Macron’dan en büyük yüzsüzlük ve saygısızlık!

A -
A +
İnanmadığı ve hakkında hiçbir bilgiye sahip olmadığı İslâm dini hakkında, küstahça ifadeler kullanan, kin ve nefret tohumları saçan Macron için şu atasözü cuk oturuyor: Eceli gelen köpek cami duvarına siyer!..
 
 
Siyaseten tükenişe doğru hızla ilerleyen Fransa Devlet Başkanı Emmanuel Macron, içine düştüğü bataklıkta debelenip duruyor… Bu gidişle gırtlağına kadar batacak ve neticede sahneden çekilecek. Her gün siyasi ve sosyal alanda bir skandala imza atan Macron, son olarak İslamiyet hakkında haddini aşan çok pervasız ve küstahça açıklamalarda bulundu. Sözüm ona ayrılıkçılıkla mücadele konusunda parlamentoya sunacakları kanun tasarısında, Fransa için “Aydınlatılmış İslâm’ın oluşturulacağı…” yolunda saçma sapan beyanlarda bulundu. Bu skandal açıklamaya karşı AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik ve Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın kısmen cevap verdiler. Kısmen dediğim, konuyu daha çok siyasi bakımdan işlemelerinden dolayı. Ama Macron’un bu küstahça yaklaşımına karşı, politik mülahazaların ötesinde, din ve inanç hürriyeti çerçevesinde de gerekli cevap verilmeli. Ve bu cevapların başta Fransız kamuoyu olmak üzere, bütün Avrupa toplumlarında da yankı bulması için, ilgili ve yetkili merciler ciddi bir mesai harcamalıdır. Bunu yapmak çok elzem bir yükümlülüktür. Zira öteden beri, İslâm dini aleyhinde sürdürülen kara ve gri propagandalar; son yıllardaki ‘Batı Üretimi’ terör örgütlerinin (DEAŞ, BOKO Haram, El Şebab vs. vs...) kanlı eylemleri ile de beslenip, nihayette bütün Müslümanları hedef alan umumi bir suçlamaya ve baskılamaya dönüştü…
Macron gibi bir kifayetsiz muhterisi, sık sık bu köşede bahis konusu yapmak gerçekten sıkıcı. Ama ne yapalım ki, hâlihazırdaki görev ve sıfatı ve işlediği melanetler, bunu zaruri kılıyor!.. Ömer Çelik çok doğru olarak, Macron’un Fransa’nın hâlen karşı karşıya olduğu sorunlara çözüm üretemediğine işaret ediyor. Ve adı geçenin insan hak ve hürriyetlerine değil, nefret suçlarına destek verdiğini belirtiyor. Bu elbette kara bir cehaletin eseridir ve Katolik İslâm düşmanlığıdır. Çelik “Fransa İslâm’ı oluşturmaya çalışmak, diktatörce bir anlayıştır. Böyle çarpık bir girişim totaliter bir yaklaşımdır...” derken sonuna kadar haklı. Ama haklı olmak burada yetmiyor. Daha gür sesle ve güçlü bir şekilde bu çeşit sapıklıklara karşı el yükseltilmeli. İbrahim Kalın'ın şu sözleri de önemli: “İslâm krizde iddiası, İslâm karşıtlığını ve düşmanlığını körükleyen tahrikkâr ve tehlikeli bir ifadedir. Fransa’nın kendi hataları ve maceraları için İslâm’ı ve Müslümanları sorumlu göstermek akıl tutulmasıdır.” Akıl tutulması burada çok naif bir ifade. Burada düpedüz ikiyüzlülük ve din düşmanlığı yatıyor.
İslâmiyetle ilgili saçma sapan sözlerini delil göstererek, rahatlıkla din cahili diyebileceğimiz Macron, Fransa’nın güya aydınlanmasında öncülük yapmış isimlerden Voltaire’ın yolunda gidiyor zahir… Türkiye’de, geçmişte ve bugün Voltaire’ın fikirlerine cahilce ve hayranlıkla sarılanlar hep oldu. “Sizin düşüncelerinize katılmasam da, onları sonuna kadar savunmanızda hep yanınızda olacağım…” gibi sözlerine bakılarak, bu adamın gerçekten hak-hukuk ve inanç hürriyeti hakkında objektif ve samimi görüşlere sahip olduğu düşünülür. Hâlbuki, tam bir ikiyüzlülük içindedir. “Kilise iktidarı yıkılmalı ve felsefi aydınlanma düşüncesi Hıristiyan dogmaların ve hurafelerin yerini almalı…” diyen, “Din adamlarının tahakkümleri arasında Hıristiyanlığın tahakkümü en suçlu olanıdır…” diyen, “Despotizmin en aşağılık ve öldürücü olanı rahiplerinkidir…” diyen, kısacası ruhban sınıfına bu kadar düşman olan Voltaire’ın ne yaptığını bilenler biliyor. “Taassup ya da Muhammed Peygamber” ismiyle kaleme aldığı tiyatro oyununda, hiç utanmadan sıkılmadan, Peygamber efendimize çok aşağılık iftiralarda bulundu… Ve üstelik bu aşağılık eserini, ruhban sınıfının başı olan Papa'ya sunarak onun iltifatlarını aldı iyi mi?!..
İşte bugün Macron gibi tipler de, Voltaire gibi ikiyüzlü ve katıksız İslâm düşmanlarının yolunda giderek, her fırsatta Müslümanlara iftira atıyor ve her türlü kalleş metotlarla kirli bir savaş yürütüyor. “Köpeklerin uluması bulutlara zarar vermez” diye bir Arap atasözü vardır. Elbette İslâm dinine inanmayanların ve ona düşmanlık yapanların yalan ve iftiraları sebebiyle yüce dinimize bir nakısa gelmez. Hidayet yolunda gitmek nasip olanlar, İslâmiyetle şereflenenlerdir. Bu yüce dine saygı duymayanlar için “İla cehenneme zümera…” düsturu açıktır. Bin dört yüz küsur yıldan beri, İslâm’a düşmanlık yapanların gideceği yer belli. Şu ata sözü ile yazıyı bitirelim: Eceli gelen köpek cami duvarına siyer!..
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.