Fransa’nın içine düştüğü komik durum!

A -
A +
  Kesin olarak ortaya çıktı ki, Fransa Cumhurbaşkanı ve Senatosu, Ermeni diasporasının baskısı altında, saçma sapan işlere girişip, sonunda da çok komik durumlara düşüyor… Gerçekten ibretlik bir tablo!   Karabağ savaşında, daha önce ilan edilen iki tane ateşkes kararının tutmayacağı her hâliyle belliydi. Ancak Fransa’nın aklı bir karış havada Cumhurbaşkanı, Türkiye’yi ateşkes kararına destek olmamakla suçlamaya kalkışacak kadar ileri gidiyordu… Macron’un ipe sapa gelmez sözlerine herkes gülüp geçti tabiatıyla. Nihayet, Ermenistan ordusunun büsbütün imha olmaması için, Rusya çok hızlı bir şekilde devreye girdi ve hâlen hüküm sürmekte olan kalıcı ateşkes anlaşması imzalandı. Ama Minsk Grubu eş başkan üçlüsünün diğer iki ortağı ABD ve Fransa, Rusya’nın tek başına bu meseleyi hem de çok hızlı ve net biçimde çözüm yoluna koymuş olmasından hiç de memnun kalmadı. Zaten seçim derdindeki ABD, bu konuya çok fazla ilgi de göstermiyordu. Lakin Fransa Başkanı Trump’tan farklı olarak çok belirgin şekilde sızlanıyordu… Nitekim Rusya bu sızlanmalara binaen açıklama yapma ihtiyacı duydu ve bu tavrı üzüntüyle karşıladığını belirtti. Elbette bu saatten sonra Macron’un yakınmalarının kayda değer bir etkisi yoktu ve mesele kendi mecrasında seyredecekti… Gelgelelim Macron’un karın ağrısı bir türlü dinmeyecekti. Bir taraftan diasporanın baskıları, diğer taraftan Fransa’nın bölgesel meselelerde daha etkin rol oynama hedefi… Ancak evdeki hesap çarşıya uymuyordu… Diaspora alenen ve resmen, Macron’a sordu; Karabağ savaşına niçin daha aktif biçimde müdahale etmedin? O çaresiz doğru cevabı vermek zorunda kaldı. “KARABAĞ AZERBAYCAN TOPRAĞIDIR.” O saate kadar Bay Macron bu hakikate hep gözünü kapatıyordu. Ne zaman ki, Putin; Ermenistan’ın şu zamana kadar Karabağ’ı tanımadığını kayda geçirerek, kaskatı gerçeği mükerrer şekilde bazı kafalara çivi gibi çaktı, Macron’un da dili çözüldü. “Karabağ Azerbaycan topraklarının ayrılmaz parçasıdır…” diyen Putin’i resmen tasdik etmek durumunda kaldı... Fakat bu defa Fransız senatosu, belki de dünyadaki en komik ve anlamsız karar imza attı. “Karabağ Azerbaycan toprağıdır” diyen kendi cumhurbaşkanları değilmiş gibi, çok absürt şekilde, ‘Karabağ’ın bağımsızlığını’ tanıması için hükûmete çağrıda bulundu. Fransız Parlamentosu adına bundan daha büyük utanç olmasa gerek!.. Bu şekilde kraldan fazla kralcılık yapmak mecburiyeti nereden kaynaklanıyordu? Tabii ki diaspora baskısından… Bu tam bir rezaletti. Ve kendisini büyük devlet olarak lanse eden bir ülke adına tek kelime ile kepazelikti. Tabii bu skandala karşı tepkiler hemen patladı. Azerbaycan Fransa’ya nota verdi. Türkiye çok sert tepki gösterdi ve Fransa’nın çözüme yardımcı değil, sorunun bir parçası olduğunu söyledi. Hakikaten Fransa’nın içine düştüğü durum trajikomikti… Nitekim Dışişleri Bakanlığı sözcüsü yazılı açıklama yapıp, Senato’nun kararına rağmen, Fransa’nın “Sözde Dağlık Karabağ’ın bağımsızlığını tanımadığını” ilan etmek zorunda kaldı. Zevahiri kurtarmak için de ateşkes sonrasında Minsk Grubu çerçevesinde, problemlerin çözülmesi ve evlerinden olan Ermenilerin tekrar yerlerine dönmesi konusunda gayret göstereceklerini ifade etti. 28 seneden beri, Ermenistan işgali sebebiyle, yerlerinden yurtlarından olan Azerbaycan vatandaşları için bugüne kadar kılını kıpırdatmayan (Sadece Fransa değil elbet, Türkiye haricindeki diğer bütün Minsk Grubu ülkeleri de dâhil…) Paris Yönetimi, şimdi Azerbaycan’ın zaferi karşısında, şaşkın vaziyette tuhaf davranışlar içine giriyor. Eğer bu son rezalet de yetmediyse devam etsin!..           ALMANYA FRANSA’NIN DÜMEN SUYUNA GİRİYORSA Hatırlanacağı üzere, haziran ayında, Fransa askerî gemisi, Libya açıklarında bir Türk ticari gemisinde arama teşebbüsünde bulunmuş, ancak ikaz üzerine vazgeçmek zorunda kalmıştı. Daha sonra da Türk askerî gemisinin kendi gemilerini taciz ettiği iddiasında bulunmuştu… Fakat bu iddia yalandı ve nitekim Türkiye hemen bu yalanı belgeledi. Ne var ki, şimdiye kadar Fransa kendisinden beklenen özür dileme borcunu yerine getirmedi… Bu defa bir Alman fırkateyni, tamamen haksız ve hukuksuz şekilde; belki de İrini Operasyonunu yöneten Yunan generalin dolduruşa getirmesiyle, Türk bayrağı taşıyan ticari gemiye korsanca baskın yaptı. Bu hadisenin diplomatik ve hukuki bütün yönleri, şüphesiz Türkiye tarafından değerlendirilip gereği yapılacaktır. Bu hususta MGK açıklaması da yapılmış bulunmaktadır… Şayet Almanya dahi, Fransa’nın ya da Yunanistan’ın dümen suyunda, kendisine ciddi yükümlülükler yükleyecek bir maceraya atılmak gibi, ucuz ve ciddi devletlere yakışmayan tavırlar sergilemekten kaçınmıyorsa kendisi bilir. Lakin bilsin ki, bunun ceremesini mutlaka çeker. Ama şöyle ama böyle…  
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.