça o can havliyle dış politikada “bir şeyler” yapmaya çalışıyor. Bunu da klasik Fransız sömürgeci zihniyeti ve kibriyle icra etmeye yelteniyor. Hâl böyle olunca da, Macron her konuşmasında yeni bir skandala imza atıyor… Cücenin kendisini dev aynasında görmesi misali, Macron cirmine bakmadan ona buna ayar vermeye kalkışıyor. Mesela Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev’e saçma sapan sorular soruyor. Türkler size silah veriyor mu diye, kendince rol kesiyor. Gerçi Aliyev’den ağzının payını alıyor, ama bundan ders çıkarmak gibi bir kabiliyeti yok anlaşılan. Bay Macron’un Türkiye’ye karşı özel bir karın ağrısı var!.. Her yerde ve her fırsatta Türkiye’ye karşı hamle yapmaya çalışıyor. Her seferinde kıç üstü oturmasına rağmen, uslanmak gibi bir niyeti de görünmüyor. Bakınız şu saygısız ve küstah sözlere: “Türkiye’nin siyasi açıklamalarını not aldım. Bu açıklamalar düşüncesizce ve tehlikeli. Türkiye’nin son saatlerde savaş mesajları oldu ve bu Azerbaycan’ın Dağlık Karabağ’ı yeniden fethetmesine yönelik mesajlar. Bunu kabul etmeyiz…”
Sen neyi kabul edersin Bay Macron? Dağlık Karabağ kimin toprağı? BM Güvenlik Konseyi’nin 822 ve 874 sayılı kararları ne diyor bu meselede? BM, Ermenistan’ın işgal ettiği hangi topraklardan çekilmesini istiyor? Sahi okuduğunu anlama durumun nasıldır senin?! Yoksa bu kadar ahmakça şeyleri nasıl söyleyebiliyorsun? Ermenistan’ın egemenliğine ve halkına saygı gösterilmesi gerektiğini söylüyorsun. Peki, hiç utanmıyor musun? Burada egemenlik hakları ihlal edilen devlet hangisi? Ermenistan mı, Azerbaycan mı? Kim işgalci, kim saldırgan? Anlamak istemeyeceğini biliyorum, ama bir kere daha soruyorum: Dağlık Karabağ kimin toprağı Bay Macron? Bir kere olsun adam gibi cevap ver. Bak, Ukrayna Dışişleri Bakanı Dmitro Kuleba’dan örnek al. “Dış politikamızın temel ilkesi devletlerin toprak bütünlüğüne saygı göstermektir. Azerbaycan’ın toprak bütünlüğünü savunuyoruz” diyor. Bir de senin yönettiğin Fransa, güya Karabağ problemini çözmek üzere kurulan, ama şimdiye kadar en ufak bir etkisi görülmeyen ve ne işe yaradığı belli olmayan Minsk Grubu’nda eş başkan… Mademki bu saçma sapan sözleri ifade ettin, bugünden tezi yok, derhal Minsk Grubu denilen o lüzumsuz oluşumdan çekil. Zira bu kadar tarafgir bir tutumla barışa hizmet edeceğine kimseyi inandıramazsın. Ne kendini ne de başkasını kandırma.
Bay Macron, bu kadar saçmalamak gerçekten akla ziyan. Diyorsun ki; “Azerbaycan tarafından saldırılar düzenlendiği belirlendi. Bu saldırılara son verilmesini istedim. Sınırda bir şeyler olsa da orantısız olan bu saldırıları açıkça kınadım. Temmuz ayından bu yana bir şeyler oluyor. Bu konuda çok dikkatliyim. Pazar günü saldırıların Azerbaycan’dan geldiği belirlendi. Her iki taraf ateşkese uymalı.” Bay Macron, sen hangi dünyada yaşıyorsun? Bu kadar cahilce konuştuğuna göre senin yakın tarihten de hiç haberin yoktur zahir. Temmuz ayında kim kime saldırdı? Pazar günü sivil vatandaşlara saldırmak gibi bir kalleşliği kim yaptı? “Bir şeyler oluyor…” diyorsun da, o şeylerin mahiyetinin ne olduğunu bilmek istemiyorsun. Bakınız Bay Macron, destek çıktığın saldırgan Ermenistan; Azerbaycan’ın topraklarının yüze 20’sine yakın kısmını, yaklaşık otuz yıldır işgal altında tutuyor. Dahası aynı Ermenistan, 1992’de Hocalı’da soykırım yaptığı gibi, bugün de sivil ve savunmasız Azerbaycan vatandaşlarına saldırmaya ve onları katletmeye devam ediyor. Yahu aklı başında bir danışmanın yok mu, ona sor ve neler olup bittiğini öğren!..
Mösyö! Pişkinliği ve hadsizliği bırak da, devlet adamı gibi bir tavır almaya çalış. Ermenistan’ı bu saldırılara kışkırtanlardan birinin de bizzat senin şahsın olduğunu herkes biliyor. Deve kuşu gibi kafanı kuma sokma! Her şey ortada. Azerbaycan’ın toprakları işgal altındayken ve üstüne üstlük Ermenistan hâlâ  saldırıları sürdüren taraf iken, insanların zekâsıyla alay eder gibi, ateşkes çağrısında bulunmak çok çirkin bir davranıştır. Böyle çirkinlikler ne siyasetçiye ne devlet adamına yakışmaz. Ama anlaşılan sen kendine yakıştırıyorsun! Eh, o zaman sonuçlarına da katlanırsın. Gerçekten saçmalıyorsun. Paşinyan’ın peşinden koşmak seni siyaset çukurunun dibine indirecek...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.